Hazırlayan: Fatih Sultan Mehmet Anadolu İmam Hatip Lisesi Genç Yazarları

Mehmet Akif Ersoy, Türk edebiyatının en önemli isimlerinden biridir. 20. yüzyılın başlarında yaşayan Akif, aynı zamanda bir yazar, bir düşünürdür. Hayatı boyunca millî değerlere, vatan sevgisine, İslamiyet'e ve özgürlüğe olan inancıyla tanınmıştır.

Mehmet Akif'in edebî kişiliği güçlü bir ifade gücüne, sarsıcı bir dili olan şiirlerine ve derin bir duygusallığa dayanıyordu. İslam'ın ve millî değerlerin yansıması olarak ele alınabilecek şiirleri, Türk halkının kalbinde derin bir yer edindi. Onun şiirleri, sadece döneminin değil günümüz Türk edebiyatının da başyapıtları arasında yer almaktadır. Akif, şiirlerini bir mücadele aracı olarak görmüştür. Şiirinde her daim  “Sözüm odun gibi olsun ama doğru olsun.” prensibiyle hareket eder. Şiirle düşünmeyi ve şiirle hareket etmeyi de Türk edebiyatına taşıyan, Akif’in ta kendisidir.

MEHMET AKİF SADECE BİR ŞAİR DEĞİL AYNI ZAMANDA BİR MÜTEFEKKİRDİR

Mehmet Akif'in şiirleri vatanseverliğe, İslamiyet'e, halkın haklarına ve özgürlüğüne olan bağlılığını yansıtmaktadır. Şiirlerinde Türk halkının birliğine, bütünlüğüne ve kurtuluşuna vurgu yapmıştır. Bu nedenle Mehmet Akif'in şiirleri, sadece edebî değerleriyle değil aynı zamanda millî ve dinî değerleri yansıtmasıyla da önemlidir. Mehmet Akif sadece bir şair değil aynı zamanda bir mütefekkirdir. Hayatı boyunca özgürlük ve bağımsızlık mücadelesinden asla vazgeçmeyen Akif vatanına, milletine ve İslamiyet'e olan bağlılığıyla ön plana çıkmıştır. Dinî inancı onun şiirlerinde sık sık kendini gösterirken millî değerlere olan bağlılığı da onun anlaşılır ve etkileyici diline yansımıştır.

Safahat (safhalar, dönemler) başlığı altında şiirlerini toplayan Akif,  toplumun günlük hayatını şiirleştirmiştir. Camiler, kahveler, sokaklar şiirinde anlattığı belli başlı mekânlardır. Hastalar, yetimler, dullar, idari bozukluklar şiirinde tablo tablo objektif olarak tasvir edilmiştir. Savaş döneminde bu unsurlarda mahiyet değişikliği hissedilir. Artık günlük hayatın olağan işleri olağanüstü olmuştur. Bir nevi Akif’in şiirleri destanlaşır. Bu destanın kahramanı yeni neslin temsilcisi Asım'dır. Asım'ın şahsında bütün Müslüman gençlik ve Müslüman halk dile getirilir. Asım millî değerlerine bağlı, İslami değerlerle donatılmış idealize bir tip ve toplumun ulaştırılmak istenen zirve noktasıdır.

Akif, millî mücadele yıllarında Anadolu'ya geçip millî mücadeleyi ilk destekleyen Türk aydınlarının başında gelir. Camilerde,  Kurtuluş Savaşı’nın neden gerçekleşmesi gerektiğini uzun uzun anlatır. Kişiliği ve yaşantısıyla Türk toplumuna örnek olan Akif, Çanakkale Savaşı’nda Türk halkının neler yapacağını görmüş ve bu hissiyatı Türk toplumuna anlatmayı vazife edinmiştir. Türk milletinin esaret altında yaşayamayacağını ve bu milletin İslam’ın ümidi ve sancaktarı olduğunu sık sık vurgular.

Ancak Mehmet Akif'in en önemli eseri, şüphesiz ki İstiklal Marşı'dır. Bu marş, Türk milletinin kurtuluş mücadelesinin simgesi hâline gelmiştir. Mehmet Akif, bu eserde Türk halkına özgürlük ve bağımsızlık yolunda kutlu bir direniş çağrısında bulunur. İstiklal Marşı, sadece bir millî marş olarak değil aynı zamanda Türk halkının mücadelesinin sembolü olarak da kabul edilir. İstiklal Marşı sadece Türk milletinin değil İslam ümmetinin de marşı ve bir ümidin adıdır.

