Ve aslında her şey “one minute” ile başladı. Hatırlasınız, İsviçre’nin Davos kasabasında gerçekleştirilen Dünya Ekonomik Forumu’nda Başkan Erdoğan, dönemin İsrail Cumhurbaşkanı, bebek katili Şimon Peres’i sözleri ile derdest ederek tüm dünyaya rezil etmişti. O gün aslında Başkan Erdoğan, Peres özelinde tüm yeryüzü egemenlerinin yüzlerindeki maskeleri yırtmış, ‘’Öldürmeye gelince siz öldürmeyi çok iyi bilirsiniz’’ diyerek tüm faşist liderlere meydan okumuştu. Sonrasında yine  ‘’Dünya beşten büyüktür’’  ile rüzgârı tersine çevirmeyi başaran Erdoğan, İslam dünyasının ve özellikle de sömürge Arapların gözündeki perdeleri kaldırmıştır. Başkaldırıp gerçekleri haykırdığı o günden itibaren, tüm dünya mazlumların gönlünde taht kurmayı başaran Başkan Erdoğan, diğer taraftan da kendisini ve ülkesini emperyalistlerin açık hedefi haline getirmiştir.

Ayağındaki prangaları kırarak kendi ayakları üzerinde duran ve gelişen Türkiye, kan emici egemen güçleri rahatsız etmiştir. Ülkemizin çevrelenerek diz çöktürülmek istenmesinin altındaki asıl sebep budur. Dolayısıyla ne ABD ne Rusya ne de İran bize dosttur. Onların sadece kendi menfaatleri ve çıkarları vardır. İstiyorlar ki, Ortadoğu’daki petrol ve doğal gaz denizinin üzerinde dün olduğu gibi bugün de istediğimiz gibi özgürce raks edelim! Dün bölgede istediği gibi at koşturan ve Ortadoğu ülkelerini haraca bağlayarak kanını emen katil ABD, bugün de müttefiki terörist PKK/YPG’ye 200 milyon dolar bütçe ayırarak kirli emellerinin arkasından koşmaya devam etmektedir. Rusya’nın Suriye denklemine dâhil olmasının sebebi; Soğuk Savaş sonrası etkisini kaybettiği Ortadoğu jeopolitik denklemine etkili bir dönüş yaparak iki kutuplu bir dünya hayalinin devam ettirmek istemesidir.  Benden sonrası tufan diyerek sığ sularda yüzen, selden kütük kapmak için erketede bekleyen Müslüman elbisesi giymiş İran ise, savrulduğu bataklığın farkında değildir.

Velhasıl kıymetli dostlar; Türkiye’nin İdlib’de “çatışmaları önlemek, hudut güvenliğimizi zapturapt altına almak, göçü ve insanlık dramını engellemek” amacıyla yapmış olduğu mücadele bu çukurların umurlarında bile değildir. ABD ile Rusya sözüm ona güya hasımlar değil mi? Deyin hele! Cadı kazanına çevirdikleri bölgede bunların birbirinin tavuğuna hiç kışt dediklerini duydunuz mu? Ya da kendi halkını çoluk çocuk demeden öldüren katil Esad’ın bugüne kadar bir ABD ya da Rus askerinin burnunu kanattığını duydunuz mu? Duymadınız değil mi? Peki bu danışıklı dövüşte, ABD’nin PYD/YPG yi sözde boşalttığını söylediği yerlerde şimdi kim var? Rusya! Libya’da kukla Hafter’in askeri gücünü sizce kimler destekliyor? ABD ve Rusya! İsrail’in en büyük destekçisi iki ülke hangisi? ABD ve Rusya! Anlaşılan o ki kaos ve kandan beslenen Rusya ve ABD’nin beyaz efendilerinin, Suriye üzerinde çok gizli ve kirli ajandaları vardır. Astana’da, Soçi’de Rusya ile el sıkışılıp imzalar atılmış iken Rusya’nın sözünü tutmayarak İdlib’i havadan bombalaması manidardır. Başta TANAP olmak üzere birçok büyük projeye imza atan ve yıllardır müttefikimiz(!) olan ABD’yi karşımıza alma pahasına S400 sürecinden geri adım atmayan Erdoğan’a Putin yanlış yapmıştır. Hem Suriye’yi hem de Türkiye’yi aynı anda idare ederek bölgedeki istikrarsızlıktan beslenen Rusya, bu hatadan bir an önce dönmelidir. Bütün diplomatik ve siyasî çözüm yollarını deneyen Başkan Erdoğan’ın, Rusya hesabına çalışan yalın ayaklı Esad’a saldırılarına son vermesi için ay sonuna kadar bir mühlet vermişken bu işlerin olması zinhar tesadüf değildir. Anlaşılan o ki diplomatik temasların, sınırda birlikte yapılan devriyelerin alayı aldatmacadır, hakikatlerin karartılmasıdır, oyalamadır!

Son sözüm kandan beslenen tüm yeryüzü egemenlerinedir. Bilesiniz ki bizler, Türk milleti olarak Başkan Erdoğan’ın aldığı bütün kararlarının arkasındayız. O’nun sözü, bizim sözümüzdür. Ateşi harlamayacak,  öfke ve hamasetle de hareket etmeyeceğiz. Büyük yürüyüşümüz için dün olduğu gibi bugün de kendi göbeğimizi kendimiz keseceğiz. Sizin gibi ceberut devletlerin karşısında türbülansa girmeyecek, stratejilerin trajediye dönüşmesine asla izin vermeyeceğiz. Oyun kurucuların, kurtların, çakalların, sırtlanların dört bir taraftan başımıza üşüştüğü bu günlerde, bu ülkeyi de bu milletin evlatlarını da kimsenin sofrasına meze etmeyecek, gerekeni yapacağız! NOKTA

Selametle…