Tam 14 yıl… Anadolu Efes’te 14 yıldır görev yapan, pek çok farklı yıldız basketbolcu ve antrenörle çalışan, ailesiyle birlikte bizden biri olan ve çok da güzel Türkçe konuşan Anadolu Efes Başantrenörü Tomislav Mijatovic, Diriliş Postası’ndan İbrahim Demir’e çok özel açıklamalar yaptı. Efes’e geldiği ilk günden bu yana yaşadıkları, sezon başındaki kötü süreç ve sonrasındaki galibiyet serisi, 14 yılda çalıştığı yıldız basketbolcular ve Anadolu Efes ailesine dair düşünceleri… İşte sizler için Tomislav Mijatovic’in açıklamaları…

14 yıldır Anadolu Efes’tesiniz, burada olmak nasıl bir duygu?

Öncelikle 2010’da Anadolu Efes’te başladım, bu serüvende burada olmaktan dolayı çok mutlu ve ayrıcalıklı hissediyorum. Böyle bir ailede olduğumdan dolayı da üzerimde ayrı bir sorumluluk hissediyorum. Çünkü Anadolu Efes Spor Kulübü, Avrupa’nın en iyisi benim için. Bu ailenin her bir üyesinden ailemle birlikte büyük sevgi ve saygı görüyoruz. Ben de bu sevginin en az iki katını vermeye çalışıyorum.

Panathinaikos, Euroleague'de play-offta 2-1 geri düştü Panathinaikos, Euroleague'de play-offta 2-1 geri düştü

Sezon başında neler yaşandı, biraz bahseder misiniz?

Sezon başında yeni koç ve teknik ekiple bir araya geldiğimizde bu takımın ihtiyaçlarını belirleyip doğru adımları atmayı tercih ettik. Fakat maalesef kötü zamanlar yaşadık. Sezon başından bu yana çok sakatlık geçirdi oyuncularımız. Sakatlıklar bizi çok etkiledi ve hiçbir zaman tam kadroyu göremedik. Gerçek ritmimizi bulamadık ve böyle olunca da doğru kimyamızı yakalayamadık. Bu tür durumlar istediklerimizi yapmaktan bizi alıkoydu.

Başantrenör olduğunuz açıklandığında neler hissettiniz, böyle bir beklentiniz var mıydı?

Ben Anadolu Efes’te çalışmaya başladığımdan beri hiçbir zaman başantrenör olmayı aklımdan geçirmedim. Benim her zaman için düşüncem takımın bir parçası olmak ve başarılarında katkı sağlamak. Hep bu şekilde düşündüm. Bu görev bana söylendiğinde takımca toplandık, hep beraber çalışmaya başladık. Biz takım olarak her zaman olduğu gibi en iyisini yapmaya çalışıyoruz. Burada olmak benim için bir ayrıcalık.

Takımın içinden gelen bir koç olarak kolaylık ya da zorluk yaşadınız mı?

Öncelikle benim için en büyük kolaylık birbirimizi tanımamızdı. Benim için bu geçiş kolay oldu. Oyuncularla ve yönetimle aramızdaki iyi ilişkileri devam ettirdik. Geçişte bir zorluk yaşamadım.

Yıldız oyuncularla çalışmanın zorlukları nelerdir?

Bizim en büyük avantajımız, bugüne kadar takıma en iyi oyuncuları ve iyi karakterleri seçiyoruz. Bu şimdi de böyle, önceden de böyleydi. Bence yıldız oyuncular ne kadar iyi olurlarsa, anlaşmak da o kadar iyi oluyor. Bizim oyuncularımız insani olarak hakikaten çok değerli oyuncular. Genç oyuncularımız var onlarla iletişimimiz de çok iyi. Bu durum da bizim işimizi kolaylaştırıyor. İyi oyunu sadece iyi oyuncular oynamıyor, bence iyi oyunu iyi karakterli oyuncular da sergiliyor.

Fenerbahçe Beko ile yıllardır süregelen bir rekabetiniz söz konusu, neler düşünüyorsunuz?

İki takımın arasındaki rekabet çok güzel. Hem taraftarlar için hem de kulüpler ve sponsorlar için basketbolun gelişmesini sağlıyor. Anadolu Efes de, Fenerbahçe de hem Avrupa’da hem de Türkiye’de büyük bir rekabet içinde. Rekabette takımlar birbirlerini yenmek istiyor. Saygı çerçevesindeki bu tür rekabetlerden biz de büyük keyif alıyoruz.

Geleceğe dair kariyer planlarınız neler?

Ben küçük resimleri bir araya getirerek büyük resimleri görmeye çalışıyorum. Ben Anadolu Efes’te her pozisyonda olmaktan, bu ailede olmaktan dolayı ayrıcalık sahibi olduğumu düşünüyorum. Bu ailenin bir üyesi olarak “Benim yerim burası” diyorum. Hayatımın her anında olduğu gibi adım adım ileri bakmaya çalışıyorum.

Anadolu Efes taraftarına mesajınız nedir?

Bence Euroleague’deki en iyi salon atmosferi Anadolu Efes’te. Bu da bizim seyircilerimizin sayesinde oluyor. Onlara bize olan destekleri sebebiyle teşekkür ediyorum. Doğru yolda, doğru hedefte onların destekleriyle birlikte yine başarılara ulaşacağımıza inanıyorum.

Muhabir: İBRAHİM DEMİR