Gökhan Erek / Özel Haber

Yerel seçimlere sayılı aylar kala siyasi partiler tarafından yapılan hamleler, izlenen stratejiler ve seçim sonuçlarının belirlenmesindeki kilit roller seçmenler tarafından dikkatle takip ediliyor. 

Peki, İYİ Parti’nin seçimlere ‘hür ve müstakil’ girme kararının etkisi ne olacak? CHP elindeki belediyeleri kaybeder mi ya da hangi belediyeleri kaybedecek? Cumhur İttifakı kaybettiği belediyeleri geri kazanabilir mi? DEM Parti’nin CHP’ye artı ve eksileri ne olacak? 

Optimar Araştırma Başkanı Hilmi Daşdemir, Diriliş Postası’na değerlendirdi.

KARAR 14 MAYIS’TAN ÖNCE ALINSAYDI

İYİ Parti’nin yerel seçimlere her ilde kendi adayını çıkarıp, ittifaksız girme kararının seçimlere etkisinin ne olacağı kamuoyu tarafından merak ediliyor.

Hilmi Daşdemir, İYİ Parti’nin mahalli seçimlere ‘Hür ve Müstakil’ girme kararını, 14 Mayıs seçimlerine giderken almış olsaydı İYİ Parti’nin siyasal anlamdaki duruşu ve kalıcılığının çok daha etkili olabileceğini belirterek, “Ancak şu andaki almış olduğu kararın sınırlı etkisi olacaktır. Ama mutlaka ve mutlaka etkisi olacaktır. Tabanın ya da orada siyaset yapıp daha doğrusu orada siyaset yapmak için gelip de ‘CHP ile ittifak yapılmıyor’ diye ayrılanların olmasına rağmen İYİ Parti’nin Ankara'da yüzde 10 civarında oyu var. Aday olarak konuşulan Kürşat Zorlu, bunun ancak yüzde 3'ünü alacaktır. Diğer taraftan İstanbul'da kim çıkacak? Buğra Kavuncu çıkacaksa, yine aynı şekilde yüzde 2 ile 3’ünü alacaktır. Bursa'da aday olarak Selçuk Türkoğlu konuşuluyor. Selçuk Türkoğlu, aday olursa o da yüzde 3 ya da 4 oy alacaktır. Ama bunların genel olarak bakıldığı zaman seçimin kaderini etkileme noktasında önemli bir süreci ve sonucu olacaktır.” ifadelerini kullandı. 

BÜYÜKŞEHİRLERDE MİLLİYETÇİLER ETKİLİ OLUR

Seçim sonuçlarıyla ilgili değerlendirme yapmak için il bazında bakmak gerektiğini vurgulayan Hilmi Daşdemir, sözlerini şu şekilde sürdürdü, “İstanbul'da daha çok HDP seçmeninin, seçimin sürecini, kaderini etkileme potansiyeli var iken; Ankara'da, Antalya'da, Bursa'da milliyetçi seçmenin seçimin kaderini etkileme gibi bir süreci var. Bunları gözeterek aday belirleme yoluna giderse, İYİ Parti biraz daha farklı bir oy potansiyeline sahip olabilir ama buralarda adayların ciddi anlamda kimin kazanacağına göre de seçmen pozisyon alabilir. Ama Muhalif tarafta kalan adaylar,  Muhalif tarafa oy verecekler. Bu sebepten dolayı da İYİ Parti o yüzde 10'luk oy potansiyelini sahada tam olarak hayata geçiremeyecek.  Ama yine bu illerde yüzde 3 ile 5 arasında il bazında değişmekle birlikte oy potansiyeli olacaktır.”

İYİ PARTİ’NİN OY ORANINI BELİRLEYECEK ETKENLER

Daşdemir, yaptıkları anketlere göre İYİ Parti tabanının ittifaka mesafeli iken İYİ Parti'de sonradan listelerde yer bulanlar ve ittifak yapılmadığı için ayrılanların ise işbirliğine daha yakın olduklarını hatırlatıp, “Bir önceki yaptığımız araştırmada tabanın net olarak yüzde 48'i seçimlere tek başına girme  taraftarıydı. Şu anki süreç açısından bakıldığı zaman bunun biraz daha yükselmesini bekliyorum. Tüm bunlarla birlikte de geriye kalan yüzde 52'lik kesimin yüzde 30'a yakını da bu konuda net bir karar veremiyordu Yine Cumhuriyet Halk Partisi ile birlikte ittifaka yakın bir kesim var. Ama orada da geriye kalan kesimde neredeyse yarı yarıya kararsızlık durumu var yani fikri yoktu ya da ittifaktan yanaydı. Ama orada da çıkaracakları adaylar, seçimin kaderini ya da İYİ Parti'nin alacağı oy oranını belirleme noktasında etkili olacaktır.” dedi.  

