Ülkelerin gelişmişlik seviyesini belirlemede kullanılan ölçülerin başında o ülkenin sahip olduğu insan kaynağının niteliği gelmektir. Bu bakımdan “bilgi çağı” olarak da adlandırılan içinde bulunduğumuz çağda bütün ülkelerin önemle üzerinde durdukları temel konu “eğitim” dir.

Bilgi ve ileri teknoloji çağında, doğal olarak bir toplumun sahip olduğu eğitimin niteliği, o ülkenin gelişmişlik düzeyini belirleyen ölçüsü olmuştur. Günümüzde toplumların üstünlükleri bilim ve teknoloji alanındaki ulaştıkları düzeyler ile ölçülür. Teknolojinin yaşamımızda hızla yaygınlık kazanması ve artık onlarsız bir yaşam kurgulanamayacağı gerçekliği, değişimi kaçınılmaz hale getirmiştir.

Günümüzde en iyi stratejiyi takip edenler, bilgi üretme, pazarlama, tedarik vb. sistemlerini en iyi kuranlar ve entelektüel sermayeden en iyi yararlananlar rekabette öndedirler. Maddi sermayeden daha çok entelektüel sermayeye sahip olanlar söz sahibi olmaya başlamışlardır. Ekonomik yönden güçlü olan ülkelerin bilgi sektörlerinin toplam istihdamda yer aldıkları paylara baktığımızda bilgi sektörünün ve bilgi işçilerinin dünya platformunda ne kadar önemli bir konuma geldiği açıkça görülmektedir. Bu cümleden yola çıkarak gerek işletmelerin gerekse ülkelerin güçlü olabilmesi için yapması gereken iş hiç şüphesiz bilgi çağının gerektirdiği şekilde beyinleri yönetebilmek olacaktır.

Gelişmeyi hedefleyen ülkelerin, BT- “Bilgi Toplumu” ve “Bilgi Teknolojileri” nin dinamizmini canlandırıcı “Yenilikçi Strateji” ye geçmeleri ve bu amaçla politikalar geliştirmeye yönelmeleri gerekmektedir. Eğer böyle yapılırsa önümüzdeki kısa ve orta vadeli hedeflerle şaşırtıcı ekonomik mucizelerin yaşanması, üçüncü dünyanın yoksul ve geri ülkelerinin bile kendilerini değiştirmesi, hızla büyüyen ekonomik güçler haline gelmeleri de mümkün olabilecektir.

Türkiye Üretimle, Üretimde Eğitimle Şekillenecektir.

Okullarımızda yapılan TÜBİTAK Bilim fuarları geleceğimiz olan gençlerimizin hayatlarının başında bilimle, üretimle tanışmaları açısından çok önemlidir. Bu etkinlikler gelecekte ülkemiz adına fark oluşturacak çalışmalardır.

TÜBİTAK bilim fuarları 2013 yılında 2000, 2014 yılında 800, 2015 yılında 3.201, 2016 yılında 5.980 ve 2017 yılında ise 10.000’den fazla okulda gerçekleştirilmiştir. 4006 kod numaralı Bilim Fuarları Programına 2014 yılında 2.040 okul başvuruda bulunmuş, Türkiye genelinde 880 okulda fuar gerçekleştirilmiştir. Fuar kapsamında yaklaşık 60.000 öğrenci tarafından sunulan 32.000 projeyi 800.000 izleyici ziyaret etmiştir. Programın tanınırlık düzeyinin artmasıyla birlikte 2015 yılında %68 oranında sayısal artışla 3.428 okul projeleriyle başvuruda bulunmuş ve 3.201 okulda fuar gerçekleştirilmiştir.  Fuarlara 32.000 öğretmen danışmanlığında 181.000’in üzerinde öğrenci tarafından 105.000’in üzerinde proje sunulmuştur. İki milyonu aşkın izleyicinin ziyaret ettiği ve katılımcı öğretmen ile öğrencilerin katılım belgesiyle ödüllendirildiği fuarlarda, bilim kültürünün tabana yayılmasına ve geliştirilmesine katkıda bulunulmuştur.

2016 yılında ise bir önceki yıla oranla % 94 oranında artışla 6.648 proje başvurusu yapılmış, 5.980 projenin desteklenmesine karar verilmiştir. 2017 yılında bu programa başvurma hakkı bulunan 12.500 okuldan 11.600 okul müracaat etmiştir. Bunlardan 10.250 okul 100 üzerinden 60 puandan fazla puan alarak destek kapsamına alınmıştır. 2016 yılında 20 kıstasa göre yapılan değerlendirmede ortalama puan 100 üzerinden 93’dür. Son dört yılın ortalamasına bakıldığında proje başvurularının %90’ı yeterli puanı alarak desteklenmeye hak kazanmıştır. 2014-2017 döneminde proje başvurusu yapan okul sayısında ortalama yıllık % 153, desteklenen proje sayısında ise ortalama yıllık % 330 oranında artış gerçekleşmiştir.

Bu durum TÜBİTAK’ın MEB okullarında yürüttüğü 4006 programı için sağladığı kaynağı büyük oranda artırmasıyla sağlanmıştır. Veriler incelendiğinde her geçen yıl Okulların 4006 programı hakkındaki farkındalığı artmakta olduğu ve okullarımızda öğrencilerimizin öğretmenlerimizin rehberliğinde yürüttükleri proje hazırlama ve uygulama tecrübelerinin yükseldiği görülmektedir. (Veriler Journal Of STEAM Education Haziran- 2018 den alınmıştır)

Fuarların okullarda öğretmen ve öğrencilerin heyecanını, araştırma, geliştirme ve öğrenme-öğretme isteğini artırdığı, programın tasarlanma hedeflerine büyük ölçüde ulaşıldığı, eğitime önemli bir katkı sağladığı görülmektedir. Bu projelerin, tasarım ve uygulamaların faydalı model ve patent süreçleri takip edilmelidir. Öğretmen, öğrenci ve okullarımızın patent süreçleri ile ilgili bilgilendirilmesi önem arz etmektedir. Bunun için Patent Enstitüsü, özel patent kuruluşları, TÜBİTAK ve ilgili bakanlıklarla beraber protokoller yapılmalıdır. Okullarımızda büyük emek ve umutlarla yapılan bu çalışmalar sadece sergi olarak kalmamalıdır. Bu çalışmalar içerisinde orijinal olanlar, özel bir komisyon tarafından seçici kurulca belirlenerek sadece okullarda yapılan ödül törenleriyle sınırlı kalmayıp, özel organizasyonlar yapılarak en üst düzeyde temsilin olduğu protokoller tarafından ödüllendirilmelidir. Unutmayalım ki; Geleceğimiz üretimle, üretimde eğitimle şekillenecektir.