M.Ö. 7’nci yüzyılda parayı keşfeden Lidyalılardan Perslere, Helenistik dönemden Roma’ya, Bizans’a ve Osmanlı’ya kadar paranın yolculuğunu anlatan etkileyici bir sergi bizleri karşılıyor.

İstanbul’un Beyoğlu semtinde bulunan Yapı Kredi Müzesi, bilimsel açıdan dünyanın önemli koleksiyonları arasında yer alan Sikke Koleksiyonu’na ev sahipliği yapıyor. Girişi ücretsiz olan 11 Kasıma kadar açık olan sergiye ziyaretçiler, koleksiyondaki paraların yıllar geçtikçe hem adlarının hem de şekillerin nasıl değiştiğini gözlemleyebiliyor.

MANİSA’DA İCAT EDİLDİ

M.Ö. 7’nci yüzyılda parayı keşfeden Lidyalılardan, Perslere, Helenistik dönemden, Roma’ya, Bizans’sa ve Osmanlı’ya kadar paranın yolculuğunu anlatan etkileyici sergide tarihin bütün katmanlarını kronolojik olarak takip etmek mümkün. Aynı zamanda koleksiyon büyük bölümünün geldiği, kültür tarihinin farklı dönemlerine damgasını vuran; krallıklara, şehir devletlerine ve imparatorluklara ev sahipliği yapan Anadolu coğrafyası hakkında eşsiz bilgiler veriyor.

Manisa ve çevresinde yaşamış Lidyalıların, başkentleri Sardeis’ten akan Paktolos deresinden topladıkları altın ve gümüşle ilk parayı darp ederek dünya ticaret tarihinde yeni bir dönemi başlatmışlardır. Lidyalıların bastığı ilk sikkelerin ön yüzünde krallığın arması olan aslan başı, arka yüzünde ise kare çukur bulunuyordu. Lidyalılar tarafından basılmasına rağmen paraya yaygınlık kazandıranlar Phokaia, Miletos, Priene, Ephesos gibi İyon şehir devletleri olmuştur. Lidyalıların son kralı Kroisos döneminde Perslerle yaptıkları savaşı kaybederek MÖ 547 yılından itibaren Pers hakimiyetine girmişlerdir ve ardından Anadolu’da yaklaşık 200 yıl sürecek olan Pers Dönemi başlar.

PERSLER PARAYI LİDYA’DAN ÖGRENmiş

Persler 6. yüzyılın ortalarında Anadolu’yu ele geçirdiklerinde Batı Anadolu’da çok sayıda kent hâlihazırda sikke basıp kullanıyordu. Persler, Lidya’nın Sardeis’i fethettiklerinde sikke ile tanıştı. Lidya darphaneleri bundan böyle Pers Krallığı için aynı form ve betimde para basmaya başladı. Bu nedenle Lidya paraları ile Pers paralarını ayırt etmek zordur.

PORTRE GELENEĞİ İSKENDER’DEN

Helenistik dönem sikkelerinin en belirgin özelliği Pers İmparatorluğu’na son veren Büyük İskender’in, ölümü üzerine generallerin İskender’e özenerek kendi portrelerinin resmettirmeleridir. Sikke üzerine portre resmetme M.Ö. 5’inci ve 4’üncü yüzyıllarda Pers valileri tarafından paraların üzerine basılan portrelere dayanmaktadır. Aynı zamanda Helenistik dönemde sikke kullanımı bütün dünyaya yayılmıştır. Paralar Rusya’dan Mısır’a, İran’dan Hindistan’a ve Akdeniz kıyı şeridi boyunca İspanya’ya kadar geniş bir coğrafyada kullanılmıştır.

ROMA’DA PROPAGANDA ARACIYMIŞ

Roma İmparatorluğu sikkeleri Augustus ile başlayan dönemde yaklaşık beş yüz şehir tarafından basıldı. Roma imparatorları paraları etkili birer propaganda aracı olarak kullanıp, ön yüzüne portrelerini arka yüzüne ise toplum veya kamu yararına yaptıkları faaliyetler ve kazanılan zaferleri resmetti. Propaganda geleneği Bizans’ta da devam ettı. Bizans sikkelerinin form ve betimleme açısından Roma sikkelerinden farkı, imparator portrelerinin Roma sikkelerinde profilden, Bizans sikkelerinde ise cepheden olmasıdır. Bizans paraları işçilik, maden ve figür kalitesi bakımından Roma’nın çok altındadır.

Ayrıca Antik Çağ’da Roma öncesi dönemlerde hanedanlarda kent içi anlaşmazlıklara son vermek için kullanılan Homonia teması, Roma döneminde, generaller kentler ve eyaletler arası anlaşmazlıklara son vermek için kullanılıyor ve propaganda amacıyla sikkeler üzerine tokalaşma şekli resmediliyor. Yunanca kökenli Homania kelimesi anlaşma-uyuşma anlamına gelmektedir.

İLK ALTIN PARA İSTANBUL’DA

14’üncü yüzyıl başlarından cumhuriyetin ilanına kadar geçen 600 yıllık dönemde çeşitli materyallerden sikkeler bastıran Osmanlı Devleti’nde Fatih Sultan Mehmet zamanına kadar altın sikke darp edilmedi. Sadece ticarette altın olarak Venedik Dukası kullanılırken, Fatih zamanında İstanbul’da altın sikkeler basıldı. İslam’da var olan resim yasağı uyarınca, Osmanlı sikkelerinin ön ve arka yüzlerine figür konulmazken, bunun yerine yazıyla tarih, dua ve padişahın unvanlarına yer verildi. Bu arada müzede yer alan Osmanlı paralarının biri haricinde hepsinin yuvarlak şekilli olduğu görülüyor. Tek köşeli Osmanlı parası ise Sultan Ahmed zamanında Tunus’ta basılmış. Sultan, bu paranın tasarımında yerel kullanım alışkanlıklarını dikkate almış.

Selçuklular’da çift başlı kartal figürü

Selçuklular ve Artuklular başta olmak üzere bazı Anadolu beyliklerinin sikkelerinde, mimari eserlerde olduğu gibi devletin simgesi olarak “çift başlı kartal” figürü kullanılmıştır. Bu simge ile kudretli hükümdarın Doğu’ya ve Batı’ya aynı anda hükmettiğini simgelemiştir. Tarihteki en güçlü İslam devletlerinden biri olan Emeviler’de ise hükümdar Abdülmelik, İslam esaslarına uygun resimsiz sikkeler bastırmıştır. Paranın ön yüzünde Kuran-ı Kerim’den ayetler, arka yüzünde de hükümdar ve eyalet adı, darp yeri ve yılı vardı. Daha sonraki Müslüman devletler de figürsüz sikkeler bastırıldı.

Muhabir: Haber Merkezi