İsrail, Golan Tepeleri ve Hermon Dağı’ndaki askeri hâkimiyetini kalıcı hâle getirerek, “Davut Koridoru” adı verilen stratejik geçidi hayata geçiriyor. Bu koridor, Suriye üzerinden Kuzey Irak’a uzanacak ve İsrail’in kara, su ve enerji yollarını tamamen kontrol etmesini sağlayacak. Koridor tamamlandığında, bölgede ticaret, enerji ve lojistik akışı İsrail’in denetimine girecek, bölgesel güç dengeleri İsrail lehine yeniden şekillenecek. Lübnan ve Batı Şeria’daki küçük ölçekli müdahalelerle İsrail, bölgedeki etkisini pekiştiriyor; yalnızca Türkiye değil, tüm Ortadoğu doğrudan tehdit altında.
BÖLGEYI TEHDIT EDIYOR
Uzmanlar, bu planın askeri ve ekonomik bir hamle olmanın ötesinde, bölgedeki siyasi, diplomatik ve demografik dengeleri de değiştirmeyi hedeflediğini vurguluyor. Türkiye ve bölge ülkeleri, artan güvenlik riskleri, sığınmacı krizleri ve enerji güvenliği konularında koordineli adımlar atmak zorunda. Diplomasi, savunma ve istihbarat alanındaki stratejik hamleler gecikirse, Ortadoğu yeniden kaosa sürüklenecek; halklar büyük bir belirsizlik ve güvensizlikle yüzleşecek. İsrail’in sinsi planı, uzun vadede bölgesel istikrarı tehdit ediyor ve tüm Müslüman halkların güvenliği için kritik bir uyarı niteliği taşıyor.
