Dilara Hut/Diriliş Postası
Batı’dan aldığımız her bilginin kaynağını dahi sorgulamadan, bilimsel bir gerçekmiş gibi kendi müfredatlarımıza incelemeden koyduğumuzu belirten Metin Soylu, “Aslında Batı da gerçekleri biliyor, ancak onların tek derdi Kristof Kolomb’u bir kahraman olarak göstermek. Bunu da bugün başardıklarını görebiliyoruz.” dedi.
1929 tarihinde Harem’de bulunan ve 500 yıl sonra UNESCO tarafından yeniden anlam kazanan Piri Reis Haritası güncelliğini ve gizemini hala koruyor. 1513 yılında Piri Reis’in çizdiği bu esrarengiz harita bilim dünyasında hala tartışılan konulardan bir tanesi. Ecdadımızın başarısını yıllarca Batılı bir denizcinin katkısı ile değerlendirirken, 16 yaşından bu yana bu konuya gönül vermiş Yazar Metin Soylu meselenin aslında hiç de göründüğü gibi olmadığını gözler önüne seriyor. Milli Eğitim Bakanlığı’nın destekleriyle 16 yaşından beri Piri Reis’in hayatı ve haritasına ilişkin önemli çalışmalar yapan Soylu, “Piri Reis Haritası’nın Şifresi” adlı kitabıyla uzun yıllar gündemden düşmedi. Piri Reis’in dünyayı dolaşmadan, en küçük hatası bile olmadan, çizdiği bu haritayı fizikötesi güçlerin sırrı ile ortaya çıkardığını iddia eden Metin Soylu ile Topkapı Sarayı Harem Dairesi’nde ortaya çıkan esrarengiz Piri Reis Haritası’nın şifrelerini konuştuk.
Tamamlamış olduğunuz Piri Reis Haritası sizce o yüzyılda da buna benzer bir görüntüde miydi?
Kesinlikle böyleydi. Çünkü Piri Reis’in diğer eseri olan Kitab-ı Bahriye adlı eserinde de “Haritanın Beyanı” adlı şiirinde bunu aynen anlatmaktadır.
Haritanın Beyanı:
Tam on altı kısma böldüler inan,
Merkez onun tam orta yerine düşer,
Bu on altının birinden öbürüne,
Ki çekerler çizi hep yerli yerine
Bir çizginin iki başına adip hesap,
İkişerli olur otuz iki cevap,
Dinle şimdi bu harita ilmini,
Ta bilesin halini, ahvalini,
…
Kitab-ı Bahriye Cilt-1 Sayfa:82
Piri Reis Haritası’nın Şifresi adlı kitabınızda ilginç bir tespitiniz var. Piri Reis’in 1513 yılında çizdiği bu eserinin harita olmadığını söylüyorsunuz. Peki, harita değilse size göre bu çizim ne anlama geliyor?
Haritayı tamamladıktan sonra en çok şaşırtıcı detaylardan birisi de tarihte “Piri Reis Haritası” olarak bilinen bu eserin aslında bir harita değil adeta fotoğraflama tekniğine uygun bir şekilde çizilmiş olduğu gerçeğine ulaşmamdır. Bilindiği üzere harita; yeryüzünü kuşbakışı görünüşüne göre belli bir oranda küçülterek iki boyutlu düzlem üzerinde detaylı bir biçimde çizgilerle gösterme yöntemidir. Düzleme aktarılan dünya haritalarında Arjantin dikey gözükür. Bunun temelinde de haritanın düzleme aktarılmış olması yatar. İçinde yaşamakta olduğumuz Dünya gezegeni dönerken, buna bağlı olarak kıtalar yani karalar da dönmektedir. Uzaydan çekilen uydu fotoğraflarına baktığınızda Güney Amerika hattı üzerindeki Arjantin’in sağa doğru kıvrık olduğunu, yani döndüğünü görmekteyiz. Piri Reis’in 1513 tarihinde çizdiği haritaya baktığımızda ise; belki de fotoğrafa, Güney Amerika Hattı üzerindeki Arjantin’e bakarsanız, sağa doğru kıvrıldığı gerçeğine tanık olursunuz. Yani Arjantin’in sağa doğru kıvrılma hadisesi uzaydan çekilen uydu fotoğraflarındaki ile aynıdır. Peki, uydulardaki görüntüler bir fotoğraf olduğuna göre, o halde Piri Reis Haritası’nda aynı kıvrılma hadisesi olan Arjantin’in kıvrılma hadisesi de bir fotoğraftan mı ibarettir? Aksi takdirde algılanması ancak uzaydan mümkün olan Arjantin’in kıvrılma hadisesini Piri Reis nereden biliyordu? Piri Reis’in haritasındaki bu gerçeklerden yola çıkarak bu çizimin normal bir harita olamayacağı uzaydan fotoğraflama tekniği ile çizilmiş olduğu sonucuna ulaşmaktayız.
