Hayvanların düşünüp düşünmediği sorusu, antik çağlardan beri insanların aklını kurcalıyor. Aristoteles’ten günümüze uzanan bu tartışma, modern bilimde hâlâ net bir cevap bulabilmiş değil. Ancak son 60 yılda yapılan çalışmalar, hayvan zekâsını küçümsediğimizi gösteriyor.
17. yüzyılda filozof René Descartes, hayvanları “duygu ve düşünceden yoksun makineler” olarak tanımlamıştı. Bugün bu görüş geçerliliğini yitirmiş durumda. Artık asıl soru, “Hayvanlar düşünüyor mu?” değil, “Ne kadar ve nasıl düşünüyorlar?”
TÜM HAYVANLAR BİLİNÇLİ OLABİLİR Mİ?
University College London’dan hayvan davranışları uzmanı Dr. Alecia Carter, bilincin tanımının farklı disiplinlerde değiştiğini söylüyor. Bazı filozoflar ve nörobilimciler, dünyayı algılayıp tepki verebilen tüm hayvanların bilinçli olduğunu savunuyor. 40 araştırmacının imzaladığı bir bildiri de tüm omurgalıların ve birçok omurgasızın bilinçli deneyimler yaşayabileceğine dair güçlü kanıtlar olduğunu belirtiyor.
Ancak “duyarlılık” yani hayvanların öznel deneyimlere sahip olma yeteneği, ölçülmesi daha zor bir kavram. Örneğin, İngiltere’de ahtapot ve mürekkep balıkları ancak 2021’de resmî olarak duyarlı canlılar olarak kabul edildi.
ZEKÂ YARIŞI ANLAMSIZ MI?
Carter, zekâyı türler arasında sıralamanın yanıltıcı olduğuna dikkat çekiyor:
“Şempanzelerin gorillerden daha zeki olduğunu söylemek ne kadar anlamlı? Akıllı kime göre, neye göre?”
Ona göre her tür, kendi yaşam koşullarına uygun farklı zihin becerileri geliştiriyor. Örneğin, mirketler, kertenkeleler ve babunlar hayatta kalmak için farklı problem çözme yeteneklerine sahip.
Max Planck Evrimsel Antropoloji Enstitüsü’nden Dr. Corina Logan da bu yaklaşımı destekliyor: “Aslında insanların nasıl düşündüğünü bile tam olarak bilmiyoruz. Hayvanlarda da ölçebildiğimiz tek şey, gözlemleyebildiğimiz davranışlar. Bu yüzden zekâyı adil şekilde karşılaştırmak çok zor.”
KUŞLARIN ZİHİNSEL HARİTASI
Logan, kargalar ve alakargalar gibi kuşların zekâsı üzerine çalışıyor. Ona göre her tür, kendi yaşam tarzına uygun zekâ biçimlerine sahip. Kimi türler sosyal hafızada, kimileri ise alet kullanmada öne çıkıyor. Ancak bunlar, insanın “zekâ” tanımına uymadığında gözden kaçabiliyor.
ZEKÂ, KORUMA ÇABALARINI ETKİLİYOR
Hayvan zekâsına dair bulgular, etik tartışmaların yanı sıra koruma çalışmalarında da etkili oluyor. Jane Goodall’ın şempanzelerde alet kullanımını keşfetmesi, türün korunmasına olan ilgiyi artırmıştı. Benzer şekilde, kuş zekâsına dair artan farkındalık, 2023’te ABD’de kuşların bakım şartlarına yönelik yasal düzenlemelere yol açtı.
Bilim insanlarına göre, hayvanların nasıl düşündüğünü anlamak yalnızca merak konusu değil; bu bilgi, nesli tükenme tehlikesi altındaki türleri korumanın anahtarı olabilir.





