Dün anne babaların nefeslerini keserek takip ettikleri bir sınav vardı, LGS. Bu niçin önemli? “İyi puan iyi okul, iyi okul da iyi eğitim demektir ve devamında iyi bir üniversite ve iyi bir kariyer-iş imkânı-gelecek demektir. O da hayat standardı yüksek bir yaşama biçimi anlamına gelir” İşte bu inanç bizi heyecanlı hatta kaygılı yapıyor.  

Şimdi biz anne babalara sorularımızı soralım

1. Sınavların hayatımızdaki anlamı nedir? Çocuklarımız düşük puan aldığında ne hissettik?

2. Neredeyse bütün biz anne babalara sorsak, “Çocuğunuzun ahlâkî yapısını önemsiyor musunuz?” diye, istisnasız hepimiz “Evet” deriz. Peki çocuğumuzu sınava hazırlarken, sınavda başarılı olmasının iyi bir şey olduğunu ama ahlâklı, dürüst ve güvenilir birisi olmasının bizim için çok daha önemli ve anlamlı olduğu vurgusunu yaptık mı?

3. “İyi insan olmak illâ akademik yönden başarılı olmak değildir. İkisi birlikte olursa güzel olur fakat matematiği iyi bilmemesi, o insanı başarısız ve kötü insan yapmaz” dedik mi?

4. Çocuklarımıza sadece ders çalış demenin yanında ilişkilerimizde, güzel geçimli, olmak, bir birini dinleyip anlamaya çalışmak, saygı duymak, korumak, kendi işlerini kendisi yapmak ve daha ilâve yapabileceğimiz onlarca güzel insan olma kaidesini hayata geçirdik mi?

5. Okul yılları boyunca çalış çalış diye başından ayrılmadığımız çocuğumuza, tam sınava gireceği zaman “Kendini rahat hisset, bizim için sen önemlisin” sözünün bir anlamı olmadığını sınav sonucunda anladık mı?

6. Yüksek puanla öğrenci alan okullardan mezun olanların en iyi, en cömert, insana değer veren ve bulunduğu yere kalite katan insanlar olduğuna dair elimizde bir araştırma sonucu var da biz onun için mi illâ yüksek puanla öğrenci alan okullara girsin diye çocuklarımıza hayatı dar ediyoruz?

7. Çocuğumuza sorsalar “Annen baban sen ne yaparsan mutlu olurlar?” diye, büyük bir ihtimalle “Çok çalışıp iyi not alırsam, onların sözünden çıkmazsam” diyeceklerdir. Bu şartlı sevgi değil midir?

8. Şu anda iyi dediğimiz okulları bitirip paraya pula kavuşanların, acaba kaç tanesi yaşlı anne babasıyla, fakir fukara ile ve dünya Müslümanların derdiyle ilgileniyor? Daha çok kazanma ve daha iyi yerlere gelebilme derdi, bizi nasıl bir insana dönüştürdü, bizden neleri alıp götürdü, farkında mıyız?

9. Kendi hayatlarımızla gelemediğimiz yerlere çocuklarımızın gelmesi, çevremizdekilerin oğlumuz-kızımız için, “Gördün mü çocukları ne iyi okullarda okuyorlar” demeleri için sarf ettiğimiz enerjiyi, sevmek, paylaşmak, yardımlaşmak, bir birimiz ve bu toplum için bir şeyler yaparak huzuru yaymak için kullandık mı?

10. Allah (c.c) bize, “Ey kullarım, çocuklarınızın akademik başarısı ve yaşama standardının iyi olması, benim rızam için şarttır”mı dedi? Bu ne telâş, bu ne büyük dert edinme? Bu karmaşada asıl korumamız gereken değerlerimizi kaybediyoruz, Farkında mıyız?

Azıcık sakinleşince düşünelim ve akledelim ki, asıl sınav Allah’a (c.c) vereceğimiz sınavdır ve bunu merkeze alarak yaşamazsak kazanma şansımız yoktur.