Miras davası, miras sahibinin ölmesi ya da gaipliğine resmi olarak karar verilmesinin ardından mirasçıların kalan mal varlığını medeni kanunun belirlediği koşullarda paylaştırma sürecidir. Bir kişi vefat etmeden önce mal varlığının bölünmesine ilişkin resmi bir vasiyet bırakmadıysa mirasçıların hukuki yollarla haklarını talep etmeleri amacıyla açılır.

Miras Paylaşım Davası Nedir?

Miras taksimi davası, vefat eden birinin borçlarının yasal olarak mirasçılarına paylaştırıldığı dava türüdür. Tereke olarak bilinen bu borç, tüm mirasçılar tarafınca eşit olarak bölüşülerek ödenme kararı alınırsa dava açılmaz. Ancak bazı mirasçılar bu borçları ödemeyi reddederse veya diğer mirasçılardan az ödeme yapma talebinde bulunursa dava açılabilir. Miras paylaşımı davasını genellikle bir mirasçı tarafından kalan tüm mirasın eşit olarak bölünmesi amacıyla ve bir avukat vasıtasıyla açılır.

Miras Davalarının Türleri Nelerdir?

Miras hukuku davalarının çeşitleri, şunlardır:

  • Veraset İlamı ( Mirasçılık Belgesi )
  • Mirasçılık Belgesinin İptali Davası
  • Terekenin Tespiti Davası
  • Ortaklığın Giderilmesi ( İzale-i Şuyu ) Davası
  • Vasiyetnamenin İptali Davası
  • Tenkis Davası
  • Denkleştirme Davası
  • Mirastan Mal Kaçırma Davaları
  • Muris Muvazaası Davaları
  • Miras Sebebiyle İstihkak Davası
  • Çekişmesiz Yargı İşlerinden Doğan Miras Davalar

Kimler Mirasçı Olabilir?

Mirasçı olabilecek kişiler, Türk Medeni Kanunu tarafından şöyle belirlenmiştir: 

  • Anne
  • Baba
  • Çocuklar
  • Torunlar
  • Kardeşler
  • Büyükanne veya Büyükbaba

Bu kişiler hem yasal hem de atanmış mirasçı konumunda olabilir. Miras bırakan ile mirasçılar arasında kan bağı olmak zorunda değildir. Bu kişilerin yanında, 3.kişiler de miras bırakanların vasiyetleri sonucu mirasta hak sahibi olabilirler ancak kan bağı sahibi olmadıkları için diğer mirasçılara Miras paylaşımı davası açamazlar.

Miras Paylaşımı Nasıl Yapılır?

Miras paylaşımı yapılması, öncelikle yasal olarak hak sahibi kişilerin kendi aralarında anlaşması ile gerçekleşir. Fakat tartışmalı durumlarda bir avukata danışılarak paylaşım yapılması gerekir. Eğer miras paylaşımı yargıya taşınırsa, paylaşım hukuki açıdan belirtilen oranlarda yapılır ve kişiler istedikleri kadar pay alamaz. Hukuki yollarla bölüştürülecek malların oranları şöyle belirlenmiştir:

  • Mirasçı vefat ettikten sonra, eşi hayatta kaldıysa ve çocukları varsa, mirasın %25’i sağ kalan eşe aittir. Kişinin Kaç çocuğunun olduğu önemli değildir, her koşulda tüm hakkın %25’lik kısmı eşe bırakılır.
  • Miras bırakan kişinin çocuğu yoksa ve annesi ve babası hayatta ise, mirasın %50’si sağ kalan eşe, kalan %50’si de anne ve babaya eşit olarak verilir.
  • Vefat eden kişinin büyükanne ve büyükbabası hayatta ise, miras bırakan kişi alt soy sayıldığı için bu kişilere %25 pay verilir. Kalan %75’lik pay eşe bırakılır. Eğer çocuğu varsa eş ile çocuklar arasında %75’lik pay bölünür.
  • Vefat eden ve miras bırakan kişinin çocuğu, annesi, babası, büyükannesi ve büyükbabası yoksa aksi belirtilmediği müddetçe mirasın tamamı eşine kalır. Vefat etmeden önce vasiyet bırakması ve mirasını farklı kişilere vermesi durumunda ise zorunlu olarak eş vasiyeti yerine getirmek zorundadır.

Miras bırakan kişinin çocukları eğer resmi olarak kişinin kütüğüne kayıtlı değilse mirastan pay veya hak alma hakları da yoktur. Daha sonradan ortaya çıkma durumlarında ise DNA raporu talep edilebilir ancak miras bölünmüşse gayrimeşru çocuklara pay verilmez. Ayrıca kişilere verilen yasal haklar artık onlara ait olduğundan, kişiler aldıkları mirası diledikleri gibi kullanma hakkına sahiptir. Yani oğlunun vefatından sonra mirasından hak alan anne, eğer torunu varsa kendi hakkını torununa veya gelinine devredebilir. Bu durumlar için Miras paylaşımı davası açılmasına gerek yoktur.

 

Muhabir: Haber Merkezi