Antartika dağlarının varlığı…
Çağlar boyunca buzlarla kaplı olan Antarktika Dağları’nın varlığı, Amerikan ve Rus deniz araştırmacıları tarafından 1820 yılında ses yansıtıcı aletlerle keşfedilmiştir. Bu buzul dağları, dünyayı dolaşmamış olan Piri Reis’in 1513 yılındaki haritasında mevcuttur. Peki, bu detay nasıl açıklanabilir? O dönemde hangi kalyon (tahta gemi) buzul dağlarına kadar ulaşabilmiştir?
Piri Reis haritasını nasıl çizmiştir?
Piri Reis’in 1513 tarihlerinde çizmiş olduğu Dünya Haritası’nın nasıl çizildiği konusundaki sır perdesinin cevabı haritasında değil Kitab-ı Bahriyesi’ndedir. Kitab-ı Bahriye I. Cilt Sayfa: 79’dan itibaren “Haritanın beyanı” diye bir başlık atmış, bu haritanın nasıl çizildiğinden tutun da kendi kimliğini de Piri Reis açıklıyor. Üstelik el yazma nüshaları bugün, tarihi Kristof Kolomb ile çarpıtanlara bir tokat gibi iniyor. Haritanın beyanı şu şekildedir:
“Artık pusulanın ne olduğunu bildin,
Şimdi de haritanın durumunu dinle!
Hem pusulayı hem de haritayı gerçekten bil,
Çünkü Onu Süleyman Peygamber gerçekleştirdi.
(Ta Sûleymanu’n-nebî ıtdi tashih)
Zira ona, insanlar, cinler, vahşi hayvanlar,
Kuşlar ve karıncalar tabi olmuştu.
Bu Hakk’ın emridir, bu sözü yabana atma.
Şüphesiz, deniz ilmi de ötekiler gibi onun emrinde idi.
Denizler ona mil mil ma’lum oldu
Ve şimdi bu hayrın ondan kaldığı söylenir.
Zira harita, irtifa almakla ve mum aramakla çizilemez.
İrtifalar haritadaki, sığları ve taşları göstermez;
Mühendisler bundan hiç yararlanamazlar.”
Bu haritayı günümüzde kim çizerse çizsin ve çizen kişiye ilahi bir güç yardım etsin, bunu biz insanlarla paylaşırken hiçbir zaman şöhretine ve şanına gelecek eleştirilerden dolayı ilahi gerçekten bahsetmez ve “Ben çizdim” der. Piri Reis’in de elinde böylesi bir imkân varken, o yüzyılda bile kendisine gelecek her türlü eleştiriyi, inanıp inanmama durumunu bir kenara itip bütün gerçekliği ile kendisindeki imanın ne kadar büyük olduğunu gösterir nitelikteki itirafıdır. “Ta Sûleymanu’n-nebî ıtdi tashih” Osmanlıca okunuşundan hareketle “tashih” kelimesinin iki anlamı vardır:
Bunlardan biri, “düzeltmek” diğeri ise “doğrulamaktır”. Bir önemli detay da şudur: “Çünkü Onu Süleyman peygamber gerçekleştirdi. Zira ona, insanlar, cinler, vahşi hayvanlar, Kuşlar ve karıncalar tabi olmuştu.” diyor. İslam inancına göre Süleyman peygambere Allah katında hayvanlarla konuşabilme özelliği verilmiştir. Piri Reis’in çizmiş olduğu harita incelendiğinde de ise haritanın hemen hemen her yerinde hayvan figürlerinin olduğunu görürüz. Süleyman peygamberin ilmini anlatırcasına detaylı olarak işlenmiştir.
