Öncelikle şiddetin ne olduğu, nasıl ortaya çıktığı ve tarafları nasıl etkilediği konularına kısaca değinelim:

Şiddet; maruz kalan kişiyi kötü hissettiren, duygusal ya da fiziksel olarak zarar veren söz, davranış veya tutumdur. Şiddet her iki tarafı da olumsuz etkiler. Şiddet uygulayan kişi kendi iç dünyasına ve insani yönlerine zarar vermiş olur ama bunun farkında olmaz. Kendi fıtratına, insan ilişkilerinin yapısına, insan ruhunun hayatta kalma ve sağlıklı olma prensiplerine aykırı davranmış olur. Uyguladığı şiddeti bir marifet olarak görüp, kendisinden nelerin kayıp gittiğini göremez. Şiddet görenin ise ruhsal bütünlüğü ve sağlığı zedelenir. Hiçbir canlının maruz kalmayı hak etmediği şiddet içeren tutum, söz veya davranışlar; insanı sağlıklı şekilde hayatta tutan güçlü kökleri zehirlemek gibidir. Aynı zamanda güçlünün güçsüze karşı kullandığı orantısız ve kaba güç diye tanımlanan şiddet; aslında bu güce sahip olmanın yanında kendisini haklı görmekle ve şiddet uygulamaya hakkı olduğuna inanmakla açığa çıkar.

Şimdi de kadına şiddetin sebeplerine kısaca değinelim:

Kadının ailedeki ve toplumdaki rolü, sorumluluğu, değeri, önemi; kadını özel yapan derin bir anlayışın ürünü olarak doğru bir şekilde ele alınmalıdır. Kuran’da ve Peygamber Efendimiz (s.a.v)’in hayatında bu konu detaylı olarak anlatılmış ve örneklendirilmiştir. Bizim için en doğru rol model ve kaynak bunlardır. Bu kaynaklardan uzaklaşmaktan ötürü toplumumuzda bu konuda yanlış ve eksik anlayışlar ve uygulamalar türemiştir. Aynı zamanda kültürel olarak yerleşmiş yanlış ve zarar verici anlayış ve tutumlar da buna eklenerek; toplumda tedavi edilmesi zor ve derin yaralar açılmıştır. Bu temel üzerine eklenen farklı unsurlar da bu yaraları derinleştirmeye devam edegelmiştir. Bu noktada toplumu şekillendirebilecek ve bu yaraların iyileşmesinde etkili olabilecek belki de tek unsur annelerdir.

Bireyin şekillenmesinde annenin rolü

Bir anne aile atmosferinde, çocukların hayata ve kendilerine bakışlarının şekillenmesinde, sorunlara çözüm bulma yaklaşımlarında en etkili faktördür. Çocuklar kendilerinin ve başka insanların haklarını ve sınırlarını doğru öğrenmemişse, sorunlarını çözmek için başvurmak üzere insani ve sağlıklı yollar öğrenmemişse, insan ilişkilerinde nelerin öncelik olması gerektiğini öğrenmemişse; büyüdüğünde birçok yanlış söz, tutum ve davranışı sergilemekte kendisini geride tutacak bir mekanizma ve refleks kazanamamış olur. Bu durum aynı zamanda aileden bağımsız dış unsurlardan da olumsuz etkilenerek şiddet uygulamaya eğilimli bireye dönüşmeye zemin hazırlar.

Gücümüzü doğru yönetmek

Rabbimiz (c.c) her insanda ihtiyaç halinde kullanabileceği hem fiziksel ve duygusal, hem de akıl ve iman gücü vermiştir. Bu güçleri doğru bir şekilde kullanabilmemiz için de İslâmi bir yaşama biçimi tavsiye etmiştir. Kendimizi korumak, hayatı dosdoğru ve insanca yaşamak için bu güçlere ihtiyacımız vardır. Farklı kategorilerde sahip olduğumuz gücü helal dairesinde ve İslami yaşam çerçevesinde doğru yönetmemiz gerekmektedir. Aksi takdirde otobanda hızlı ama doğru güzergahta giden bir aracın; güzergahını şaşırıp yanlış yöne ve kontrolsüz bir hız ile giderek kaza yapması gibi; biz de içimizdeki gücü yanlış şekilde kullanarak kendimize ve muhataplarımıza zarar vermiş oluruz.

Nasipse devamı yarın