15 Temmuz 2016 “Milli direniş günü”, yıllarca darbeci cuntanın işgal edip, esir aldığı Türkiye’nin ve milletin talihinin değiştiği gün oldu.  Alçak FETÖ’cü darbe girişimini an be an sokaklarda vatandaşla takip ettim. Olay bizim için, Saat 20:30 sularında gazeteci arkadaşlarla oturduğumuz bir kafenin önünden,  izlediğimiz tank sevkiyatlarıyla başladı. Her birimiz düşündük, terör saldırısına yönelik istihbarat mı var diye?  “İstihbarat olsa bile bu ülkenin polisi var, askere ne hacet”   şeklinde aklımızdaki soruya cevap verdik, gerçekçi olarak.

Başkomutan emir verdi

Telefona sarıldık hemen.  Ankara’dan aradığım kaynağım, telaşlı ama bir o kadar da cesur sesle  FETÖ’cü cunta darbe girişimi tertipledi bilgisini paylaştı.   Aradan geçen yarım saatte darbeciler, TRT ve Türk Telekom’u ele geçirmiş, Genelkurmay Başkanı’nı rehin almıştı bile, okutuyorlardı  “Yönetime el koyduk” şeklindeki “Şerefsizce” metinlerini, silah zoruyla… Her birimiz Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Başbakan Yıldırım’ın açıklamasını bekledik, bu kalleşlere karşı. Çok geçmeden  Başkomutan Erdoğan’dan emir geldi: Çıkın sokaklara, FETÖ’nün darbe girişimine direnin, sokaklar size emanet.”  O dakika Türkiye, 1 asır sonra bir ve beraber olmayı, millet olmayı, vatan sevgisini yeniden öğrendi.

Sela ile zafer kokusu

Vatandaşlığımın bir gereği olarak, aldım abdestimi, helalleştim anam babamla, çıktım sokağa. Adres Bayrampaşa’da bulunan Çevik Kuvvet. Darbeciler, kuşatmış kapının önünü, milletin parasıyla alınmış tanklarla. Ellerinde silahlar var, sanıyorlar ki şehadete susamış “Ölmek var, dönmek yok” diye slogan atan vatan evlatları korkacak onlardan. Dakikalar sonra,  AK Partilisi, CHP’lisi, MHP’lisi, komünisti, her biri taarruza geçti. Şehit verdik 1 kardeşimizi, 4 yaralımız var. Allah’a şükür ki tankı ele geçirdik, çevik kuvvet ekipleri de hemen kelepçeledi,  o vatandaşına kurşun sıkan cani kansızları.  Darbeciler de bu sefer daha da kahpeleşti, başladılar halka yönelik katliama, Meclis’i, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi ve Özel Harekat Daire Başkanlığı’nı bombalamaya, şehit sayımız arttı. İster istemez herkes de kaygı var, çünkü 7 düvelin yapmadığı hainliği, bu askeri üniformayı giymiş Fethullahçı katiller yapıyor.  Sela okunup, imam “Yüce Türk Milleti, vatanına sahip çık” diye minareden çağrı yaptığında, aldık zaferin kokusunu. Üzerimizden F-16’lar geçmesine rağmen.

Tarihe gömüldüler

Sabah olduğunda, bir kaç bölge hariç, sokaklar, caddeler vatandaşın ve polisin kontrolüne geçti. Dökülmeye başladı ihanet çetesi. Ardından operasyonlar hızlandı,  cuntacılara, destekçileri olan yargı mensuplarına,  mülki amirlere kadar.   Devlet ve millet,  son hamlesini yapan cuntacıları dize getirdi.  Meydanlardan şu sesler yükseldi: “Biz milletiz, devletin sahibi.  Eğer değişim olacaksa biz yaparız. İrademize uzanan her eli kırarız.  Darbeler tarihe gömülmüştür.”

Milli medya

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın başbakanlık yıllarında dediği gibi artık Türkiye’deartık  hiçbir şey eskisi gibi olmayacak. Devletin kademelerinin tamamı, belediyelere varıncaya kadar FETÖ üyesi militanlardan temizlenecek. Devlete şerik koşan darbeciler, kesin olarak en az “Cezaevlerin” de 4 duvar arasına atanacak.  Ayrıca Türk medyasına “Milli” duruşu nedeniyle ayrı bir parantez açmak gerek. Allah hepsinden razı olsun, ne korktular, ne çekindiler. Adam gibi haykırdılar “Demokrasi”  diye.