İslam İktisadı Araştırma Merkezi, Gazze’ye yönelik insanlık dışı saldırılarla birlikte borsaya açık ve İsrail'e destek veren şirketlere yönelik boykotun yansımalarını raporlaştırdı. Boykotun ekonomik etkilerinin yanısıra uluslararası siyasette dengeleri değiştirebilecek potansiyeline dikkat çeken İKAM Direktörü Melih Turan, mobil uygulamalar sayesinde duyarlılığın yaygınlaştığını söyledi.
İLKE Vakfı bünyesinde faaliyet gösteren İslam İktisadı Araştırma Merkezi (İKAM), boykotun ekonomik, sosyal ve fıkhi boyutlarının ele aldığı “Finansal, Toplumsal ve Fıkhi Boyutlarıyla Boykot” başlıklı rapor hazırladı. İsrail’in Gazze’ye yönelik insanlık dışı saldırılarıyla, çeşitli markalara uygulanan boykotun masaya yatırıldığı çalışmada İKAM, borsaya açık şirketlerin boykottan nasıl etkilendiğini gözönüne serdi. Buna göre, boykotun etkileri yalnızca ekonomik kayıplarla sınırlı değil. Boykotun uluslararası siyasette dengeleri değiştirebilecek potansiyele sahip olduğunu kaydeden İKAM Direktörü Melih Turan, “Bu etkinin sürdürülebilir olması için bilinçli tüketici davranışlarının yaygınlaştırılması ve bireysel eylemlerin toplumsal harekete dönüştürülmesi gerekiyor” dedi.
ŞİRKETLER BOYKOTTAN ETKİLENDİ
Borsaya açık şirketlerin verileri, şirketlerin kamuoyuna yaptığı açıklamalar üzerinden birtakım finansal analizler yapılarak raporun hazırlandığını anlatan Turan, “Borsa İstanbul'un finansal performansını incelediğimizde boykot edilen 31 şirketin hisse senetlerinin 21’ini analiz ettik. Bu 21 hisse senedinin 18’i boykot süresince yatırımcılarına, ‘boykotun olmadığı bir senaryoda sağlamaları beklenen’ getirileri sağlayıp sağlamadığını inceledik. Beklenen getirinin düşük seviyede kaldığını gördük” diye konuştu. Turan, “Analiz sonuçlarına göre, Borsa İstanbul’da işlem gören şirketlerin yaklaşık yüzde 5’i boykot ediliyor. Söz konusu 18 hisse senedinin piyasa değerleri ilgili dönemde BİST-100 endeksinden de fazla düşüş yaşayarak ortalama 3’te 1 oranında değer kaybettiğini gördük” şeklinde konuştu.
TEKNOLOJİ SAYESİNDE TAKİP MÜMKÜN
Dünyada olduğu gibi Türkiye’de de boykot mobil uygulamaların kurulduğunu ifade eden Turan “Bu sistemler boykotun yaygınlaşmasını sağladı. Dünya çapında uygulamalar olduğu gibi Türkiye'de boykot dedektifi uygulaması, boykot mağazaları ve AVM’ler ortaya çıktı. 1970’ler petrol krizini başlatan ciddi bir şirkete boykot uygulanmış. Boykot Arap Ligi'nin desteğiyle büyük şirketlerin zamanında İsrail’den çıkmasına neden olmuş geçmişte. Ama bugün ne yazık ki Arap Ligi’nin bu katkısından bahsetmek zor” değerlendirmesi yaptı.
COCA-COLA’NIN SATIŞLARI %12 DÜŞTÜ
Şirket boykotlarında özellikle distribitörlük yapan şirketleri halkın bilmediğini vurgulayan Turan, “Boykot edilen şirketlerin çoğunluğunun Türkiye’deki distribitörlüğünü yapan TAP Gıda, 7 Ekim’den yaklaşık 10 gün sonra halka arz edildi. Türkiye’de tam boykotun tekrardan gündeme geldiği bir dönemde halka arz rekoru kırmıştı. Coca-Cola boykottan en fazla etkilenen şirketlerden biri, Coca-Cola Türkiye’nin 2024 yılı 3’üncü çeyrek raporunda gazlı içecekler kategorisindeki satış hacimleri yüzde 12,2 düşüş gösterirken gazsız içecek kategorisinde yüzde 6,8’lik bir artış kaydedildi. Doğrudan Coca-Cola'ya ilişkin bir boykot var ama onun ürettiği ikinci ürünlere ilişkin yok” ifadesini kullandı.
EĞİTİMLİLER BOYKOTU DAHA ÇOK YAPIYOR
Türkiye’de boykota katılımın yüzde 30’ların üzerinde olduğunu dile getiren Turan, bu oranın üniversite mezunlarında yüzde 40’lara kadar ulaştığını aktardı. İlke Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı ve Proje yürütücüsü Av. Ahmet Said Öner ise, boykotun İsrail’in saldırılarına karşı şok etkisiyle devam etmeyip, sürdürülebilir olması gerektiğini söyledi. Öner sözlerini şöyle sürdürdü: “Türkiye'de halkın boykota katılımının kitlesel ölçekte. Finansal etkilere baktığımızda boykotta net bir duruş sergilendiğini söyleyebiliriz. Raporda, Türkiye’nin yanı sıra Bahreyn, Bolivya, Çat, Şili, Kolombiya, Ürdün, Güney Afrika gibi ülkelerin de boykotta etkin olduğuna yer verdik."