Barcelona Üniversitesi, Hindistan Teknoloji Enstitüsü ve Texas A&M Üniversitesi'nden bilim insanlarının ortak çalışması, evrenin en ağır parçacıklarının aşırı sıcak ve yoğun ortamlardaki davranışlarını ortaya koydu. Physics Reports dergisinde yayımlanan araştırma, evrenin ilk mikro saniyelerinde var olan koşulları laboratuvar ortamında taklit ederek, temel kuvvetlerin nasıl çalıştığını anlamamıza yardımcı oluyor.

Çalışma, özellikle ağır kuarklar içeren parçacıklara odaklanıyor. Bu parçacıklar – "charm" ve "bottom" olarak bilinen kuarkları içeren hadronlar – evrendeki en büyük kütleli parçacıklar arasında yer alıyor ve sıcak, yoğun ortamlarda eşsiz bilgiler sunabiliyor.

MADDENİN HAM HALİ: KUARK-GLUON PLAZMASI

Bilim insanları, bu aşırı koşulları yeniden yaratmak için Büyük Hadron Çarpıştırıcısı (LHC) ve Relativistik Ağır İyon Çarpıştırıcısı (RHIC) gibi dev hızlandırıcılarla atom çekirdeklerini ışık hızına yakın hızlarla çarpıştırıyor. Bu çarpışmalar, Güneş’in merkezinden 1000 kat daha sıcak ortamlar oluşturuyor ve “kuark-gluon plazması” adı verilen bir madde hali ortaya çıkıyor – bu, Büyük Patlama’dan hemen sonra evrende bulunan parçacık çorbasının ta kendisi.

Bu plazma hızla soğuyarak hadronik maddeye dönüşüyor: proton, nötron ve egzotik parçacıklardan oluşan bir yapı. İşte bu geçiş süreci, evrenin erken dönemindeki maddenin nasıl şekillendiğini anlamada kritik öneme sahip.

AĞIR PARÇACIKLAR: EVRENİN "DEDİKODUCU" TANIKLARI

Ağır kuarklar içeren parçacıklar, bu sıcak ortamların içine bırakılmış dedektörler gibi davranıyor. Hafif parçacıklara göre daha yavaş hareket ettikleri ve çevreyle daha güçlü etkileşimde bulundukları için, ortamın yapısı hakkında önemli ipuçları sunuyorlar.

Bu etkileşimler tıpkı kalabalık bir havuza atılan ağır bir top gibidir. İlk dalgalar geçtikten sonra bile top, diğer yüzücülerle çarpışmaya devam eder. Aynı şekilde, ağır parçacıklar da çarpışma sonrası oluşan ortamda diğer parçacıklarla etkileşmeye devam eder.

NASA, ilk kez Bennu asteroitinde glikoz izleri buldu
NASA, ilk kez Bennu asteroitinde glikoz izleri buldu
İçeriği Görüntüle

Araştırmada, özellikle D ve B mezonları gibi ağır hadronların, soğuma evresinde daha hafif parçacıklarla nasıl etkileştiği incelendi. Elde edilen veriler, parçacıkların enerji kaybı ve akış desenleri gibi gözlemlenebilir davranışlarını etkiliyor.

Barcelona Üniversitesi’nden Dr. Juan M. Torres-Rincón bu süreci şöyle açıklıyor:

“Sistemin artık soğuduğu bu geç evre bile parçacıkların enerjiyi nasıl kaybettiği ve nasıl aktığı konusunda büyük rol oynuyor. Bu aşamayı yok saymak, bütünün önemli bir parçasını kaçırmak demek.”

GELECEK ARAŞTIRMALAR İÇİN YOL HARİTASI

Elde edilen bulgular, CERN’in Super Proton Synchrotron tesisi ve Almanya’da kurulacak olan FAIR tesisi gibi yeni nesil deneyler için kritik veri sağlayacak. Bu tür araştırmalar, sadece evrenin ilk anlarını anlamakla kalmıyor; aynı zamanda doğanın temel kuvvetlerinin nasıl çalıştığına dair daha kapsamlı modellerin geliştirilmesine de katkı sağlıyor.

Bilim insanları, bu ekstrem koşulları inceleyerek evrenin nasıl oluştuğu, maddenin nasıl yapılandığı ve gerçekliğin temelini oluşturan kuvvetlerin nasıl işlediğine dair büyük sorulara yanıt arıyor.

Muhabir: Berfin Bitirim