İnsan arar.

Aramak çaba ister, çalışmak ister, azim ister.

Aslolan insanın araması değil, ne aradığıdır.

İnsan, iyi olanın peşine düştüğü gibi, kötü olanın peşine de takılabilir.

İnsan neyi ararsa onu bulur.

İyilik arayan iyilik bulur; kötülük arayan kötülük bulur.

Kimi zaman da insan belasını bulur.

Bir insanın bulacağı en büyük bela, kendi içi ile dışının farklılaşması, ikiyüzlü hale gelmesi, samimiyetini yitirmesidir.

İnsanlar çeşit çeşittir.

Burada kastedeceğimiz farklılık yaratılış itibarıyla verilen bir farklılık değil; insanların kendi tercihi ile benimsedikleri farklılık olacaktır.

İnsanların kimisi samimi, kimisi içten pazarlıklı ve sinsidir.

Kimisinin tek yüzü, kimisinin iki yüzü vardır.

Kimisi omurgalı, kimisi omurgasızdır.

Kimisi yerli, kimisi yersizdir.

Yerli olanın derdi vardır, aşkı vardır, azmi vardır; yersiz olanın ise rahatı vardır, keyfi vardır ve tuzu kurudur.

Yerli olanlar milleti için çalışırlar, ülkesi adına en ufak olumlu bir gelişme karşısında sevince boğulur; yersiz olanlar ise tüm gelişmeleri alaycı üslupla değerlendirirler ve küçümserler.

Yerli olanlar her daim milletten, milletin menfaatlerinden yanadırlar; yersizler ise milletten yana gözükür, millete rağmen hareket eder, milletin yararına olan gelişmeler karşısında sevinemezler.

Yerli olanları çalışmaları ve icraatları ile görürsünüz; yersiz olanları ise yalnızca ve her şeyi yalnızca konuşurken ve eleştirirken.

Yerli olanlarıinşa ederken, eker ve dikerken bulursunuz; yersiz olanları ise yıkarken, sökerken ve boş boş konuşurken.

Kimileriarar, emek ortaya kor, gayret eder, azmeder, dua eder ve nihayetinde aradığına kavuşur.

Kimilerinin de tek derdi arayanlara/ayaklara çelmek takmak, laf atmak, tiye almak, kendince alay etmektir.

Kimileri “aramakla bulunmaz; lakin bulanlar arayanlardır” der.

Çalışmalarına, çabalarına, azimlerine şahit olduğunuz bu tür insanlar samimidir.

Kimileri ise “bu kaçıncı buluşunuz” diye alaycı bir üslupla çıkışır, millet namına sevinilecek gelişmeyi/olayı tiye alırlar; onlara millet menfaatine olan gelişmelere sevinmek dahi nasip olmaz.

Bunların samimiyetsizliği ise her hallerinden bellidir.

Böylelerini alaycı sırıtmasıyla, bıyık altından gülüşüyle, fırsatçı tutumuyla, pişkin suratıyla, kalbindeki zehri diline dökmesiyle tanırsınız hemen.

Her yapılan iyi ve güzel şeylere, her olumlu gelişmeye sözü olan ve laf atanlara, kalplerindeki kini dillerine yansıtmaktan geri durmayan böylelerine gölge etmeyin başka ihsan istemez demek boynumuzun borcudur.