Sayın Cumhurbaşkanının BM’deki fevkalade etkili konuşmasının önemli başlıklarından birisi de ‘aile’ idi…

Herkesin, hepimizin, bırakın yakın tehlikeyi ne yazık ki uzak tehlike olarak bile görmediğimiz ‘aileye yönelik imha faaliyetlerinin’ Cumhurbaşkanımızın ilgi alanına girmiş olması çok kıymetli.

Bu nedenle Erdoğan’ın BM’deki konuşmasının bu bölümünü aynen aktarmayı vazife addediyorum.

“Maalesef son dönemde insanı insan yapan kadim değerler, çok ağır saldırı altındadır. Doğrudan insanı, insanın fıtratını, geleceğini ve sosyal bünyeyi tehdit eden bu saldırıların hedefinde öncelikle aile vardır. Bu bakımdan aileye ve aile müessesesine sahip çıkmak, insana ve tüm insanlığın istikbaline sahip çıkmak demektir. Giderek artan küresel dayatmalar karşısında tüm dostlarımızı aile müessesesinin korunmasında hassasiyet göstermeye çağırıyorum.”

Her kelimesi, tespiti ve önerisi gerçekten çok değerli doğrusu…

Söz gelimi, ‘aile kavramına yönelik saldırı’ tespiti…

Mesela, ‘Aileye sahip çıkmak, insana ve tüm insanlığın istikbaline sahip çıkmaktır.’ şeklindeki yaklaşımı ve son dönemlerde âdeta ayyuka çıkan küresel dayatmalara dair yaptığı suçüstü!..

Her biri birbirinden önemli tespitler ve değerlendirmeler…

Geçenlerde bir tavsiye üzerine Amerikalı siyaset yorumcusu Matt Walsh tarafından sunulan, ‘What is a woman’ (Kadın nedir?) isimli 2022 yapımı bir belgesel seyrettim.

Tabir caiz ise izlerken kanım dondu ama bir yönüyle de sevindim doğrusu.

Kanım dondu zira özellikle Amerika ve Avrupa’da baş gösteren ve dünyanın her yerine dalga dalga yayılan toplumsal bir afetle karşı karşıyayız.

Muhatap kaldığımız tehdit, Erdoğan’ın da altını çizdiği gibi ‘küresel bir dayatma’ şeklinde tezahür eden ‘cinsiyetsiz toplum’ projesi…

Açık söylemek gerekirse bu projenin içerdiği vahamet nedeniyle insanlığın sonu gelebilir.

Lütfen abarttığımı düşünmeyin!

Gerçekten de ciddi bir tehlike ile yüz yüzeyiz.

Bu tehdit, LGBT lobisinin ve ‘küresel sermayenin’ sponsorluğunda bir saldırıya dönüşmüştür ve hedefinde, kadının şahsında doğrudan doğruya aile vardır.

Sevindim zira izlediğim belgeselde Matt Walsh’ın sorduğu soruya doğru cevap veren ve anılan tehlikenin farkında olan bilim insanları ve hatırı sayılır bir kitle var.

Belgeselin tüm dünyada yansıma bulması ve özellikle de bir sosyal medya mecrası olan Twitter’da (Elon Musk’ın hususi çabasıyla) yayımlanmış olması elbette ki sevindirici…

İnsanlığın vesile-i hilkati olan kadın ve erkek olgusunu yok edip yerine tamamen gayritabii ve sapkın bir yaklaşım ikame etmek isteyen şer odaklarının gayretlerine mukabil bu afetin izalesine yönelik her çaba çok önemli ve çok kıymetlidir kuşkusuz.

Bizim gibi gelenekleriyle var olan bir toplum açısından bu tehdide karşı savaş vermek ise kelimenin tam manasıyla bir vecibe…

Bağıra bağıra gelen bu toplumsal afetle mücadele, her insanın ve hususi cihetiyle de her Müslüman’ın birinci önceliği olmak zorunda...

Sayın Cumhurbaşkanının kemal-i ciddiyet ile dikkati çektiği bu tehlikeye karşı vaziyet almanın zamanı geldi de geçti bile.

Bu nedenle vakit kaybetmeden gardımızı almalı ve bu hususu her vesile ile gündemimizde tutmalıyız.

Bu yazının, bahsini ettiğimiz hassasiyet nedeniyle vücut bulduğunu söylememe bilmem gerek var mı?