Liberalizm nedir, ne demek, nasıl ortaya çıkmıştır. Liberalizm anlamı ve tarihi hakkında detaylı bilgiler araştırılıyor. Peki, bir felsefe ve siyasi görüş olarak nitelendirilen, seküler bir devlet anlayışına dayanan Liberalizm fikrini ortaya atan İngiliz iktisatçı kimdir? İşte konuya dair merakla araştırılan bilgiler...

Liberalizm fikrini ortaya atan İngiliz iktisatçı kimdir?

17. yüzyıl düşünürü John Locke sıklıkla ayrı bir felsefe geleneği olarak liberalizmin kurucusu şeklinde yansıtılır. Locke, her insanın hayat, özgürlük ve mülkiyet haklarına sahip olduğunu savundu ve sosyal sözleşmeye göre de hükûmetlerin bu hakları ihlal etmemesi gerektiğini belirtti. Dönemlerinin liberal felsefesine sahip devrimciler, bu felsefeyi despot yönetimlerin devrilmesi için başlattıkları silahlı mücadeleleri meşru göstermek için kullandı. Şanlı Devrim, Amerikan Devrimi, Fransız Devrimi bunların arasındaydı. 19. yüzyılda Avrupa, İspanyol Amerika ve Kuzey Amerika'da liberal devletlerin kurulduğu görüldü.

Liberalizmden yana olanlar çoğulcu demokrasiyi ve fırsat eşitliğini savunur. Çıktığı yıllarda bir felsefe ve siyasi görüş olarak değerlendirilse de sonraki yıllarda bir doktrin (öğreti) haline gelmiştir. Liberallere göre ekonomi serbest piyasaya dayanmalı ve bireysel özgürlükler sonuna kadar desteklenmelidir. Bu görüşü savunan en önemli düşünürler şunlardır: John Locke, Adam Smith, Niccola Machievelli, Jose Ortega J Gasset, Eramus, Jean Jacques Rousseau, Emmanuel Joseph Sieyes...

Liberalizm Nedir ve Ne Demek?

Liberalizm Latince bir sözcük olan ''Liber'' kelimesinden türetilmiştir. Liber, 'Özgür', Liberalizm ise ''özgürlük'' demektir. Tarih boyunca farklı düşünür ve ekonomistlerin öne sürdüğü görüşlerle birçok liberalizm çeşidi ortaya çıkmıştır. Klasik liberalizmde bireysel özgürlükler ön planda iken sosyal liberalizmde özgürlükler ile sosyal adalet arasında bir denge sağlanmaya çalışılmıştır. Bu görüşü savunan düşünürlere göre bireylere dayanan aşırı özgürlük, sosyal adaletin dengesini bozabilir. ''Modern liberalizm'' adıyla da bilinen bu görüşe dönemin birçok edebiyatçısı da destek oldu. Charles Dickens, ''İki Şehrin Hikayesi'' ve ''Oliver Twist'' gibi romanlarla sosyal eşitsizliği eleştirdi.

Liberalizmin temel ilkeleri arasında toplumsal özgürlükler de ön plandadır. Desteklenen fikirlerin başında, basın özgürlüğü ve inanç özgürlüğü gibi demokratik haklar yer almaktadır. Kapitalizm ile arasındaki en temel fark, kapitalizmin sadece ekonomik bir sistem olmasıdır. Buna karşın liberalizmin siyasi ve sosyal ilkeleri de mevcuttur. Kapitalistler, bazı ülkelerin sömürge hale getirilebileceğini savunurken, liberaller tüm ülkelerin sınırlarına saygı duyulması gerektiği konusunda hemfikirdir. Kapitalizm ile Liberalizm arasındaki en temel farklardan biri de ekonomi alanındadır. Kapital sistemde ekonomik büyümede iktisadi gerekçeler baz alınır. Liberalizmde ise ekonomik büyümenin yanı sıra sosyal adalet ve fırsat eşitliği gibi kavramlar da önemlidir.

Liberalizm Nasıl Ortaya Çıkmıştır?

Liberalizm, feodalizmin yıkılması ve kilisenin eski gücünü kaybetmesiyle ortaya çıktı. Krallıkların yıkılmasından sonra monarşiye dayalı yönetimlerin yerini çoğulcu demokrasiler almaya başladı. Halkın kendi kendini yönettiği demokratik ülkelerde düşünce ve ifade özgürlüğü beraberinde birçok yeniliği beraberinde getirdi. Artık herkes düşüncelerini ifade etmekte tamamen özgürdü. Farklı görüşleri savunan yazarların yayımladığı kitaplar ile birlikte bireycilik önem kazandı.

Liberalizm Tarihi ve Liberalizm Hakkında...

18. yüzyılın başından itibaren ekonomik liberalizmin yanı sıra felsefi bireycilik ve neo- liberalizm gibi farklı kavramlar ortaya çıktı. Ekonomik liberalizm özellikle sanayi devriminden sonra güç kazanmıştır. Bireye ekonomik alanda sınırsız özgürlük tanıyan bu görüş, merkantalizmin temel ilkelerine de karşı çıkar. Bu öğretiye göre toplumun ortaklaşa kullanacağı yol ve köprü gibi yapılar, kamu malları kapsamında değerlendirilmelidir. Neo-liberalizmden farklı olarak özel kuruluşların özgürlüklerini kısıtlayan bir yapıya sahiptir.

Liberalizmin tarihinde uygulanan politikalar da döneme ve ülkeye göre değişkenlik göstermektedir. 20. yüzyılın ortalarından itibaren özel işletmeler ekonomik açıdan büyümüş ve uluslararası pazardaki ticaret ağları genişletilmiştir. Neo- liberalizmin yaygınlaşması ile birlikte müdahaleci devlet anlayışı benimsenmiş, buna karşın serbest piyasa daha şeffaf hale getirilmiştir.

Liberalizmin kurucusu İngiliz düşünür John Locke'dir. 1632 - 1704 yılları arasında yaşamış olan düşünür, her bireyin özgür doğduğunu savunur. Toplumda sınıfsal bir hiyerarşinin bulunmasını, devletin devamlılığı için zorunlu kabul eder. Bu dünya görüşünün öncüleri arasında ise şu isimler yer alıyor: Jean - Baptiste Say, Milton Friedman, Adam Smith ve Thomas Malthus.

Editör: TE Bilisim