CHP’NİN KAYBEDEBİLECEĞİ İLLER

İYİ Parti’nin mahalli seçimler ile ilgili kararının Cumhuriyet Halk Partisi’ne etkisi siyaset arenasının öne çıkan başlıkları arasında yer alıyor. 

İYİ Parti’nin kararının ardından CHP’nin kaybedeceği belediyeler olacağını dile getiren Daşdemir, “Kaybedilme potansiyeli olan illere bakacak olursak, Adana, Mersin, Hatay, Antalya bu iller arasında yer alıyor.  Antalya'da ciddi bir İYİ Parti seçmeni var. İYİ Parti orada aday çıkardıktan sonra CHP'nin adayının kim olacağına göre şekillenecek bir durum da var.  Mevcut Başkan tekrardan aday olursa;  biraz da merkezden oy alabilme ihtimal ve potansiyeli var iken Ümit Uysal olursa; Ümit  Uysal CHP tabanının Oylarıyla seçime girmiş olacak ve bununla birlikte İYİ Parti tabanından da bir miktar oy alacaktır. Ama İYİ Parti orada çıkaracağı adaya göre de daha farklı bir pozisyon elde edebilir. Bu her parti için geçerli.” diye konuştu.   

AK PARTİ’NİN ADAYLARI ÇOK ÖNEMLİ!

AK Parti'nin Antalya'da göstereceği adayın, çok önemli olduğunu vurgulayan Daşdemir, sözlerine şu satırları ekledi, “Çünkü Antalyada da seküler bir seçmen kitlesi oluşmuş durumda.  AK Parti Antalya'da seküler kesimden oy alacak bir aday bulabilirse; Antalya'da işi kolay olur. Balıkesir'e geldiğimiz zaman karşıda ittifak da olsa mevcut belediye başkanı Yücel Yılmaz seçimi kazanıyor gibi duruyor.  Zaten Sakarya, Kocaeli tartışılmaz bir şekilde AK Parti'de. Orada da yine adayların belli oranda etkisi olacak. Bursa'nın kritik bir noktaya doğru gittiğini görüyoruz. Burada da yine İYİ Parti'nin adayının belirleyici olma ihtimali var. Samsun'da Erhan Usta bağımsız aday olarak ciddi bir oy almıştı bir önceki seçimlerden. Şu an o mu aday olur, yoksa başka biri mi aday olur? Şu an ilan edilen bir aday yok. Orada belirlenecek aday Cumhur ittifakı ile rahat ama yine çalışkan, başarı hikayesi olan, genç ve dinamik aday koyarsa AK Parti orada devam ettirir. Çünkü bazı yerlerde seçmenin taleplerini karşılayacak ölçüde çalışmayan ve doğru aday konulmadığı zaman oraların da kaybedilme riski olabilir.”

SEÇMEN HİZMET ALAMADI

Daşdemir, CHP'nin kaybetme riski ve  potansiyeli olan birçok büyükşehir belediyesinin olduğunu belirterek, “Ayrıca Ankara ve İstanbul üzerinden de adayların çok etkili olduğunu söyleyebiliriz. İstanbul'da Karadenizli seçmen üzerinden bir takım yorumlar, adaylar üzerinden değerlendirmeler yapılıyor.” diye konuştu. 

İSTANBULLU BELEDİYECİLİK YAPACAK BAŞKAN ÖZLEMİ YAŞIYOR

İstanbul'da beş yıl boyunca doğru düzgün hizmet almamış seçmen olduğunu hatırlatan Daşdemir, sözlerini şu şekilde devam ettirdi, “İstanbullular sadece belediyecilik yapacak bir belediye başkanı özlemi içerisindeler. Dolayısıyla Ekrem İmamoğlu, her ne kadar çok rahatmış gibi görünse de sıkıntısının olacağını söyleyebiliriz.” 

MANSUR YAVAŞ SIKINTIYA GİREBİLİR

Daşdemir, Ankara'da Mansur Yavaş'ın iyi bir algısı olduğunu söyleyip, “Ancak bu algının da bir noktadan sonra sıkıntıya girme gibi bir durumu söz konusu olabilir. Sebebi Ankara'da da doğru düzgün bir hizmet olmamış olması. Yeni alternatif yollar açılmadığı için trafiğin ciddi anlamda sıkıntıya girmesi gibi birçok sebep sayabiliriz.” ifadelerini yer verdi. 

