Güzelyurt Kız Anadolu İmam Hatip Lisesi/Ayşe Gül

“Senin yıldızların kelimeler, söyle raks etsinler, alev saçlarıyla sonsuz bahçesinde hayallerinin. Kelime ormanda uyuyan dilber, şair uzaklardan gelen şehzade, öyle seveceksin ki kelimeleri sana yetecekler. Kelimeler benim sudaki gölgem, okşayamam onları, öpemem. Bir davet olarak güzel kelime ve dualarda muhterem.

Gönülden gönle köprü, asırdan asra merdiven Kelime kendimi seyrettiğim dere, kelime sonsuz, kelime âdem. Kuşlara benzer kelimeler, odanıza dolarlar bir akşam.

Nereden gelirler bilinmez. Kâh çığlık çığlığadırlar, kâh sesleri işitilmez. Çiçeğe benzer kelimeler: turuncu, erguvan, beyaz. Bir rüzgâr sürükler hepsini. Bulutlara güven olmaz.” *

Bazen isyanlı bir sükût kaplasa da bütün benliğimizi kelimeler yetişir imdadımıza ve tek kişilik bir koro başlar içimizde: “Kelimeler bazı anlamlara gelmiyor, kelimeler bazı anlamlara gelmiyor, kelimeler bazı anlamlara gelmiyor.” Hayır, efendim kelimeler pek çok anlama geliyor. Sen o kelimelerle zenginleştirirsen dünyanı ve her kelimede görebiliyorsan varlığını, var olmanın sırrını, kelimeler seni kendine taşır, kelimeler seni yücelere taşır, kelimeler seni sonsuzluğa taşır.

Zira KUTSALA DAVET kelimelerle yapılır. Kelimelerimizle birlikte büyürüz ve kelimelerimiz kadar büyüğüz. Kelimelerimiz kadar güçlü, kelimelerimiz kadar özgürüz. Kalbimizden aklımıza kelimelerimiz ile yürürüz. Ve geçmişten geleceğe kelimelerimizdir köprümüz. Anne ab-ı hayat misali sütünü emzirirken bebeğine, efsunlu kelimeler

yarenlik eder ninnilerine. Kelimelerle anlatırız derdimizi, davamızı, sevgimizi, sevdamızı, öykümüzü, şiirimizi, türkümüzü, sevincimizi, üzüntümüzü. Kaybetmemeliyiz kelimelerimizi, değiştirmemeliyiz yabancısı olduğumuz kelimelerle. Kelimelerimizi kaybedersek anlamı kaybederiz, sonra hiç oluruz, yok oluruz.

Kelimelerle kâğıda dokunanların sergüzeşti. Yolda olanlar ise kelimelerin sırdaşı. Yücelerden bir ses fısıldıyor kulaklarına “İKRA’’ davetini. Davet büyük yerden, icabet etmek gerek.

*Cemil MERİÇ, BU ÜLKE

“Senin yıldızların kelimeler, söyle raks etsinler, alev saçlarıyla sonsuz bahçesinde hayallerinin. Kelime ormanda uyuyan dilber, şair uzaklardan gelen şehzade, öyle seveceksin ki kelimeleri sana yetecekler. Kelimeler benim sudaki gölgem, okşayamam onları, öpemem. Bir davet olarak güzel kelime ve dualarda muhterem.

Gönülden gönle köprü, asırdan asra merdiven Kelime kendimi seyrettiğim dere, kelime sonsuz, kelime âdem. Kuşlara benzer kelimeler, odanıza dolarlar bir akşam.

Nereden gelirler bilinmez. Kâh çığlık çığlığadırlar, kâh sesleri işitilmez. Çiçeğe benzer kelimeler: turuncu, erguvan, beyaz. Bir rüzgâr sürükler hepsini. Bulutlara güven olmaz.” *

Bazen isyanlı bir sükût kaplasa da bütün benliğimizi kelimeler yetişir imdadımıza ve tek kişilik bir koro başlar içimizde: “Kelimeler bazı anlamlara gelmiyor, kelimeler bazı anlamlara gelmiyor, kelimeler bazı anlamlara gelmiyor.” Hayır, efendim kelimeler pek çok anlama geliyor. Sen o kelimelerle zenginleştirirsen dünyanı ve her kelimede görebiliyorsan varlığını, var olmanın sırrını, kelimeler seni kendine taşır, kelimeler seni yücelere taşır, kelimeler seni sonsuzluğa taşır.

Zira KUTSALA DAVET kelimelerle yapılır. Kelimelerimizle birlikte büyürüz ve kelimelerimiz kadar büyüğüz. Kelimelerimiz kadar güçlü, kelimelerimiz kadar özgürüz. Kalbimizden aklımıza kelimelerimiz ile yürürüz. Ve geçmişten geleceğe kelimelerimizdir köprümüz. Anne ab-ı hayat misali sütünü emzirirken bebeğine, efsunlu kelimeler

yarenlik eder ninnilerine. Kelimelerle anlatırız derdimizi, davamızı, sevgimizi, sevdamızı, öykümüzü, şiirimizi, türkümüzü, sevincimizi, üzüntümüzü. Kaybetmemeliyiz kelimelerimizi, değiştirmemeliyiz yabancısı olduğumuz kelimelerle. Kelimelerimizi kaybedersek anlamı kaybederiz, sonra hiç oluruz, yok oluruz.

Kelimelerle kâğıda dokunanların sergüzeşti. Yolda olanlar ise kelimelerin sırdaşı. Yücelerden bir ses fısıldıyor kulaklarına “İKRA’’ davetini. Davet büyük yerden, icabet etmek gerek.

*Cemil MERİÇ, BU ÜLKE

Muhabir: Haber Merkezi