DEMET İLCE / MUHABİR

Psikopatisi olan kişiler genellikle benmerkezci, manipülatif, şiddet yanlısı ve muhtemelen suçlu olma gibi özellikleri bünyesinde barındırır. Peki bu özellikleri sergileyen insanlar bunların üstesinden gelip empati kurmayı öğrenebilir mi?

Bu soruyu cevaplamadan önce, psikopatinin tıbbi tanımının inanılmaz derecede karmaşık olduğunu ve uzmanların hala bu terimin neyi kapsaması gerektiğini tartıştığını bilmek önemlidir. İsveç'teki Karolinska Enstitüsü'nden sinir bilimci Katarina Howner, "Psikopati kendi başına bir tanı değildir. Bu, antisosyal ve suça yönelik davranışlarla gerçekten yakın bağlantıları olan bir kişilik bozukluğu." dedi.

Diğer kişilik bozuklukları gibi, bu durum da psikiyatri uzmanlarının bireyin yaşamının her yönünü araştırdığı, duyarsızlık ve hızla tetiklenen saldırganlık gibi psikopatik özelliklerin kalıplarını aradığı yaşam öyküsü görüşmeleri yoluyla tanımlanır. Etkilenen bireylerin şiddet içeren suçlar işleme veya cezaevinden çıktıktan sonra yeniden suç işleme riski özellikle yüksektir.

Howner, "Psikopatik özelliklere sahip insanlar gerçekten kendilerine ve kendi ihtiyaçlarına odaklanmış durumdalar. Empati eksikliği var ve utanç ya da suçluluk duygusu yaşamıyorlar. Büyüklenmecilik ve dürtüsellik var, bu da sonuçsuz her şeyi yapabileceklerini düşündükleri anlamına geliyor." dedi.

Ancak Howner, bunun psikopatisi olan kişilerin hiç empatiye sahip olmadığı anlamına gelmediğini söyledi. Psikologlar bu karmaşık duyguyu birkaç farklı alt kategoriye ayırıyor:

"Duygusal veya duygusal empati, başkalarının gösterdiği duyguları hissettiğiniz yerdir. Diğer kişiyle bir tür duygusal rezonansınız vardır ve bu, psikopatların uğraştığı bir şeydir. Fakat bilişsel empati daha çok zihinselleştirmeye benzer. Yani başka bir kişinin nasıl düşündüğünü veya hissettiğini düşünebilirsiniz. Psikopatlar bu konuda genellikle iyidirler ve bunu insanları manipüle etmek için kullanırlar."

Bu bariz duygusal empati eksikliği, psikopat bireylerin soğuk ve acımasız görünmesine neden olur. Ancak çalışmalar sürekli olarak psikopatisi olan kişilerin doğru koşullar altında bu tür bir empatiyi deneyimleme kapasitesine sahip olduğunu göstermektedir. Yale Üniversitesi'nden psikolog Arielle Baskin-Sommers, "Psikopatisi olan insanları bir fotoğraftaki bir duyguyu net bir şekilde etiketlemeye odakladığınızda (yani yüz o duygunun %100'ünü gösteriyor), bunu doğru bir şekilde yapabilirler. Yüzleri çok hızlı bir şekilde gösterirseniz veya duyguları karıştırırsanız, o zaman psikopatisi olan insanlar mücadele ediyor gibi görünüyor." dedi. Sorunun, psikopatların bu empatiden yoksun olması değil, bunu kolayca yapma konusundaki doğal yeteneğe sahip olmamaları olduğunu söyledi.

Peki bu psikopatların öğrenebileceği bir beceri midir? Baskin-Sommers, buna inanmak için her türlü nedenin olduğunu söyledi. Empati yaşayabilmeleri ve bu yeteneğin duruma göre değişebilmesi umut verici bir işaret.

Peki neden bu davranış ilk etapta gelişiyor? Bilim adamları tam olarak emin değiller, ancak kanıtlar bunun genetik ve çevresel faktörlerin bir karışımı olduğunu gösteriyor. Ancak nedeni bilinmemekle birlikte psikopatinin beyin üzerindeki etkisi iyi bilinmektedir.

Çalışmalar, psikopat bireylerde hem beynin yapısında hem de farklı beyin bölgelerinin nasıl iletişim kurduğunda derin farklılıklar olduğunu göstermiştir.

Baskin-Sommers, "Beynin duygusal işleyişimiz için önemli bir bölgesi olan amigdalanın yapısı ve işlevinin boyutu, psikopatisi olan kişilerde güvenilir bir şekilde farklı görünüyor. Ayrıca beynin prefrontal yapılarında genel biliş ve davranış kontrolüyle ilgili farklılıklar da görme eğilimindeyiz. Psikopatisi olan kişilerin beyinleri temelde çok farklı." dedi. Bu nörolojik farklılıklar, psikopat bireylerin duyguları, psikopatisi olmayan bireylerle aynı şekilde işlemediği ve bu fiziksel eşitsizliğin üstesinden gelmenin zor olduğu anlamına gelir.

Mevcut tedaviler, bilişsel davranışçı terapi ve ilaç tedavisi de dahil olmak üzere yaklaşımların bir kombinasyonuna dayanmaktadır, ancak psikopat bireylerin kolayca empati deneyimlemelerine yardımcı olacak basit bir tedavi yoktur. İyi davranışları ödüllendirmeye odaklanan stratejiler, hastaların topluma uyum sağlamasına yardımcı olma konusunda bir miktar başarı gösterdi ve hem Howner hem de Baskin-Sommers, empatiyi geliştirmek yerine müdahalelerin odak noktasının bu olması gerektiğini söyledi.

Ay olmazsa ne olur? Ay olmazsa ne olur?

Baskin-Sommers, "Mevcut veriler psikopatinin diğer herhangi bir psikiyatrik bozukluktan daha fazla veya daha az tedavi edilemez olmadığını gösteriyor. Psikopati hakkında bu insanların temelde kötü olduğuna dair talihsiz bir anlatı var, ancak toplumun bunun desteği hak eden ve tedavi gerektiren bir durum olduğunu fark etmesi gerekiyor." dedi.

Muhabir: Demet İlce