Hayal gücü, gerçek olmayanı zihinde canlandırmayı sağlar. Ancak beynimiz bu hayalleri gerçekle nasıl karıştırmıyor? İngiltere’de yapılan yeni bir araştırma, bu sorunun yanıtına ışık tuttu.

5 Haziran’da Neuron dergisinde yayımlanan çalışmada, hayal edilen ile gerçekten görülen şeyleri ayırt etmemizi sağlayan olası beyin mekanizmaları incelendi. Araştırmaya göre, beyin bu ayrımı görüntünün oluşturduğu sinyal gücüne göre yapıyor.

Araştırmayı yürüten University College London'dan nörobilimci Nadine Dijkstra, hem gerçek görüntülerin hem de zihinde canlandırılanların beyindeki fusiform girus adlı bölgede aktivasyon oluşturduğunu belirtiyor. Bu bölge, yüz tanıma ve nesne algısı gibi üst düzey görsel işleme görevlerinden sorumlu.

Resim 2025 06 14 141235998

BEYİN GERÇEK ALGILIYOR

Ancak önemli fark şu: Gerçek bir görüntü karşısında oluşan sinyal gücü, hayal edilen görüntüye kıyasla daha yüksek. Eğer bu sinyal belirli bir eşiği aşarsa, beyin bunu “gerçek” olarak algılıyor.

Deneylerde, 26 katılımcıdan ekranda yer alan çizgileri görüp görmediklerini belirtmeleri istendi. Katılımcılardan bazen gerçekten olan çizgileri hayal etmeleri, bazen de farklı açılarda çizgileri zihninde canlandırmaları istendi.

Everest’ten oksijensiz kayakla inen Andrzej Bargiel tarihe geçti
Everest’ten oksijensiz kayakla inen Andrzej Bargiel tarihe geçti
İçeriği Görüntüle

Sonuç: Hayal edilen çizgiler, özellikle beklenen yönde olduğunda, kişilerin olmayan şeyleri "gördüklerini" sanmalarına yol açtı. Bu da hayalin algıyı etkileyebildiğini ve beynin bazen bu farkı ayırt edemediğini ortaya koydu.

GERÇEKLİK OKUMASI YAPARAK DEĞERLENDİRİLİYOR

Çalışma, ayrıca beyindeki bir başka bölge olan anterior insulanın da bu süreçte rol oynadığını gösterdi. Sinyal gücü arttıkça anterior insula’nın aktivitesinde de artış gözlemlendi. Bilim insanları, bu bölgenin fusiform girustaki sinyalleri “gerçeklik okuması” yaparak değerlendirdiğini düşünüyor.

Avustralya’daki Sunshine Coast Üniversitesi’nden nörobilimci Thomas Pace ise araştırmanın, halüsinasyon gibi karmaşık deneyimlerin neden oluştuğunu anlamada önemli bir adım olduğunu vurguladı.

Bundan sonraki aşamada bilim insanları, yüzler veya hayvanlar gibi daha karmaşık imgelerle çalışarak beynin gerçeklik algısını nasıl yönettiğini daha iyi anlamayı hedefliyor. Ayrıca, bu mekanizmanın şizofreni gibi gerçeklik algısının bozulduğu hastalıklarda nasıl işlediği de araştırılacak.

Bu bulgular, zihnin gücünün yalnızca hayal kurmakla kalmayıp, bazen gerçekliğe yön verebilecek kadar etkili olduğunu gösteriyor.

Muhabir: Berfin Bitirim