Psikolog Kahraman Güler, okullarda uyuşturucu satışı ve bağımlılığı ile ilgili Diriliş Postası'na değerlendirmelerde bulundu. Güler, uyuşturucu bağımlılığının kronik bir hastalık olduğunu ve erken tespit, uygun tedavi ve destek hizmetlerinin sağlanmasının kritik önem taşıdığını söyledi.

DEMET İLCE / RÖPORTAJ

İlk dosyamızda emekli narkotik polis ile okul çevresinde öğrencilere uyuşturucu satışına karşı yeteri kadar önlem alınıp alınmadığını konuşmuştuk. Bu yazımızda ise Doğuş Üniversitesi Öğr. Üyesi Klinik Psikolog Kahraman Güler ile uyuşturucu bağımlılığının psikolojik etkilerini ele aldık ve Türkiye’de uyuşturucu bağımlılığına karşı ne gibi tedavilerin ve eğitim uygulamalarının olduğunu sizler için araştırdık.

UYUŞTURUCUNUN ZARARLARI

Uyuşturucu bağımlılığının, insanların fiziksel ve psikolojik sağlığına ciddi zararlar verebilen kronik bir hastalık olduğunu söyleyen Güler, zararlarından şöyle bahsetti:

“Bağımlılık, kişinin bedeninde ve zihninde kimyasal değişikliklere yol açarak, kullanıcının normal yaşamını yönetme yeteneğini zayıflatır. Bu durum, kişinin günlük işlevselliğini, sosyal ilişkilerini ve duygusal dengesini olumsuz yönde etkiler. Uyuşturucu bağımlılığı, bireyin aile ilişkilerini ve sosyal bağlarını koparabilir, iş hayatını olumsuz etkileyebilir ve hukuki sorunlara yol açabilir.”

"BAĞIMLI KİŞİLER ZİHİNSEL SAĞLIK SORUNLARI GELİŞTİRME RİSKİ ALTINDA”

Psikolojik olarak, bağımlı kişiler genellikle düşük özsaygıya sahip olur, stresle başa çıkma yeteneklerini kaybeder, depresyon, anksiyete ve diğer zihinsel sağlık sorunları geliştirme riski altındadır. Bu bağlamda, uyuşturucu bağımlılığı, bireylerin genel refahını ve toplumsal düzeni tehdit eden bir sorun olarak değerlendirilmektedir. Bu nedenle, bağımlılıkla mücadelede erken tespit, uygun tedavi ve destek hizmetlerinin sağlanması kritik öneme sahiptir, böylece bağımlılıkla mücadele eden bireyler yeniden sağlıklı, dengeli ve üretken bir hayata dönebilirler.”

“KULLANMAYAN ÇOCUKLARDA BİLE DEĞİŞİKLİKLER GÖZLEMLENEBİLİR”

Okullarda şeker adı altında uyuşturucu dağıtıldığı iddiasına da değinen Güler, uyuşturucu kullanmasa bile şeker diye çocuklara madde verildiğini bile çocuklarda birtakım değişiklikler gözlemlenebileceğini şöyle ifade etti:

“Bunlar; güvensizlik ve korku, davranış değişiklikleri, akademik performansta düşüş, arkadaş seçiminde değişiklikler, ruhsal sağlık sorunları, aile ilişkilerinde sorunlar ve riskli davranışlara eğilimdir. Bu tür durumlarla başa çıkmak oldukça önemlidir.”

YAPILMASI GEREKENLER

Güler, öğretmenler ve okul yönetiminin bu gibi durumlarda ne yapması gerektiği ile ilgili şunları anlattı:

“Eğitim, farkındalık yaratma ve güvenli bir okul ortamının sağlanması, duygusal zeka ve stres yönetimi eğitimi, dayanıklılık ve direnç geliştirme programları, mentorluk programları, sosyal destek grupları, aile katılımı ve örnek olay ve hikayelerden bahsederek sürecin zorlukları ve riskleri konusunda farkındalık yaratma, çocukların, bu tür tehlikelerle karşılaştıklarında daha güvende hissetmelerine yardımcı olabilir. Bu tür önlemler ve eğitim programları, öğrencileri madde bağımlılığına karşı bilinçlendirmekte ve onları olumsuz etkilerden korumakta etkili olabilir.”

Güler,  bu süreçte ebeveynlerin de bilinçlendirilmesinin hayati önem taşıdığına dikkat çeken Güler, aileler için yapılması gerekenleri ise şöyle dile getirdi:

“Bunun için ise ebeveynlere yönelik eğitim programları, broşür, el ilanı, kitapçık ve internet üzerinden erişilebilecek kaynaklar gibi materyaller hazırlanmalı, aile içi seminerler ve ebeveyn destek grupları oluşturulmalı, okul-aile mutlaka işbirliğinde olmalı, madde bağımlılığı konusundaki konuşmalar için doğru ve uygun dil ve iletişim stratejileri öğretilmeli, çocuklarının teknoloji kullanımının bilinçli hale getirilmesini sağlayabilmek için ebeveynlerin bilinçli hale getirilmesi ve profesyonel yardım oldukça önemlidir. Bu stratejiler, aileleri madde bağımlılığı konusunda bilinçlendirmekte ve çocuklarını koruma konusunda daha bilinçli hale getirmektedir.”

AMATEM VE ÇEMATEM

2021 Türkiye Uyuşturucu Raporu’na göre; Türkiye'de kamu hastanelerinde 28 merkezde 732 yatak kapasitesi ile Alkol ve Madde Bağımlılığı Tedavi Merkezleri (AMATEM) hizmet veriyor. Çocuk ve Ergen Madde Bağımlılığı Tedavi Merkezi (ÇEMATEM) ise 7 merkezde 100 yatak kapasitesi ile faaliyetini sürdürüyor. Fakat önemli olan bu gibi eğitimler ve tedavilerin nasıl gerçekleştirildiği ve işe yarayıp yaramadığı.

2020’DE 516 FARKINDALIK EĞİTİMİ GERÇEKLEŞTİRİLDİ

Gençlik ve Spor Bakanlığı’na bağlı gençlik merkezlerinden, kamplardan ve yurtlardan yararlanan gençlerin bağımlılıklara dair farkındalıklarını geliştirerek bağımlılıklara karşı korunmalarını sağlamak amacıyla yapılan faaliyetler kapsamında 2020 yılında;

Gençlik Merkezlerinde 227,

Sporcu Eğitim Merkezi ve Türkiye Olimpik Hazırlık Merkezlerinde 19,

Yurtlarda 270 olmak üzere toplam 516 farkındalık eğitimi gerçekleştirildi.

OKULDA BAĞIMLILIK MÜCADELESİ: OBM

Sigara, alkol veya uyuşturucu ile yeni tanışmış veya deneme aşamasında olan öğrencilere yönelik hazırlanmış olan Okulda Bağımlılığa Müdahale Programı (OBM) ile 232 rehber öğretmen OBM Uygulayıcısı olarak yetiştirildi. Öğretmenler toplam 831 bağımlı öğrenci ile görüştü. Görüşmeler sonucunda bırakma oranı; sigarada %17,6, alkolde %40, uyuşturucu maddede %70 olarak gerçekleşti.