Atakan Irmak / Diriliş Postası

Günümüzün en büyük sorunları arasında gösterilen intihar vakalarının önüne bir türlü geçilemiyor. İntihar edenlere yönelik yürütülen araştırmalarda iki türlü vaka tespit edilirken; neden ve ne için intihar edildiğine dair birçok akademik araştırma yürütüyor. Dünya Sağlık Örgütü’nün verilerine göre gelişmiş ülkelerde ölüm olgularının en önde gelen on nedeninden biri intihar olarak tespit edildi. Dünyada 2000 yılı itibariyle 815 bin kişi intihar ederek yaşamına son verdi. Bir başka deyişle her 40 saniyede bir kişi intihar etmektedir. İntihar girişimleri ise bu oranın 10-20 katı olarak ifade edilmektedir. Dünya Sağlık Örgütünün verilerine göre, 15-24 yaşları arasındaki her 100 bin gençten 13’ü

kendi yaşamlarına son vermektedir. ABD’de en az 31 bin kişinin bir yılda intihar ederek hayatına son verdiği tespit edildi. Ülkede intihar vakaları tüm ölümlerin % 1,4’ ünü oluşturmaktadır. Her gün bin 500’den fazla Amerikalı intihar girişiminde bulunmaktadır ve yaklaşık %86’ sı ölümle sonuçlanmaktadır. Bu oran 15-24 yaş grubu arasında ise kazalar ve cinayetlerin ardından üçüncü sırada ölüm nedeni olarak sayılmaktadır.

TÜRKİYE’DE İNTİHAR

Yapılan akademik araştırma sonuçlarına göre, Türkiye’nin intihar hızı düşük ülkeler arasında yer almasına rağmen, son yıllarda intihar ve intihar girişimleri, en azından ruh sağlığı alanında çalışanların daha çok dikkatini çekmeye başladı.

İntiharların son 10 yıllık değişimi inceleme altına alındığında, 1997 yılına kadar dalgalanmalı şekilde artış olduğu ve intihar oranın 100 binde 2 dolayında bulunduğu saptandı. Artışın 1998 yılında azalma eğilimine girdiği gözlemlendi. Kaba intihar oranlarının bölgesel değişimi incelendiğinde, Ege Bölgesi’nin 100 binde 3.74 ile en yüksek intihar oranına sahip olduğu tespit edildi. İntihar oranının en düşük olduğu bölge ise 100 binde 1.86 ile Karadeniz Bölgesi seçildi. Türkiye’de intihar edenlerin 15-34 yaş grubunda yoğunlaştığı ve kadınların erkeklere nazaran daha genç yaşta intihar ettiği gözlemlendi. İntihar eden erkeklerin yarısından fazlası 35 yaşından, kadınların ise 25 yaşından daha küçük olduğu dikkatlerden kaçmadı. Türkiye’deki intiharların en önemli nedeni, hastalıktan dolayı olduğu ifade ediliyor. İntihar nedenlerinden aile geçimsizliği ve geçim zorluğu 2. ve 3. sırada yer aldığı da edinilen bilgiler arasında. Öğrenim başarısızlığından dolayı intihar eden ya da teşebbüs gösterenlerin sayısı ise oldukça düşük durumda.

İNTİHAR EDENLERİN YARIDAN FAZLASI EVLİ!

İntihar eden kişilerin 2014 yılında %22,2’si ilkokul mezunu iken 2015 yılında bu oran %23,7 oldu. İlkokul mezunlarını %21,4 ile ilköğretim, %20,9 ile lise ve dengi okul, %11,7 ile yüksek öğretim mezunları izledi. İntihar eden kişiler medeni duruma göre incelendiğinde, 2015 yılında intihar edenlerin %50,5’ini evli, %37,7’sini hiç evlenmemiş, %7,2’sini boşanmış, %4,6’sını ise eşi ölmüş olanlar oluşturdu. Cinsiyete göre medeni durum incelendiğinde, 2015 yılında intihar eden erkeklerin %54’ünün evli, %36,4’ünün hiç evlenmemiş, intihar eden kadınların ise %41,1’inin evli, %41’inin hiç evlenmemiş olduğu görüldü.

