Maarif yerine artık “ eğitim” kelimesini kullanıyoruz. Her yeni kavram kendi yeniliklerini beraberinde getirse de eskisinin yerini tutmuyor. Maarif içinde kültürü de barındırdığından eğitimden daha geniş daha kapsamlı bir kavram. Bugün kavram tartışmasından ziyade maarif davamız üzerine konuşacağız.

Eğitim meselesi her daim sıcak gündem olarak önümüzde duruyor. Eğitim üzerine çok konuşuyoruz ama aldığımız mesafe oldukça az. Aslında eğitim üzerinden yaşadığımız çağı; Doğu’yu, Batı’yı, medeniyeti tartışıyoruz. Çok da haksız sayılmayız. Eğitimin niteliği, niceliği, tarihî bağlamında o kadar mesele var ki işin içinden çıkmak mümkün değil. Kaybettiklerimizi telafi etmekle uğraşırken yeni sorunlarla karşı karşıya kalıyoruz.

Maarif Davamız başlığı, merhûm mütefekkir Nurettin Topçu’dan mülhem. Üstadın çok sayıda kitabından bir tanesi “ Türkiye’nin Maarif Dâvası”dır. Topçu’dan esinlenerek Prof. Dr. Osman Çakmak Hoca, 254 eğitim sevdalısıyla “Maarif Davamız” adlı bir platform oluşturmuş. Çalışma meyvesini vermeye başlamış. Prof. Dr. Adem Tatlı, Prof. Dr. İsmail Kocaçalışkan, Prof. Dr. Ali Alaş, Prof. Dr. Fatih Satıl yardımcı ders kitabı olarak Biyoloji, Fen Bilimleri ve Hayat Bilgisi hazırlamışlar. İnşaAllah bütün dersler için bu çalışma devam eder. Grubun yapmış olduğu çevrim içi toplantıya MÜSİAD başkan yardımcıları Gökhan Yetkin ve Mehmet Develioğlu, Eğitim ve Kültür Komisyonu Başkanı Dr. Savaş Yılmaz ve UTESAV adına ben katıldım. İş dünyası ile akademi arasında fikir fırtınası şeklinde geçen toplantıyı Dr. Ünal Akyüz yönetti.

Bugün eğitim meselesini Türkiye’nin Maarif Dâvası kitabıyla, Dr. Necmettin Turinay’ın Türkiye’de Eğitim kitabı üzerinden değerlendirmeye çalışacağım. İki kitabın yayınlanma tarihleri arasında 61 yıl fark var. Topçu’nun kitabı 1960 yılında, Turinay’ın kitabı ise 2021 yılında basılmış. İki üstadın meseleye bakışları özü itibarıyla aynı görünüyor. “Maarif” deyin, “eğitim” deyin, 60 yıldır meselenin özüne dair fazla yol alamamışız. Topçu, eğitimin temel meselelerini ve daha iyisi için neler yapılması gerektiğini net ve açık bir şekilde ifade ediyor. Turinay, özellikle meslekî eğitim konusunu ele alıyor ve müşahhas çözüm teklifleri sunuyor. Çözümlerinden birisi de daha çok ihtisaslaşmış meslek lisesi ve teorik eğitimin okulda, uygulama ve beceri eğitiminin ise iş yerlerinde verilmesini teklif ediyor. Meslek lisesi diplomasının daha cazip hale getirilmesi gerektiğini söylüyor. İş yerindeki hocaların da talebeye not vermesi suretiyle daha katılımlı bir model sunuyor. Bu işin çözümü yok, diyenlere işte çözüm; buyurun, uygulayın.

Dr. Necmettin Turinay mesleki eğitim konusundaki vahim durumu şöyle ifade ediyor: “Açıkça ifade edelim ki mesleğe ve sanata karşı duyulan bu umumi soğukluk, millet olarak geleceğimizi tehdit eden bir tükenmişlik seviyesine ulaşmış bulunmaktadır.”

Nurettin Topçu da eğitimin önemini şöyle açıklıyor: “Millet ruhunu yapan, maariftir. Maarifin düşmesi, millet ruhunu yere serer. Maarife değer vermeyiş, millet ruhunun yıkılışını hazırlar. Maarif hangi yönde yürürse millet ruhu da onun arkasından gider.”