Kanada'da yolda yürüyen aileye, üzerine araç sürmek suretiyle yapılan saldırı haberini okudunuz mu?

Bu saldırı, biri çocuk, dört kişinin ölümüne, ailenin 9 yaşındaki en küçük çocuğunun ise ağır yaralanmasına sebep oldu.

Aile Pakistanlı, Müslüman bir aile.

Haberde yer alan Müslüman ailenin fotoğrafını gördünüz mü?

Henüz görmedinizse, fotoğrafı bulun, şöyle bir dakika sessizce bakın.

Yolda yürürken üzerlerine araç sürülmeyi hak edecek ne yaptı bu aile?

Batı’da yaşayan Müslümanlar yolda yürürken dahi başına bu tür olayların geleceği endişesi ile mi yaşamalıdırlar?

Bu hadiseyi münferit bir olay olarak değerlendirebilir miyiz?

Yolda yürüyen bir ailenin üzerine araç sürmek nasıl bir algının, ne şekilde bir dolmanın/doldurulmanın, nasıl bir zihin dünyasının yansımasıdır?

Nasıl bir canilik, ne biçim bir gaddarlıktır bu?

Aracı kullanan 20 yaşlarında bir gençmiş.

Üzerine çelik yelek giymiş bir şekilde, otoparkta yakalanmış.

Bu genç nasıl bir zihin yapısına sahip ki bu katliamı gerçekleştiriyor?

Hadi diyelim caniyi yakaladınız.

Fakat bu caniyi besleyen, bu hale getiren süreçler üzerine kafa yormak da gerekmez mi?

Mücadele edilecekse, bu tür zihin yapısına sahip kişilerin algısını besleyen her türlü söylem, eylemle de mücadele edilmelidir.

Belli din mensuplarını, belli inanç gruplarını, belli etnik grupları ötekileştiren, düşmanlaştıran, şeytanlaştıran dile sahip herkes, etki derecelerine göre bu nefret suçuna, bu cinayete ortaktır.

İnsanları farklılıklarından ötürü nefret objesi kılan her söylem sahibinin elinde ve dilinde bu cinayetin kanı vardır.

11 Eylül ikiz kule saldırılarının ardından Müslümanlara dönük daha da artan düşmanlık ve nefret, mücadele edildiği iddia edilen ve öne çıkarılan terör grupları üzerinden İslamı terörle, Müslümanları ise terörist olarak algılara yerleştirdi bile.

Yeni Zelanda’da camiye yapılan saldırıda da bu algının izleri vardı.

Yaşatmak için gönderilen ulvi bir dini ve bu dinin mensuplarını öldürmek için yaşayan bir seviyeye indirgediler, algılarda bu anlayışı oluşturdular.

Bu algının bir yansımasıdır yolda yürüyen masum insanları katletmek, ibadethanede ibadet eden savunmasız insanlara saldırmak.

İslamı ve Müslümanları ötekileştiten dile sahip herkes otursun bir daha düşünsün.

Bu yaşananlar ekilen nefret tohumlarının zehirli meyveleridir.