İYİ PARTİ’DE CİDDİ BİR TABANI VAR

Ankara’nın milliyetçi, Orta Anadolulu seçmenin ağırlıkta bir şehir olduğunu hatırlatan Daşdemir, şu ifadeleri kullandı, “Ankara'da en son istifa eden Yüksel Arslan, Mansur Yavaş'ın özel kalem müdürüydü. Ben de kendisini tanırım. Geçmişten beri Mansur Yavaş ile hareket eden birisiydi. Kimliği bilinerek İYİ Parti'den milletvekili yapıldı ve süreçler açısından da en son istifa eden o oldu. Diğer istifa edenler de benzer gerekçelerle CHP ile ittifak yapılmadığı için istifa edenlerden oluşuyor. Mansur Yavaş'ın, özellikle İYİ Parti seçmeni içerisinde de ciddi bir tabanın olduğunu da söylemek mümkün. Bunların birçoğu hizmete bakmadan muhalif bir çerçevede olaya yaklaşıp ona göre pozisyon alıyorlar.”

ANKARA’DA KÜRŞAD ZORLU MU ADAY OLACAK?

İYİ Parti’nin Ankara adayı olarak Kürşad Zorlu’nun değerlendirildiğini aktaran Daşdemir, “Kürşat Zorlu, aday olursa; genç, akademisyen, Orta Anadolu'dan, Ailesi de ülkücü hareket içerisinde olan birisi olduğu için belli bir oy alabilme potansiyeli var ama bunun da yüzde 3'ü geçmesi çok zor gözüküyor. Ama bundan sonraki süreç de nasıl hareket edileceğine göre değişecektir. İstanbul'da belediye meclis üyelerinin istifa ettiği gibi Ankara'da da bazı ilçe başkanları istifa ettiler, Beypazarı, Kalecik gibi ilçelerde gerçekleşen istifalar gibi. Etimesgut'ta hamleler var. Buralar da belirleyici olacaktır.  Mansur Yavaş, CHP içinde etkili olduğu yerlerde ona ilişkin birtakım denklemler kuruyor. Ama yine tekrar altını çizerek söylüyorum ki taban olarak İYİ Parti'nin büyük bir kısmı Mansur Yavaş'a kayacaktır. İddialı olduğu bir aday olursa ilçelerde ona göre bir pozisyon gelişebilir.” dedi.

CUMHUR İTTİFAKI KAYBETTİĞİ BELEDİYELERİ KAZANMAK İÇİN NE YAPMALI?

Daşdemir, Cumhur İttifakı’nın CHP’ye geçen belediyeleri geri alabilmesi için kazanacak adaylarla seçime girmesi gerektiğini belirterek, “Eğer kamuoyunda karşılığı olmayan isimlerle seçime girilirse; bu ihtimalin zayıf olduğunu da söyleyebilirim. Çünkü seçmen yaptığımız araştırmalara göre yüzde 70 ile 80 oranında adaya göre oy veriyor. Adayın profili, seçmenin oy verip vermemesinde oldukça belirleyici oluyor.” ifadelerine yer verdi.

Saadet Partisi'nde kongre kararı! Karamollaoğlu aday olmayacak Saadet Partisi'nde kongre kararı! Karamollaoğlu aday olmayacak

DEM PARTİ’NİN ANKARA VE İSTANBUL’A ETKİSİ

DEM Parti’nin (Eski adıyla HEDEP) 2019 yılında yapılan yerel seçimlerde CHP’ye geçen belediyelerdeki rolü göz önüne alındığında 31 Mart 2024 tarihinde yapılacak mahalli seçimlerde nasıl bir etkisinin olacağı dikkatle takip edilen konular arasında yer alıyor. 

Dem Parti’nin, İstanbul'da seçimin kaderini belirleme noktasında çok belirleyici olacağının altını çizen Daşdemir, “Ama Ankara'da Mansur Yavaş şunu söyleyemez, ‘Ben onların oyunu istemiyorum.’ Çünkü işbirliği içerisinde bir açıklama gelmezse eğer Mansur Yavaş, onların oyuna da talip gibi bir sonuç da çıkabilir.” dedi.CUMHUR İTTİFAKI’NIN EN BÜYÜK RAKİBİ EKONOMİ

Yerel seçimlere gidilirken Cumhur İttifakı’nın şu anki en büyük rakibinin  ekonomi olduğunu belirten Daşdemir, sözlerini şu şekilde devam ettirdi, “Ekonomi ile ilgili emeklilerin bir takım beklenti ve talepleri var. Ekonomik noktada sıkıntıya girmiş durumdalar. Emekliler bu taleplerinin karşılanmasını istiyorlar diğer kitlelere, memurlara, asgari ücretlilere oldukça fazla maaş artışı yapılırken; onlara yapılmadı. Bu sebepten dolayı da emeklilerin bir kırgınlığı var. Kırgınlığı aşabilmek için de emekliler yılbaşında yapılacak artış ile mutlu edilmek istiyor. Bu sağlanabilirse; birazcık daha gücünü koruyabilir. Eğer bunu sağlamayan, ekonomik sıkıntıları çözen ya da alım gücünü artırmayan bir maaş artışı olursa seçim olumsuz olarak etkilenir.” 

Editör: Gökhan Erek