Batı’dan aldığımız bilgilerin kaynağı dahi sorgulanmamış
“Piri Reis Haritası’nın Şifresi” adlı kitabın yazarı Metin Soylu
Kabul edilen tarihi gerçek Amerika’nın keşfinin Kristof Kolomb’a ait olduğu. Aradan 500 seneden fazla bir zaman geçtikten sonra Amerika’yı ‘Türkler’ keşfetti iddiası akademik çevreler tarafından nasıl karşılanıyor?
Türkiye Cumhuriyeti kurulduğundan beri ‘Medeni!’ diye bilinen Batı’ya ayak uydurabilmek adına reformlar yapılmıştır. Bu yenilikler ışığında bizler bugünlere gelmişiz. Ancak esas sorun, Batı’dan her aldığımız bilginin kaynağını dahi sorgulamadan ‘bilimsel bir gerçekmiş gibi!’ kendi müfredatlarımıza incelemeden koymuşuz ve bu düzen hep böyle sürüp gitmiş. Aslında Batı’da gerçekleri biliyor, ancak onların tek derdi Kristof Kolomb’u bir kahraman olarak göstermek. Bunu da bugün başardıklarını görebiliyoruz. Türkiye’de akademik çevrelerin ise bu konuda yeterince duyarlı olmadıklarını ve sessiz kaldıklarını gördükçe hayretle karşılıyorum. Gönül isterdi ki tüm bu yaşanan gelişmeler ışığında Türk Tarih Kurumu’nda özel bir araştırma ekibi kurulup Amerika’nın Keşfi’ne ilişkin gerçek bilgileri ortaya koyan çalışmalar yapılabilsin.
“Piri Reis Haritası bizi Antarktika’ya götürecektir”
Sayın Bakanımız Faruk Özlü’nün “Antarktika’da hak talep edebiliriz” açıklamalarından ve haritadaki çizimden yola çıkarak bu konu hakkında neler söyleyebilirsiniz?
Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Faruk Özlü’nün yapmış olduğu açıklamalarına katılıyor ve destekliyorum. Bilinmesi gereken en önemli gerçek şu ki, Antarktika’nın dünyadaki keşif tarihi 1800’lü yıllardır. Yani 1800’lü yıllara kadar dünyadaki hiçbir haritada Antarktika’nın izlerini göremezsiniz. Ancak bu yerlerin ilk tespitini Osmanlı Türk Denizcisi Piri Reis, 1513 yılında çizdiği dünya haritasında resmen çizmiştir. Yani 300 yıl önce Antarktika’nın varlığını biliyor olması zaten hak iddia etmemize yeterli bir delildir. Piri Reis’in Haritası incelendiğinde oldukça çarpıcı sonuçları görebilirsiniz. Antarktika’nın bulunduğu 10 numaralı not üzerinde Piri Reis şunları söylüyor: ‘Portekizliler, iri yılanların bulunduğu ve ıssız harabeye dönmüş, aşırı sıcakların yaşandığı bu kıyılara çıkmamışlardır.’ Bu açıklamada görülüyor ki; 15 Kasım-15 Mart arası orada yaz olmasının bir karşılığıdır. Yani Piri Reis Antarktika’nın iklim durumunu dahi haritasında tahlil etmiştir. Bu yüzden hiç kuşkusuz, Piri Reis Haritası bizi Antarktika’ya götürecektir…





