Ahmet Turan Kılıç,

Türkiye’ye, Türkiye’nin birliğine, bütünlüğüne kurulmuş büyük bir kumpas olan Sivas Olayları mağdurlarından…

27 yıldır, evet yanlış okumadınız 27 yıldır cezaevinde!..

Ahmet dede, 1934 yılında Sivas’ta doğmuş, şu anda 86 yaşında… 7 Temmuz 1993 gecesi evinden gözaltına alındığında 60’ına merdiven dayamış; kendi hâlinde, yaşlı diyebileceğimiz bir adamdır. Olayların olduğu mekâna yolu bile düşmemiş, sadece Aziz Nesin eleştirisi dolayısıyla gözaltına alınmış.

Peki, Ahmet dedeyi ve onun gibi onlarca insanı mağdur eden Sivas Olayları nedir ve nasıl başlamıştır?

Sivas Olayları, 2 Temmuz 1993’te Madımak Oteli’nde 37 kişinin ölmesi ile sonuçlanan büyük bir provokasyondur. Sivas’ta Alevi ve Sünniler arasında herhangi bir sorun olmamasına rağmen varmış gibi gösterilerek davayı mezhepçilik zeminine çekmek, daha sonra yapılacak birçok provokasyonun önünü açmak, davayı dokunulmaz kılmak için kurgulanmış, oynanmış büyük bir oyundur. Sivas Olayları Davası da asıl suçluların ortaya çıkarılmadığı, mazlumların mahkûm edildiği karanlık bir davadır.

2 Temmuz 1993’te Madımak Oteli’ni yakarak 37 kişinin ölümüne neden olmaktan yargılanan 99 sanıklı davada 38 idam kararı çıkmış. Bunların birçoğu Madımak Oteli’nin nerede olduğunu bile bilmeyen, olay anında orada bulunmayan, işinde gücünde sıradan vatandaş…

Sivas Olayları davası Türkiye’yi ikiye böldü. Bir kesim fırsat buldukça Sivas Olayları’nın bir kurgu, kumpas olduğunu, mazlum insanların haksız yere hapiste çürüdüğünü anlatmaya çalıştı. Ancak maalesef ki vicdanlar sağır olduğu için ne ses duyurulabildi ne de sonuç alınabildi.

Sol kesim ise Sivas olaylarında aklını, vicdanını, insafını bir kenara bırakıp haksız yere de olsa birilerinin mahkûm edilmesini savundu. Sivas Olayları’nı Müslümanlara ve siyasi hasımlarına saldırmak için bir silah olarak kullandı. Mağduriyetleri, adaletsizlikleri hep görmezden geldi; dile getirenleri ise öyle bir linç ettiler ki 90 yaşına merdiven dayamış yaşlı, hasta dedelerin bile tahliye edilebilmesi mümkün olmadı.

İşte Ahmet dede de 90 yaşına yaklaşmasına, ağır hasta olmasına ve on kadar doktorun hapishanede kalamaz raporuna rağmen tahliye edilemeyen mağdur ve mazlumlardan.

Adı âdeta Sivas Davası ile özdeşleşti. Sesini Türkiye’de duymayan kalmadı ama bir tek başta Cumhurbaşkanımız olmak üzere karar merciindeki devlet erkânı duymadı.

Ahmet dede içerideyken hanımı öldü, torunları büyüyüp kelli felli adamlar oldu, kendisi geçmişe dair pek bir şey hatırlamaz oldu ama içerideki çilesi dolmadı.

Evde ayaklarını uzatıp rahatça oturacağı, torunlarından hizmet bekleyeceği yılları hapislerde geçti; o yılları getirmek mümkün olmayacak ama en azından bir an önce sesini duyup çıkarın da ömrünün son günlerini evinde, sıcak yatağında, ailesinin yanında geçirsin.

Ahmet dede, buradaki beşeri adaleti sağlamakla mükellef olanların haksızlığına, adaletsizliğine uğradı ama yarın haksızlığın, adaletsizliğin olmayacağı Mahkeme-i Kübra’da hakkını çatır çatır alacak sorumlulardan ve inşallah burada çektirilen eziyetler, sıkıntılar cennetine vesile olacak!..