Evrenin derinliklerinden gelen parlak bir ışık, bilim insanlarını heyecanlandırdı. 450 milyon ışık yılı uzaklıktaki bir galakside ortaya çıkan bu ışık, uykuda olduğu düşünülen bir kara deliğin aniden uyanarak bir yıldızı yutmasıyla oluştu. Ancak bu olayın asıl dikkat çeken tarafı, kara deliğin türü oldu: Bilim insanlarının nadiren rastladığı "orta kütleli" bir kara delik.
KARA DELİKLERDE EKSİK HALKA: ORTA KÜTLE
Kara delikler genellikle iki ana kütle grubunda inceleniyor:
- Yıldız kütleli kara delikler: Güneş’in 100 katına kadar olan kütleye sahip.
- Süper kütleli kara delikler: Güneş’in milyonlarca hatta milyarlarca katı kütlede olup galaksilerin merkezinde yer alıyor.
Bu iki uç arasında yer alan "orta kütleli kara delikler" ise neredeyse hiç gözlemlenemediği için, süper kütleli kara deliklerin nasıl oluştuğu konusunda büyük bir boşluk yaratıyordu. Eğer kara delikler küçükten büyüğe doğru evrimleşiyorsa, bu geçiş evresindeki nesnelerin evrende yaygın olması beklenirdi. Ancak bugüne kadar bunlara çok nadiren rastlandı.
HLX-1: EVRENDEKİ KAYIP PARÇAYI TAMAMLIYOR MU?
Tam da bu noktada, HLX-1 adlı bir X-ışını kaynağı sahneye çıktı. Galaksisinin merkezinden yaklaşık 40.000 ışık yılı uzaklıkta yer alan bu nesne, ilk kez 2009 yılında X-ışınlarında tespit edildi. 2012'de parlaklığı 100 kat arttı; 2023'te ise tekrar azaldı.
Bu tür ışık değişimleri, genellikle bir kara deliğin bir yıldızı yutarken yaydığı enerjiyle açıklanabiliyor. HLX-1’in yaydığı ışık ise, ne yıldız kütleli kara deliklerin ne de süper kütleli olanların parlaklık seviyesine uyuyordu. Tayvan’daki Ulusal Tsing Hua Üniversitesi'nden astronom Yi-Chi Chang liderliğindeki ekip, HLX-1’in yaklaşık 1.000 ila 10.000 Güneş kütlesine sahip bir kara delik olduğunu belirtti. Bu da onu orta kütleli kara delik kategorisine sokuyor.
BİR KEZLİK BİR OLAY MI, DÖNEMSEL Mİ?
Henüz kesinleşmeyen bir diğer detay ise, HLX-1’in bu yıldızdan sadece bir kez mi beslendiği yoksa yıldızın yörüngesinde dönerek zaman zaman 'lokmalar' mı aldığı. İtalyan Ulusal Astrofizik Enstitüsü’nden astronom Roberto Soria, “Şimdi bekleyip görmemiz gerekiyor. Bu birden fazla kez parlayan bir kaynak mı olacak, yoksa bir zirveye ulaşıp yavaşça yok mu olacak?” ifadelerini kullandı.




