Doğu Akdeniz’in, doğalgaz ve petrol gibi dünyanın en önemli enerji kaynaklarına sahip olduğunun anlaşılmasıyla “büyük güçler”,son 20 yıldır hesaplarını, planlarını, stratejilerini ve dikkatlerini bu bölge üzerine yoğunlaştırdı.

Tahminlere göre, Doğu Akdeniz yaklaşık 1.7 milyar varil petrol ve 3.5 trilyon metreküp doğalgaz rezervine sahip bulunuyor.

Dünyanın ihtiyacı olan enerji kaynaklarının Doğu Akdeniz’de olması, büyük devletleri tüm imkan ve güçleriyle bu bölgeye yöneltti.

Halen bölgede ABD, Fransa, İtalya, Kore, Katar, Mısır, İngiliz, İsrail gibi ülkelerin araştırma gemileri sondajlar yapmakta ve Türkiye de Doğu Akdeniz’e en uzun sınırı olan ülke olarak TPAO ile yine bu alanda bulunmaktadır.

Yüzlerce savaş gemisi de yine Doğu Akdeniz’de bulunmakta ve gün geçtikçe de farklı noktalara ABD ve diğer ülkeler başta olmak üzere yığınıklara devam etmektedirler.

Gelinen noktada, 11 Eylül 2001 “İkizkule saldırısı” ile başlayan ve Ortadoğu ile tüm Kuzey Afrika’yı kapsayan yelpazedeki ülkeleri istikrarsızlaştırma ve terör bataklığına sürükleme çabaları daha iyi anlaşılmaktadır.

Bu süreçte Ortadoğu ülkeleri, “medeniyet,demokrasi ve huzur getirme vaatleriyle”, istikrarsızlık ve sefalet bataklığına sürüklendi ve halen bu süreç devam etmektedir.

        Irak, Suriye, Mısır, Yemen, Filistin, Lübnan, Sudan, Libya, Tunus, Cezayir, Somali, Fas….gibi ülkelerde yaşananlar tesadüfi değildir.

        Bu gün Afganistan’dan Yemen’e, Somali’den Fas’a kadar geniş alanda, gelmekte olan“felaketin idrakinde” ve buna karşı koyacak ülke maalesef yoktur.

        Büyük güçlerin 2000’li yıllardan beri uyguladıkları felaket senaryosu ile maalesef Doğu Akdeniz etrafında güçlü siyasi ve askeri bir ülke kalmamıştır.

        Bölgede söz söyleme gücüne sahip artık iki ülke bulunmaktadır: Türkiye ve İsrail.

        Türkiye’yi de istikrrasızlık bataklığına sürüklemek için çok sayıda girişim olmuş fakat hepsi akim kalmıştır.

        İsrail ise, Doğu Akdeniz’de enerji kaynaklarını denetim altın alma mücadelesinde ABD, GK Rum Kesimi, Mısır ve Yunanistan ile beraber hareket etmektedir. Her türlü imkan ve avantaja sahiptir.

        Doğu Akdeniz enerji kaynakları ile ilgili yapılan planların, stratejilerin tamamında Türkiye ve KKTC hesaba katılmamaktadır.

        Türkiye’nin, Doğu Akdeniz’de en büyük kıyıya ve KKTC’nin de Akdeniz’in ortasında bir konuma sahip olmasına rağmen “devre dışı bırakılması çabaları” ve imzalanan antlaşmalarla “görmezlikten gelinme stratejilerine”Türkiye büyük tepkiler göstermiş ve 2019 yılı başında Doğu Akdeniz’de yakın dönemin en büyük deniz tatbikatlarırndan birisini gerçekleştirmiştir.

        Barbaros Hayrettin Paşa ve Fatih sondaj/arama gemileri de Doğu Akdeniz’dedir.

        Doğu Akdeniz’de, kıyısı bulunan ülkeler arasında Türkiye’yi devre dışı bırakma çabaları sürerken, bölgeye kıyısı olmayan ABD, Rusya, İngiltere, Fransa gibi ülkeler de yer edinme ve söz sahibi olmak için yapmadıkları entrika bırakmamaktadırlar.

        Dolayısıyla Doğu Akdeniz hergeçen gün biraz daha ısınmaktadır.

        Önümüzdeki dönem Türkiye’nin bölgede “hakkını yedirmeme” ve karşı güçlerin de Türkiye’yi “yaklaştırmama” mücadeleleri yoğunlaşacaktır.

        Doğu Akdeniz ve Kıbrıs önümüzdeki dönemlerde çok konuşulacaktır.