30 Temmuz 2025’te Rusya’nın doğusunda, Kamçatka Yarımadası açıklarında meydana gelen 8.8 büyüklüğündeki deprem, son yılların en büyük sarsıntılarından biri olarak kayda geçti. Depremin ardından oluşan tsunami dalgaları, Hawaii ve ABD ana karası dahil olmak üzere Pasifik Okyanusu çevresindeki birçok kıyı bölgesine ulaştı.

Depremin merkez üssüne yakın Kamçatka kıyılarında 4 metreye ulaşan dalgalar bazı yerleşim alanlarında ciddi hasara yol açtı. Ancak Japonya gibi Kamçatka’ya daha yakın ülkelerde beklenen yüksek dalgalar görülmedi. Birçok ülkede verilen tsunami uyarıları daha sonra düşürüldü ya da tamamen kaldırıldı.

Bilim insanları, bu kadar büyük bir depremin ardından nispeten küçük tsunami dalgalarının oluşmasının ardındaki jeolojik nedenleri araştırıyor. ABD Jeolojik Araştırmalar Kurumu (USGS), depremin Pasifik tektonik levhasının, Kuzey Amerika levhasının altına doğru dalmasıyla meydana geldiğini belirtiyor. Bu tür “dalma-batma” (subduction) olayları sırasında deniz tabanında ani yükselme veya alçalmalar yaşanıyor ve bu da tsunamilere yol açabiliyor.

İsrail Lübnan'ı vurdu
İsrail Lübnan'ı vurdu
İçeriği Görüntüle

Ancak Kamçatka’daki bu deprem, daha derin bir noktada (yaklaşık 20.7 km) gerçekleşti. Bu nedenle deniz tabanındaki dikey hareketin daha sınırlı ve daha yavaş gerçekleştiği tahmin ediliyor. Bu da dev dalgaların oluşumunu kısıtlayan bir faktör olarak öne çıkıyor.

Resim 2025 07 31 104146295

DEVASA ENERJİ AÇIĞA ÇIKMIŞ OLABİLİR

USGS, levhaların yılda yaklaşık 80 mm’lik bir hızla birbirine yaklaştığını, ancak bu hareketlerin zaman zaman birikerek birkaç metrelik ani sarsıntılara dönüştüğünü vurguluyor. Depremin merkez üssünde 400x150 kilometrelik bir alanda devasa enerji açığa çıkmış olabilir.

Açık denizde tsunami dalgaları fark edilmezken, kıyıya yaklaştıkça yavaşlayarak yükseliyor ve kıyı bölgelerine zarar veriyor. Kamçatka’da bazı bölgelerde bu durum ciddi etkiler yaratırken, diğer kıyılarda dalgaların enerjisi okyanusu aşarken azaldı.

Tsunami dalgaları saatte 700 km’ye varan hızlarla hareket ederek 24 saat içinde Pasifik Okyanusu’nun dört bir yanına ulaşabiliyor. Ancak bu olayda, özellikle uzak bölgelerde beklenen yıkıcı etkiler görülmedi.

Uzmanlar, Kamçatka depremi örneğinde olduğu gibi, sadece depremin büyüklüğünün değil, yer kabuğunun hareket tarzının ve deniz tabanındaki ani değişimlerin de tsunami riskini belirlediğine dikkat çekiyor.

Muhabir: Berfin Bitirim