Kovid salgını, Rusya-Ukrayna Savaşı, asrın felaketi Kahramanmaraş depremleri, EYT yükü ve seçim süreci gibi krizleri düşük faiz ve kontrollü enflasyonla atlatan Türkiye, Haziran 2023’teki politika değişikliğinin ardından yüksek faiz kıskacına girdi. Sanayi şirketlerinin kârlılığını eriten faiz politikası, işletmeleri malını mülkünü satarak ayakta kalmaya çalıştığı bir sürece soktu. Sermayesi eriyen sanayiciler, yatırım yapamaz hale geldi. Şirketler, yüksek faizle mücadele etmek yerine ayakta kalabilmek için varlıklarını satmaya başladı.
Sanayi kuruluşlarının zararları ve kârlılığının düşmesi, devletin vergi kaybını da beraberinde getiriyor. Zarar eden işletmelerin kurumlar vergisi düşerken, bu durum bütçe açığını büyütüyor. İşletmeler kapanma ya da yok pahasına el değiştirme riskiyle karşı karşıya kalıyor.
KURUMLAR VERGİSİ ERİDİ, BÜTÇE AÇIĞI BÜYÜDÜ
Türkiye’nin merkezi yönetim bütçe gelirleri 2024’te bir önceki yıla göre yüzde 66,5 artarak 8 trilyon 670 milyar lira, giderleri ise yüzde 63,6 artarak 10 trilyon 777 milyar lira oldu. Bütçe açığı 2 trilyon 106 milyar liraya ulaştı.
Gelir vergisi yüzde 120, dahilde alınan KDV yüzde 96,4, özel tüketim vergisi yüzde 56,4, banka ve sigorta muameleleri vergisi yüzde 158,8 arttı. Ancak işletme kârları üzerinden alınan kurumlar vergisi sadece yüzde 13 artarak diğer vergilerden çok geride kaldı. Bu durum, sanayicinin, KOBİ’lerin, tüccarın ve ihracatçının yüksek faiz yükü altında ezildiğini gösteriyor.
SANAYİ ZAYIFLADI, İHRACAT GERİLEDİ
İSO 500’de üretimden satışlar 2023 yılında yüzde 42,1 oranında artarak 6 trilyon 375 milyar liraya çıktı. Ancak bu büyüme 2021 ve 2022 yıllarına kıyasla zayıf kaldı. 2022’de üretimden satışlardaki büyüme yüzde 119 seviyesindeyken, 2023’te yüzde 42,1’de kaldı. Enflasyondan arındırıldığında üretimden satışların 2023’te reel olarak yüzde 13,8 oranında gerilediği görüldü.
Sanayi ihracatı da düşüş gösterdi. İSO 500’deki şirketlerin ihracatı 2023’te yüzde 2,9 azalırken, Türkiye’nin toplam sanayi ihracatı yüzde 2 geriledi.
SANAYİCİNİN KÂRI FAİZE GİDİYOR
Türkiye’nin ekonomi politikasında makas değişikliğine gittiği 2023’te, İSO 500’ün faaliyet kârı yüzde 39,7 artarak 937 milyar liraya çıktı. Ancak faaliyet kârlılığı yüzde 12,5’e gerileyerek düşüş gösterdi.
Faiz, amortisman ve vergi öncesi kâr (FAVÖK) yüzde 45,5 artışla 1 trilyon 175 milyar liraya çıktı. Ancak satış kârlılık oranı yüzde 9,3’ten yüzde 8,6’ya indi. 2022’de İSO 500’de kâr eden kuruluş sayısı 442 iken, bu sayı 2023’te 404’e düştü. Zarar eden kuruluş sayısı ise 58’den 96’ya çıkarak son yılların en yüksek seviyesine ulaştı.
Sanayicinin elde ettiği kâr, enflasyon karşısında eridi. 2023’te şirketlerin faiz giderleri yüzde 92,5 artarak 533 milyar liraya ulaştı. Finansman giderlerinin faaliyet kârına oranı yüzde 41,3’ten yüzde 56,9’a çıktı. Sanayicinin kazandığı paranın yarısından fazlası faiz ödemelerine gidiyor.
YÜKSEK FAİZ, SANAYİYİ VE YATIRIMI BİTİRİYOR
Yüksek faiz, sanayi kuruluşlarının ana faaliyet alanları dışına yönelmesine neden oluyor. Finansman maliyetinin artması nedeniyle şirketler yatırımlarını faize yönlendirmeye başladı. İSO 500’de üretim dışı gelirlerin dönem kâr ve zarar toplamı içindeki payı yüzde 22,9’dan yüzde 41,3’e çıktı.




