İsmailağa Cemaati’nin önde gelen isimlerinden Cübbeli Ahmed Hoca, tabure ve sandalyelerde namaz kılınmasının önüne geçilmesini savundu. “Bunu ben söylemiyorum, din emrediyor” diyen Cübbeli Ahmet Hoca, ahşap sıraların sistematik olarak yaygınlaştırıldığını belirterek, “Bugün önünü almalıyız” uyarısında bulundu.

Diriliş Postası muhabiri Vahap Söztutan/Röportaj-Mülakat

Kamuoyunda “Cübbeli Ahmed Hoca” olarak bilinen Ahmed Mahmud Ünlü, camilerdeki ‘kilise düzeni’ için reddiye verdi. ‘Namazda asıl rükün secdedir’ diyen Ünlü, bir tabure üzerine oturarak veya ahşap sıralarda yan yana oturup namaz kılınamayacağını anlattı. Camilerin kiliselere benzetilmeye başlandığını belirten Ünlü, “Bunun sistematik şekilde yaygınlaştırıldığını” dile getirdi. Ünlü ‘eski bir proje’ diyerek, camilerdeki oturma düzeni için uluslararası bir el üzerinden organizasyon yapılarak, Müslümanlığın tahrif edildiğini kaydetti. Diyanet İşleri Başkanlığı’na “Bugün çözmelisiniz” diyen Cübbeli Ahmed Hoca “Yoksa yarın bunun önünü alamaz, altında kalırsınız” ifadelerini kullandı.

Kamuoyunda “Cübbeli Ahmed Hoca” olarak bilinen Ahmed Mahmud Ünlü

“KATÎ SURETTE DOĞRU DEĞİL”

Ekseriyet ile camilerin arka kısımlarında tabure veya sıra şeklinde konulmuş oturaklar üzerinde yaşlıların namaz kıldığını hatırlatan Ahmed Mahmud Ünlü son olarak sıralar halinde yapılmış ve kaldırılamayacak gibi oturma yerlerinin bulunmasının ise ‘katî’ surette yanlış olduğunun altını çizdi. Ünlü ‘aslında’ diyerek, “tabureyle veya oturak üzerinde namaz kılmanın da caiz olmadığını” ancak birinin yardımı ile de yerde ayağını uzatarak namaz kılamayanların böyle bir kolaylık gösterdiğini vurguladı. Tabureleri de en azından sıra gibi dizmek yerine cemaat arasında dağıtmanın müşkülatı ortadan kaldıracağını vurgulayan Ünlü, yine de “yere oturup kılmanın” evla olduğunu belirtti.

“ONLARA BENZEMEYİN”

Yahudi ve Hristiyanlara benzememek gerektiğini anlatan Cübbeli Hoca, Müslümanların ibadet yeri olan cami ve mescidlerdeki ‘kilise düzeni’ olan sıralara karşı çıktı. Dizinde sorunu olanların ima ile de olsa secdelerini yapmasını tavsiye eden Ünlü, “kişisel görüşü değil, din emri olduğunu” söyledi. Taburelerin ve sıraların saf düzeni gibi yapılmasının ‘kilise’ algısı oluşturduğunu belirten Ahmed Mahmud Ünlü, Din İşleri Yüksek Kurulu’nun da bir yazı ile buna son verilmesi gerektiğini belirtmesinden de memnun olduğunu kaydetti. ‘Ayaklar uzatılarak namaz kılınır’ diyen Cübbeli Hoca, “Namazı normal şekli ile ayakta kılmaya gücü yetmeyen kimse için asıl olan, namazını oturarak kılmaktır. Böyle bir kişi namazını kendi durumuna göre; ayaklarını kıbleye doğru uzatarak kılar” diyerek tarif etti.

“SANDALYEYE DEĞİL YERE OTURUN”

‘Secde yapamayacak durumdaki insandan kıyam da, rüku da düşer’ diyen İsmailağa Cemaati’nin önde gelen isimlerinden Ahmed Mahmud Ünlü, sözlerini şöyle sürdürdü: “Namaz düşmez. Âlimler burada diyor ki; eğer sen secde yapamıyorsan, hepsini ima ile kıl. Yani bu ne demektir; ima ile kılacağın zaman toprağa en yakın olacağın yere otur. Öyleyse sandalye değil, senin yere oturman gerekiyor. Birinin yardımı ile yere otur, ayağını kıbleye doğru uzat.” Cübbeli Ahmed Hoca, “en makbûlü” diyerek yerde oturulması gerektiğini tekrarlayarak, ima ile baş işaretleri yaparak namaz kılınmasını öğütleyerek, camilerdeki sıraların bir dış bağlantısı olan “proje” olduğunun altını çizdi.

