İsrail'in Gazze'ye karşı sürdürdüğü savaş, ölü, yaralı ve kayıp sayısı bakımından 1948 Nekbe’sini bile gölgede bırakarak bölgenin tamamını harap etti.

172 gündür devam eden İsrail soykırımı karşısında Filistinliler, insani direnişi en yüksek noktada sürdürmeye devam ediyor. Filistinli şair Mahmud Derviş'in "düşmanın ruh halini ve rahatını bozma konusunda aramızda en yetenekli olan Gazze'dir" şeklindeki düşüncesi de bunu yansıtıyor.

Nekbe olayı, Filistinli kimliğini şekillendirirken bugün Filistin'in dört bir yanındaki devletler buna uygun hareket etmiyor. İşgal altındaki Batı Şeria'daki Filistinliler Gazze'den gelen görüntülere açıkça öfkelense de, mevcut çatışmayı durdurmak için daha fazla katkıda bulunmaları gerekiyor.

Bu savaşı sona erdirmek ve Gazze Şeridi'nin sosyal ve fiziksel altyapısını yeniden inşa etmek sadece Gazze'yi değil, tüm Filistinlileri ilgilendiriyor. Gazze düşerse geride Filistin diye bir şey kalmaz.

BİTMEYEN NEKBE

Savaştan önce bazı insanlar haklı olarak Nekbe’nin hiç sona ermediğini savunuyordu. İsrail, yasadışı tahliyeler, ev yıkımları, tutuklamalar, yerleşimci şiddeti ve ordu baskınları yoluyla işgal altındaki Batı Şeria'daki Filistinlileri kademeli olarak etnik temizliğe tabi tutuyor. Bugün tüm bunlar hızlanarak devam ediyor. Gelen haberler durumun korkunç boyutunu her geçen gün daha keskin bir şekilde ortaya koyuyor.

İsrailli liderlerin Gazze'nin "denize battığını" görme arzusu var. Tarihsel olarak Gazze, Filistin'deki ayaklanmaların ve statükonun bozulmasının merkez üssü oldu. Bu nedenle Gazze yoğunluklu saldırılar, özellikle direnişin kırılması hedefiyle İsrail işgalinin mihenk taşı hükmünde.

Gazze; hayati konumu, nüfus yoğunluğu ve kuşatmanın ötesinde doğrudan bir İsrail varlığının olmaması nedeniyle etnik temizliğe karşı işgal altındaki Batı Şeria'dan daha dirençli durumda. Ancak 7 Ekim'den itibaren İsrail savaş kabinesi, Gazze'den sonsuza kadar kurtulmak için bu tarihi bir fırsat olarak gördüler ve tüm saldırılarını bu minvalde konumluyorlar.

İsrail şu ana kadar 2,3 milyonluk bölge nüfusunun büyük bir kısmını yerinden etti ve Gazze'nin altyapısının, evlerinin ve kültürel mirasının büyük bir kısmını yok etti. Gazze'nin kuzeyinde çocuklar açlıktan ölürken, İsrail askerleri korkunç yöntemlerine tecavüzleri de ekledi. İsrail, bölgeyi bombalamaya devam ederek Filistinlilerin hayatlarını yeniden inşa etme ihtimallerini ortadan kaldırıyor.

FİLİSTİNLİLERİN HAYAL KIRIKLIĞI

Gazze'de insanlar ot ve hayvan yemi yemeye çalışırken, Refah'ta yerlerinden edilen 1,4 milyon kişi yaklaşan işgale hazırlanıyor. Gazze'deki Filistinliler tüm bunlarla yüzleşmek zorunda bırakıldı. İsrail soykırım eylemlerinden dolayı suçlanırken, pek çok kişi de tarihi Filistin topraklarındaki Filistinlilerin eylemsizliğinden dolayı hayal kırıklığına uğramış durumda.

Savaşın başlamasından bu yana işgal altındaki Batı Şeria'da yüzlerce Filistinli öldürüldü ve binlercesi de İsrail güçleri tarafından tutuklandı.

Gazze'nin sadece kendi kurtuluşu için değil, bir bütün olarak Filistin'in kurtuluşu için tüm Filistinlilerin ortak çabasına ihtiyacı var. Etnik temizlik Gazze'de başarıya ulaşırsa, bunu Kudüs ve işgal altındaki Batı Şeria'nın her yeri izleyecektir.

Gazze dünyanın "en büyük açık hava hapishanesi" olarak adlandırılıyor. İsrail, hem Gazze'yi hem de işgal altındaki Batı Şeria'yı devasa toplama kamplarına dönüştürdü. Gazze'de insanlar açlıktan ölüyor; dünya buna seyirci kalamaz.

Aynı zamanda İsrail, bir başka potansiyel cephe olarak gördüğü Filistinli İsrail vatandaşlarını da hedef alıyor ve taciz ediyor.

İşgalci İsrail’in hedefine ulaşması için önündeki en büyük engel Gazze direnişidir. Gazze düşerse ortada Filistin davası diye bir mefhum kalmayacak. ‘Dünya neyi bekliyor’ sorusunun kilit cevabı burada yatıyor.