Bir taraftan Kovid-19’a karşı toplumda aşı beklentisi artarken ilk etapta piyasaya sürülmesi muhtemel aşıların hangi ülkelere ve sonrasında da kimlere yapılacağı bir tartışma konusu. Bu noktada aşı çalışmalarında sona gelen ülkeler elbette avantajlı durumda.

Dünya Sağlık Örgütü, şu anda geliştirilmekte olan 169’dan fazla Kovid-19 aşı adayı olduğunu, bunlardan 26’sının insan denemesi aşamasında olduğunu, güvenli ve etkili bir aşı bulunması halinde aşıların adil erişimini ve dağıtımını kolaylaştırmak için çalışacaklarını ve aşıların uygulanmasında yüksek risk altındaki kişilere öncelik verileceğini belirtti.

Çin İnsan Aşı Endüstrisi raporuna göre, dünyanın en büyük aşı üreticisi Çin bile yılda 40 üreticiden ancak 1 milyar doz aşı üretebiliyor. Bu durumda bir yılda üretilen aşı Çin’e bile yetmiyor.

Tam da bu noktada, aşı çalışmalarında hayli önde olmalarına rağmen nüfus yoğunluğu nedeniyle Çinli yetkililer şimdiden üretilecek aşının herkese uygulanmasının gerekli olmadığını, aşının hastalıkla mücadelede ön saflarda çalışan sağlık çalışanlarına ve yüksek riskli gruplara yapılacağını duyurdu.

Şu anda dünya çapında insan denemelerine geçen aşılardan son aşamada olan dokuz aşı adayı bulunuyor. Bunlardan dördü Çinli şirketler tarafından geliştirilen aşılar.

Geliştirilen bir aşının kullanılır hale gelebilmesi için çeşitli aşamalardan başarıyla geçmesi gerekiyor. Bu basamakların ilki laboratuvar ortamında aşının geliştirilmesi. Daha sonra elde edilen aşılar klinik öncesi testlere tabi tutuluyor ki bu testler deney hayvanları üzerinde gerçekleştiriliyor. Daha sonraki klinik çalışmaları üç fazdan oluşuyor. Faz 1 çalışmaları 10 ila 50 kişi gibi küçük bir grupta deneniyor. Bu dar grupta her hangi bir yan etki göstermeyen ve beklenilen düzeyde bağışıklık oluşturan aşılar faz 2 çalışmalarına geçebiliyor. Faz iki çalışmaları bir kaç yüz insanda gerçekleştiriliyor. Bu aşamadan sonra faz 3 çalışmaları geliyor ki aşının güvenilirliğinin ortaya konulması için binlerce kişide yan etki ve bağışıklık oluşturup oluşturmadığı gözlemleniyor. Bu aşamalardan sonra uygun görülen aşılar lisanslanarak üretilebiliyor.

Son günlerde önemli tartışma konularından birisi de Çinli bir aşı üreticisinin faz 3 çalışmalarının bir bölümünü ülkemizde gerçekleştirecek olması. Burada iki temel görüş mevcut. Birincisi ülkemiz insanının denek olmadığı ve faz 3 çalışmalarının daha çok az gelişmiş ülkelerde yapılıyor olması. İkinci görüş ise öncelikli olarak aşı verilecek ülkeler arasına girebilmek için faz 3 çalışmalarının ülkemizde yapılmasının gerekli olduğu.

Bu tartışmalar devam ededursun, Çinli bir ilaç firmasına ait aşı adayının faz 3 çalışması kapsamındaki ilk aşıları ülkemizde vurulmaya başlandı bile. Aşının Türkiye’de 13 bin kişide denenmesi planlanıyor.