İsmail Çoktan / ÖZEL
İsrail’in Gazze’ye yönelik sürdürdüğü katliamların ekonomik maliyeti her gün biraz daha artıyor. Ekonomi ve uluslararası ilişkiler uzmanı Ülküm Gözde Gündoğdu, savaşın sebep olduğu ekonomik sorunları ve ABD’nin İsrail’e olan ekonomik ve askeri desteğini Diriliş Postası’na değerlendirdi.
ABD’nin, 7 Ekim’deki “Aksa Tufanı” operasyonunun ardından Gazze’ye yoğun saldırılar başlatan İsrail’e 14,3 milyar dolarlık mali ve askerî yardım sağlaması, Temsilciler Meclisi’nde tartışmalara sebep oldu. Temsilciler Meclisi’nde bazı vekiller, İsrail’e yapılacak yardımlar nedeniyle Ukrayna’ya yapılan yardımların durdurulmasını istese de Joe Biden yönetimi bu tavsiyeyi dikkate almadı. İsrail cephesinde ise Gazze’ye yönelik sürdürülen vahşi savaşın ekonomiye kısa vadede getireceği yükün 50 milyar doları aşacağı tahmin ediliyor. İsrail’de faaliyet gösteren Mitau yatırım şirketinin üst düzey analistlerinden Alex Zabinski’ye göre, savaşın ekonomiye getirdiği yük dört alanda yoğunlaşıyor.
Zabinski bu alanların, savaşın doğrudan finansmanı, ailelere insani yardım, ticari çıkarlar ve savaşın ekonomik faaliyetlere etkisi yüzünden üretimin düşmesi olduğunu kaydetti.
Yedek subayların maliyeti karşılanamıyor
İsrail Maliye Bakanlığı kasım ayı başında yaptığı açıklamada, savaşın başından beri 46 bin işçinin açığa alındığını belirterek, ülke genelinde işsiz olarak yaşamını sürdüren 760 bini aşkın vatandaş olduğunu ilan etmişti.
Her gün sürdürülen maliyetli hava saldırılarının yanı sıra göreve çağrılan binlerce yedek subaya finansman sağlanması ve neredeyse her yerde yaşanan çatışma ve protesto hâli İsrail ekonomisini zorluyor.
Göreve çağrılan yedek subayların getirdiği mali yükün aylık 1,3 milyar dolara ulaştığı belirtilirken İsrail Yayın Kurulu (KAN) cuma günü yayımladığı haberde İsrail yönetiminin bu yükten kurtulmak için yedek asker sayısını azaltmayı düşündüğünü kaydetti.
ÇATIŞMA 2 TRİLYON DOLARA MAL OLABİLİR
Ekonomi ve Uluslararası İlişkiler Uzmanı Ülküm Gözde Gündoğdu, İsrail’in Gazze saldırıları ve ABD’nin hem İsrail’e hem de Ukrayna’ya sağladığı büyük askerî ve mali yardımların bu iki ülkenin ekonomisine muhtemel yansımalarını Diriliş Postası’na değerlendirdi.
Gündoğdu, dünya çapında faaliyet gösteren uluslararası ekonomik denetim ve danışmanlık kurumu Ernest & Young verileri dikkate alındığında, İsrail-Hamas çatışmasının küresel ekonomiye 2 trilyon dolara mal olabileceğini belirtti.
Rusya-Ukrayna Savaşı, bölgesel anlamda devam eden Suriye iç savaşı ve Gazze’deki aktif çatışma sürecinin ekonomik büyümeyi tehdit edebilecek nitelikte olduğunu dile getiren Gündoğdu, Gazze savaşının yayılma riskinin ise genel piyasa denklemi içerisinde kötü senaryo olduğuna dikkati çekti.
ABD’nin ve İran’ın savaşa doğrudan müdahalesi olursa petrolün varil fiyatının 90 dolardan 150 dolara yükselebileceğini ve zaten yüksek seyreden emtia fiyatları ekseninde, ticari faaliyetlerin yavaşlama riski bulunduğunu belirten Gündoğdu, sözlerine şöyle devam etti:
Bu durum uzun vadede yüksek bir iş gücü kaybına neden olacaktır. Özellikle İsrail’de faaliyet gösteren ABD ve İngiltere merkezli teknoloji firmalarının çalışanlarını güvenlik gerekçesiyle geri çağırdığını biliyoruz. İsrail’in de devam eden savaş hâli kapsamında genel seferberlik ilan etmesi ve İsrail Savunma Bakanlığı‘nın 300 bine yakın yedek askeri orduya çağırması iş gücü piyasası için büyük kayıp doğuracaktır.” dedi.
Bölgeye de yansıyacak
İsrail, Gazze’ye yönelik yürüttüğü operasyonların başından beri Lübnan sınırında Hizbullah’a ait mevzilere ve bölgedeki sivil yerleşimlere de saldırılar düzenliyor. Buna karşılık Hizbullah da sınırdaki İsrail güçlerine saldırılarını artırıyor.
Ülküm Gözde Gündoğdu ise Arap baharı sonrası ekonomileri daha da kırılgan hâle gelen bölge ülkeleri için savaşın Orta Doğu’ya yayılması riskinin ciddi bir endişe doğurduğunu belirtti. Gündoğdu, “Ürdün, Lübnan ve Mısır gibi turizme bağımlı ülkeler son 1 aylık süreçte tur operatörlerinin savaş ortamı neticesiyle iptalleri tetiklediğini açıklıyor. Bu durum hizmet sektöründe ve özellikle Turizm sektöründe işgücü kaybı yaşanmasına neden olacaktır.” diye konuştu.
ABD’de resesyon riski
ABD yönetimi, Şubat 2022’den beri süren Rusya-Ukrayna Savaşı sürecinde Ukrayna tarafına 76 milyar dolarlık mali yardım sağladı. Bu yardımların 44 milyar doları askerî desteğe gitti.
ABD’de borçlanma bütçesi konusunda uzlaşı sağlanamaması nedeniyle hükûmetin kapanması son altı ayda iki kez gündeme gelirken Senato’nun, 31,4 trilyon dolarlık borçlanma tavanını 2025 yılına kadar askıya alması, Biden yönetimini rahatlattı. ABD’deki borçlanma tartışmalarına dikkati çeken Gündoğdu, ABD'de yükselen borçlanma maliyetlerinin bilhassa temerrüt tehlikesini her geçen gün artırdığını belirtti.
Gündoğdu, bu kapsamda “ABD, bir yandan kendi tarihindeki en yüksek seviyede izlenen enflasyon ve faiz oranlarıyla mücadele ederken diğer yandan da ekonomik kırılganlığın daha da artmasıyla Gazze savaşının tetikleyebileceği yeni bir resesyon riskiyle karşı karşıya kalabilir.” ifadelerini kullandı.
Gündoğdu ayrıca ABD yönetiminin Ukrayna’ya ek olarak İsrail’e sağladığı büyük mali ve askerî yardımların kendi ekonomisi açısından başlı başına bir sorunsal olduğunu, bunun ilerleyen süreçte savaşın düşük yoğunlukla devam etmesi riski kapsamında, yeni ilave ekonomik tedbirler doğuracağını belirtti.