“TABUREDE RÜKÛ TEHLİKEDEDİR”

İma ile namaz kılanın vücudunun eğilmemesi gerektiğini belirten Ünlü, “Bazıları bütün bir bedenini eğiyor. İma demek sadece baş hareketidir. Kıyamdayken başın dik, rükûda biraz eğik, secdede ise daha eğik olması yeterlidir namaz kılarken. Sandalye ile kılarken, rükûların aşağıda kalması tehlikesi var” ifadelerini kullandı. Diğer üç mezhepte ise kıyam yapılabiliyorsa yapılması, rükû yapılabiliyorsa yapılması, secde yapılamıyorsa onu da oturup ima ile yapılabileceğini vurgulayan Cübbeli Ahmed Mahmud Ünlü, “Hanefi mezhebinde ise oturarak, hepsini baş hareketleri ile kılması daha iyidir” dedi.

“Ütü bozulmasın diye böyle olmaz”

‘Romatizmadır, bel ağrısıdır, baş ve boyun ağrısıdır, dizlerimdir’ diyerek bahane olamayacağının altını çizen İsmailağa Cemaati’nin önde gelen ismi Cübbeli Ahmed Hoca, “Secde yapmak için kendini zorlayacaksın. Şaka değil. Din bunu, böyle emrediyor. Farz bu yahu! Kolayına kaçıyoruz. Daha fenası, Yahudi ve Hristiyanlara benziyoruz ki; iman da elden gidiyor” diye konuştu. Ünlü son olarak, “İnsanlar şimdi pantolon ütüsü bozulmasın diyerek neredeyse ima yapıyor, sandalye ve taburelerde oturuyor. Benim ayaklarım hepsinden beter; ama ben zorlayarak namaz kılıyorum” ifadelerini kullandı.

“NAMAZ SECDEDİR”

Cami ve mescitlere tabureler ve sandalyelerin sıralanması, hatta sıraların konmasını “İyiye gitmiyoruz” diyerek değerlendiren Ahmed Mahmud Ünlü, “Cami imamlarının bunlara müsamaha göstermesinin affı yok. Fıkıh, ‘Namaz secdedir’ diyor. Secde yapamayanlara, ‘Kıyamda ayakta dur, rükûa eğil, secde sırası geldiğinde gel otur’ demek olmaz. Fetva bu değil çünkü. İma da kaş, göz işareti ile olmaz. Baş ve boyun ağrıları olanlar da kendilerini biraz zorlayacak” şeklinde konuştu. ‘Sandalyedekiler namaz kılıyorum zannediyor, ama farzları mahvediyorlar’ diyen Ünlü, “Secdeye en yakın yerde durulması zaruridir. Bunun bir yarım metre, bir metre yükseğinde oturulması münafidir” dedi.

“ŞU ANDAKİ DURUM VAHİM”

Yere oturabilenlerin de sandalyelerde oturmaya, orta yaşlarında olanların ve hatta gençlerin de taburelerde namaz kılmaya başladığına işaret eden Cübbeli Ahmed Mahmud Efendi, “Ne yapalım cemaat, camilere gelmiyor denilerek kolaylık sağlanmasına kimsenin ruhsatı olmadığını” belirtti. Yere oturup da kalkamayacak gibi olanların, cemaatten de vazgeçmek istemediği için en azından sandalyeleri kilisedeki gibi bir sıra yapmak yerine saflar arasında dağıtması gerektiğine dikkat çeken Ünlü, “Ancak yardım ile kaldırılabiliyorsa yine yere oturacak. Burada af yok. Şu andaki durum ise vahim. Eğer bunun önü alınmaz ise yarın hepimiz altında kalırız” değerlendirmesinde bulundu.

“DİN GAYRETTİR ZORLUK SEVAPTIR”

Ali Haydar Efendi Hazretleri üzerinden örnek veren Cübbeli Ahmed Hoca, “120 yaşındaki zat, namazlarını ayakta kılmaya çalışıyor. Biz kim oluyoruz da her ne sağlık problemimiz var ki; oturarak namaz kılacağız. Edebe aykırıdır. Ali Haydar Efendi öyle bir zorlanırlarmış ki; üç dört kişi etrafında dururmuş, mübarek bir tarafa yıkılacak diye, başında beklermiş namaz kılarken… Biraz gayret edeceğiz. Din gayrettir. Zorlukta sevap vardır. Kolayına kaçmak iş değildir. Farzlarda sonunda kadar Allah’ın huzurunda gayret edeceğiz. Başka yolu yoktur. Ahşap sıralarda namaz kılanların ise kaza etmeleri gerekir. Yoksa kıldıkları o namazların hiçbir kurtarır şansı, bahanesi yoktur” diye konuştu.