ACİL SERVİSLER VAKALARA GEREKTİĞİ KADAR BAKMIYOR!

İntihar vakalarının sıkça başvurulduğu merkez, acil servisler ve 112 olarak tespit edildi. İlk girişimlerin psikolojik ve fizyolojik bakımından çok önemli olduğu bilinmesine rağmen yeterince çalışma olmamasına karşılık acil müdahalelerin yapıldığı birimlerin hayatta kalım oranlarında ciddi etkileri olabileceği tahmin ediliyor. Bu sebeple acil servislerdeki personellerin intiharın fizyolojik sonuçlarına karşı çok iyi eğitilmesi gerektiği de yine yapılan araştırmalarda sıkça üzerinde durulan konular arasında. Ancak yinede bu girişimin intihar vakalarının hayatta kalma süreçlerine yeterli katkı sağlamayacağı düşünülüyor. Aynı zamanda psikolojik desteğin ilk olarak buradaki personel tarafından verileceği düşünülürse; psikolojik yönden destek sağlayabilecekleri bu eğitimin de çok önemli olacağı varsayılıyor. Uzmanlar bu süreçte acil servislerde protokollerin oluşturulması ve uygulanmasının önem kazanacağı yönünde. İntihar olaylarının adli yanı için adli hemşire, adli tıp doktoru, sosyal hizmet uzmanını bulundurmak yanında kişinin en çok isteyeceği sosyal desteği vermesi açısından psikiyatri hemşirelerinin de bulunması amaçlar arasında yer alıyor.

İNTİHAR VAKASININ EN ÇOK YAŞANDIĞI ÜLKELER

İstatistiklere göre dünyada her 40 saniyede bir intihar gerçekleşiyor. Bu durumun en sık yaşandığı 10 ülke sıralaması ise şu şekilde;

– FİNLANDİYA: Bu ülkede intihar oranlarının yüksek olmasının en büyük nedeni alkol olarak gösteriliyor.

-KAZAKİSTAN: Bu ülkede 100 bin kişiden 28’i intiharla yaşamını son veriyor. İntihar edenlerin çoğunluğu genç.

-UKRAYNA: Bu ülkede şehir kesimlerinden çok kırsal kesimlerde intihar sayıları artış gösteriyor. Nedenler arasında aile ve eğitim durumunun kötülüğü, alkol kullanım oranı gösteriliyor.

-SLOVENYA: Bu ülkede intihar oranı 100 bin kişide 30 olarak gösteriliyor.

-MACARİSTAN: Bu ülkede ise 100 bin kişiden 32’si intihar ediyor.

-ESTONYA: Bağımsızlıklarını kazanmadan önce 100 binde 16 olan intihar oranı, bağımsızlıklarını kazandıklarından sonra 33’e çıktı. Sebepler arasında adaptasyon sıkıntısı ve sosyal hayatın değişimi olduğu gösteriliyor.

-LETONYA: İntihar oranı 100 binde 34. Bu kişilerin çoğunluğu erkek.

-BELARUS: Bu ülkede erkeklerin intihar oranı kadınlarınkinden 6 kat fazla. Erkeklerin 100 bininden 66sı intihar ediyor.

-RUSYA: Bu ülkede ergen yaşlardaki intiharlar daha fazla.

-LİTVANYA: 10 senede intihar oranı ikiye katlanan ülkede her 100.000 kişiden 42’si intiharla hayatına son veriyor.

İntihar nedenleri

İntihara sebep olan etkenler yapılan son araştırmaya göre şu şekilde; Hastalık %31,5 Aile geçimsizliği %26,5 Geçim zorluğu %14,6 Hissi ilişki ve istediği ile evlenememe %13 Ticari başarısızlık %6 Öğrenim başarısızlığı %4,1 Diğerleri %3,9

Muhabir: Haber Merkezi