Geçtiğimiz Pazar günü Fransa'da milletvekili seçimlerinin ikinci turu düzenlendi. Açıklanan sonuçlara göre, 64 yıldır ilk defa iktidar partisi 577 sandalyeli Ulusal Meclis'te 289 olan salt çoğunluğu elde edemedi. Hal böyleyken, Macron, 5. Cumhuriyetin en ciddi siyasi krizi ile karşı karşıya. Macron’un yaşadığı başarısızlığı, dünya basını “Kral çıplak”, “Topal ördek”, “Tokat” gibi farklı başlıklarla manşetlerine taşıdı.

Peki neler olmuştu? Kısaca bunlardan bahsedelim. 44 yaşındaki genç lider Emmanuel Macron 24 Nisan’da düzenlenen Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin ikinci turunda, aşırı sağcı rakibi Marine Le Pen’e karşı zafer elde ederek ikinci kez Cumhurbaşkanı seçilmişti. Ancak Macron, 2017’den beri seçmenler tarafından isteyerek seçilen bir Cumhurbaşkanı olmaktan ziyade, kendisinden daha tehlikeli olarak görülen adayları elemek için tercih edilen biri konumunda. Macron’un tekrar Cumhurbaşkanı seçildiği 24 Nisan’da ülkedeki gerginlik ve tansiyon hemen hissediliyordu. Fransa’nın değişik şehirlerinde birçok vatandaş “Macron istifa” naraları atıyordu.

Milletvekili seçimlerinin sonuçları aslında Fransızların Macron’a verdikleri gayet açık ve net bir tepki. Buradan “evet seni seçtik ama seni de istemiyoruz” mesajını almak mümkün. Macron, 2017’de başlayan ilk 5 yıllık iktidarı boyunca türlü hatalar yaptı. Macron’un belki de en affedilemeyecek yanlışı, “aşırı sağı elemek için” seçilmesine rağmen, 5 yılın sonunda aşırı sağı 5. Cumhuriyet tarihinin en güçlü konumuna kendi elleriyle eriştirmesi oldu.

Milletvekili seçimlerinin sonuçlarına göre, Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron'un etrafında toplanan Ensemble (Birlikte) ittifakı, Ulusal Meclis'e 246 milletvekilli sokabiliyor. Aşırı solcu Jean-Luc Mélenchon'un girişimiyle kurulan “Sosyal ve Ekolojik Yeni Halk Birliği” (Nupes) ittifakı toplam 131 sandalye kazandı. Aşırı sağcı Marine Le Pen’in partisi Ulusal Birlik ise tarihi bir zafer elde ederek 89 milletvekili çıkardı.

Sonuçlar muhalefet partilerinin mecliste salt çoğunluğu kaybeden hükümetin meşruiyetini sorgulamalarına yol açıyor. Mélenchon güvenoyu çağrısında bulundu. Mevcut şartlarda, iktidar artık mecliste yeterli temsil ve karar gücüne sahip değil. Peki Macron, yıllardır “aşırıcılığı” körükleyerek ve aşırı sağ kadar aşırı solu da hiç olmadığı kadar güçlendirerek kendisi ve partisini sürüklediği bu çıkmazdan nasıl çıkabilir? Bu noktada farklı senaryolar mevcut.

Macron'un 61 milletvekili bulunan Cumhuriyetçiler (LR) partisi ile koalisyon kurmak için girişimde bulunacağı, en çok bahsedilen senaryolardan biri. Ancak LR’nin ileri gelenleri böyle bir ittifaka sıcak bakmayacaklarını şimdiden dile getirdiler.

Bir diğer senaryo ise, ittifak sağlanamaması durumunda meclisin feshedilerek yeniden seçime gidileceği yönünde. Ancak bu durum birçok siyasi yorumcuya göre Macron için “siyasi intihar” demek olur. Genç cumhurbaşkanının artık tek yapması gereken, halkın kendisine iletmek istediği mesajı dikkate alıp ülkeyi bütün partilerin hassasiyetlerini göze alarak yönetmek. Macron bu akşam seçimlerden sonra gerçekleştirdiği ilk konuşmasında, muhalefeti “kavgayı geride bırakmaya”, diyaloğa, “farklı bir şekilde yönetmeyi ve kanun yapmayı öğrenmeye” davet etti. Farklı siyasi partilerin liderleriyle görüşerek “uzlaşma” yollarını aradığını açıkladı.

Fransa’nın mevcut durumuna bakınca insan kendisine şu soruyu sormadan edemiyor: Sarı Yelekliler’in ahı mı tuttu? Belki de Macron kendisini ve bütün ülkeyi bu kaosa sürüklememek için, uzlaşma yollarını çok daha önceden aramaya başlamalıydı.