KUR’AN-I KERİM’DE “GEVŞEKLİK GÖSTERMEYİN

Dokuz dörtlük ve bir beşlik olmak üzere 41 mısradan meydana gelen İstiklal Marşı hak, hürriyet bayrak, istiklal, vatan ve kahramanlık gibi bir milleti yaşatan ebedi kıymetlere dayanmakla beraber yazıldığı devir ile yakından ilgilidir. İstiklal Marşı yazıldığı dönemde kurtuluş mücadelesi henüz kazanılmamıştır. Millet endişe içindedir. Mehmet Akif şiirine "Korkma! Sönmez bu şafaklarda yüzen al sancak” mısrası ile başlar ve “Doğacaktır sana vadettiği günler Hakk’ın, / Kim bilir, belki yarın belki yarından da yakın.” mısrası ile devam ederek zaferi müjdeler. İstiklal Marşı’na baştan sona kadar Allah’a olan iman duygusu hâkimdir. Kur’an-ı Kerim’de “Gevşeklik göstermeyin ve üzülmeyin. Eğer inanmışsanız şüphesiz en üstün olan sizsiniz!” (Âl-i İmrân, 3:139) denilmiştir. İman, insanın içinde olan bir manevi güç kaynağıdır. İmanlı insan savaşacağı kişi kim olursa olsun yılmadan mücadele eder.

ŞAİR, VATANIN DEĞERİNİ DÜNYADAN ÜSTÜN TUTAR

Bu ifadeler Türk halkının bağımsızlığına dair kutlu bir direnişin ifadesidir. Akif, Türk milletini bu sözlerle cesaretlendirir ve onlara yol gösterir. İstiklal Marşı, Türk halkının bağımsızlık mücadelesinin en önemli belgesidir ve Akif'in edebî kişiliğinin en güçlü ifadesidir.

İstiklal Marşı’nın altıncı kıtasında “vatan” kavramı özellikle vurgulanmıştır. Dış görünüşü bakımından vatan bir toprak parçasıdır fakat o sadece topraktan ibaret değildir. Altında binlerce şehit yatar. Vatan, üzerinde yaşayan ve altında gömülü olan insanlarla birdir. Şair, vatanın değerini dünyadan üstün tutar. Bu düşüncesini “Şüheda fışkıracak, toprağı sıksan şüheda!” dizesi ile destekler.

Şair, İstiklal Marşı’nın sekizinci ve dokuzuncu kıtasını din ve vatan kavramlarını sentezlemiş ve anlatımda doruk noktaya ulaşmıştır. Allah’a mabedine namahrem eli değmemesi için nazlanır, yalvarır. Bin yıldır Anadolu’da yankılanan ezan sesinin susmaması için niyazda bulunur.

Onuncu kıtada şair daha önce ifade ettiği fikirleri ve inançları kısaca özetler. Burada Türk milletinin ölmeyeceği ve ebedi olarak yaşayacağı dile getirilir. İstiklal Marşı’nın son kısmında Türk milletine uğrunda ölmesi gereken ebedi değerler hatırlatılmıştır.

İSTİKLAL MARŞI, TÜRK HALKININ BİRLİK VE BERABERLİĞİ İÇİN YAZILMIŞTIR

Marşın en önemli özelliklerinden biri de kuvvetli bir ahenginin olmasıdır. Akif, diğer şiirlerinde şiiri genellikle nesre yaklaştırmaya tercih etmişken İstiklal Marşı’nda aruz vezni ve kafiyeyle şiire ahenk katmıştır. Kafiyeler tamdır ve her kıta aynı kafiyeye dayanır. Akif, şiirini çok sade fakat ince hayallerle işler. Kıtaların konusu gibi tonu da değişiklik gösterir. Akif’in şiirini güzel gösteren, estetiğin temel prensibi olan birlik ve bütünlük içindeki değişikliktir.

İstiklal Marşı, Türk halkının birlik ve beraberliği için yazılmıştır. Akif, bu marşta Türk milletinin bir araya gelerek bağımsızlığı için mücadele etmesi gerektiğini vurgular. Marşla alakalı, "Allah, bu millete bir daha İstiklal Marşı yazdırmasın." sözü Türk halkının millî mücadeledeki zaferine işaret ederken aynı zamanda bir daha aynı zorluklarla karşılaşmamak adına bir dua niteliği de taşır.

Yasin BOLAT

Editör: TE Bilisim