Heybemize ne koyarsak elimize o gelir. Zihnimiz bizim heybemiz gibidir. Gördüklerimizi ve dinlediklerimizi seçemediklerimiz de olur fakat genellikle seçmeye çalışırsak, bu bir dikkat yönlendirmesi ve bundan sonraki süreçler için de bir eğitimdir. Bu eğitim ne kadar güçlü duygularla yapılırsa, seçimimiz ve o seçimin devamı o kadar kolay gelir. Duygular ise anlamakla ve hayallerimizle hedeflerimizle ne kadar uyumlu olduklarıyla ilişkilidir. İstemek ve bunun coşkuyla yapılması, insanın zihnini kanatlandırır. İleriye bakmak ve oraya gitmeyi çok istemek, gönül yorgunluğundan korur, enerjimizi dağılmaktan korur ve ilerledikçe yeni güzellikleri keşfederiz.

İnsan seçerek yaşamayı hak eder

Her seçilmiş ses ve fotoğraf, zihin heybemize yeni ilâveler anlamına gelir ki, gönlün beslenmesi de bu ilerleyişteki hem birikim hem de yolculuğun bizatihi kendisi vesilesiyle olur. Bizi hayatımızın anlamlı yolunda ve yolculuğunda tutacak mesajlar, yaratılış gayemizle ilişkilendikçe, bize içten güçlenen bir duruş katar Allah’ın (c.c) izniyle. Bütün beslenmeler, bütün iyileşmeler, bütün onarılmalar ve yapılacak bütün her şey önce içten başlamalı. Bir söz duymuştum, “Kütük çürük ise vur üstüne boyayı, bu kendini kandırmaktır. Yapılması gereken ise, içten onarmaktır.”

Niyeti doğrultmak onarılmanın müjdesidir

Seçici olmak; zihnimizin gıdasını temiz ve doğru vermek demektir. Sağlıklı gıda, doğru çalışan bir sistem demektir. Bir milim bile geri dönemediğimiz tek kullanımlık anlar bir araya gelerek, zamanı ve ömrü oluşturuyor. Yanlış bir yöne doğru ilerlemek, iz bırakarak, tahrip ederek giden bir ilerleyiş demektir. Telâfi etmeye çalışırken şimdiki anımızı kullanacağız ve tahribat ne kadar tamir edilebilir bunu da sadece Rabbimiz (c.c) bilebilir. Biliyoruz ki şaşmak, yanılmak; fani olan insanın bir tökezlemesidir ve hep olacaktır. Bütün çabamız mükemmel olmak değil, mükemmeli düşünerek, elimizden gelenin en iyisini yapmaya çalışmak. Niyet, bilgi, metot, gayret ve sebat sistematiğine göre, sürecin iyi yönetilmesini sağlayan adımları atarak kendimize düşeni yapmak ve neticeyi Rabbimizin (c.c) belirleyeceğine inanarak, ilerlemek, bizi seçici olmanın müjdeleri işe buluşturur. Seçici ilerlemek; bir duruşu, bir yaşayışı, bir davayı seçmiş olmanın sonucudur. Bizden sonraki gelecek nesle bırakacağımız kutlu davamızın yolculuk biçimi Rabbimin (c.c) rızasına uygun diye.