Türkiye 6 Şubat Kahramanmaraş merkezli depremlerle sarsılırken, 28 Ocak'tan bu yana da Ege Denizi'nde meydana gelen yüzlerce deprem vatandaşlar arasında endişeye yol açıyor.
Resmi kayıtlara göre, 53 bin 537 kişinin hayatını kaybettiği, 120 bin kişinin yaralandığı, 11 ilde toplam 310 bin binanın yıkılıp ağır hasar gördüğü, 2023 Meclis Deprem Araştırma Komisyonu'nun raporuna göre ise Türkiye'ye toplam maliyeti 148.8 milyar dolar olduğu açıklanan 7.7 ve 7.6 büyüklüğündeki Kahramanmaraş Depremlerinin üzerinden 2 yıl geçti.
'GERİLİMİ YÜKSEK 20 FAY BULUNUYOR'
Türkiye'nin en büyük ikinci depremi olarak kayıtlara geçen felaketin 2. yıl dönümünde yaşanan depremden ne kadar ders çıkarıldığı ve Türkiye'nin 7 üzerindeki bir başka depreme ne kadar hazırlıklı olduğu konusunda konuşan Jeoloji Mühendisi Aysun Aykan, "Kahramanmaraş'ta büyük bir deprem olabileceğini, buranın bir sismik boşluk olarak değerlendirildiğini ve buralara dikkat edilmesi gerektiğini defalarca ifade etmiştik, bir çok bilim insanları da bu konuda uyarıda bulunmuştu! Türkiye'de sismik boşluk adı verilen kırılma zamanı gelmiş, gerilimi yüksek 20 fay bulunuyor. Marmara Denizi içerisinden geçen Kuzey Anadolu Fayı'nın Kuzey kolu 250 yıldır kırılmayan bir sismik boşluk olarak nitelendirilmeli" dedi.
"TÜRKİYE'DE 5.5 VE ÜZERİ DEPREM ÜRETECEK 500 DİRİ FAY VAR"
Türkiye'nin diri fay haritasına bakıldığında 5.5 ve üzeri büyüklükte deprem üretme potansiyeline sahip 500 diri fay bulunduğunu belirten Aykan, "Ülkemizin önemli bir bölümü deprem tehlikesi ve riski altındadır. Şuan ki yapılan çalışmalara göre 24 kentimizin şehir merkezinden diri fay geçmektedir.
Risk altındaki bu iller; Balıkesir, Bursa, Kocaeli, Bolu, Sakarya, Manisa, İzmir, Aydın, Muğla, Denizli, Burdur, Kütahya, Eskişehir, Konya, Aksaray, Tokat, Kayseri, Osmaniye, Hatay, Kahramanmaraş, Erzurum, Erzincan, Hakkari ve Bingöl'dür. 24 kentimiz, 110'u aşkın ilçemiz, 500'ü aşkın mahalle, 5.5 ve üzeri büyüklükte deprem üreten fay zonları üzerinde yer aldığı bilinmektedir.
Bu fayların sakınım bandı üzerinde 100 bine yakın bina bulunduğu ve bir milyona yakın insanımızın da bu binalarda yaşadığı düşünüldüğünde, ülkemiz ve ülke insanımızın karşı karşıya kaldığı risklerin ne derece büyük olduğu, yaşadığımız son depremle gözler önüne serilmektedir. Bu fayların kırılması durumunda ilk önce fay zonu üzerindeki yapılar zarar görecektir. Bu faylardan özellikle kırılma zamanı gelmiş olanların yani sismik boşluk olarak tanımladığımız, yerleşim yerlerinden geçenler büyük risk oluşturmaktadır" dedi.