"Bir örgütü güçlü kılan; fikrî altyapısıdır. Eğer o örgütü ayakta tutan fikrin aksi ispat edilirse; o örgüt çökmeye mecburdur…” şeklinde bir tespitim olmuştu.

Adem (a.s)’dan günümüze kadar, bütün “kavgaların” merkezinde bu husus vardır. Kimisi yanlış da olsa, kendilerini var eden fikrin “meşruiyetini” ispat etmek için mücadele (!) eder. Kimi ise; Hak ve hakikat namına, bâtıl bütün fikirleri reddeder.

Ülkemizin başına bela olan FETÖ de “Allah’la kandırıp”, fasit tevilleriyle insanları aldatmış ve altyapısını güçlendirmiştir. Kur’an hadimi ve Risale-i Nur’un Şakirdi olan Molla Muhammed Doğan (Mehmet Doğan), Rumuzul Kur’an ve Keşf’ül Envar Külliyatlarındakitespit”, “tetkik”, “terkip” ve “analiz”leriyle, FETÖ’nün temelini oluşturan fikri (!) alt yapıyı “ilmen yıkmış” ve de “bi-iznillah galip gelmiş”tir.

Dikkat edildiğinde, ehl-i imanı “Allah’la kandırıp” zehirleyen FETÖ elebaşı Fethullah Gülen’in yaptığı bütün tahribatı, Müfessir Molla Muhammed Doğan, Allah’ın muradı olan; Kitap, sünnet, icma ve kıyasla konuları ilmen ispat edip ortaya atılan dehşetli fitneyi “ıslah etmiş”tir.

El-hak, Molla Muhammed’in mücadelesinin mahiyeti, FETÖ’nün “yılan misali akıttığı zehre” karşı, Kur’an-ı Kerim’in manası olan; hadis, icma ve kıyastan süzülen “panzehir”dir. Bu mücadele, ifsat edilmiş toplumu, ıslah etme gayretidir.

Tahşiye Yayınevi’nde neşredilen eserler sayesinde, ilmen mağlubiyet paniği yaşayan terör örgütü elebaşı Fethullah Gülen’in hırçın tavırlarıyla geride bıraktığı “kumpas izleri”ni, rötarlı da olsa, devletimiz 2014’te tespit etmiş, faillerini dikkat ve teenniyle enselemiştir.

Mezkur konuyu Molla Lütfi Karadağ, geçtiğimiz günlerde neşrettiği; Abdulhak Akpolat, Reşit Karakaya ve Ferhat Zencir’inde imzalayarak nurmend.com adlı sitede yayımladığı “İkaz-name” isimli yazıda, Müellif Muhammed Doğan’ın mücadelesi, kronolojik olarak tafsilli bir şekilde anlatılmıştır. Söz konusu mücadeledeki birkaç hususa dikkat çekmek isterim:

Fethullah Gülen, “Haşr-i Cismani yoktur” inancını, alem-i İslâm içinde yaymaya çalışırken; Molla Mohammed Doğan neşrettiği 10. Söz ve şerhi başta olmak üzere; 29. Söz ve şerhi, Yasin ve Rahman Suresi tefsirleriyle bu batıl inancı “izale etmiş”tir.

Keza; Peygamber (a.s.m)’ın risaletinin umumiyeti”ni inkâr fikrini İslâm aleminde yerleştirmek isteyen terör örgütü, Molla Muhammed Doğan’ın bir çok eseriyle birlikte, İkinci İşaret ve şerhi isimli eserin “engeline takılmış”tır.

Hakeza; “Tesettür füruat meselesidir…” diyerek, bu hükmün ahkâm olduğunu inkâr eden terör örgütü elebaşı; bu ahkâmı ispat eden Tesettür Risalesi ve şerhi karşısında “aciz kalmış”tır.

Hem, henüz “esaret” ve “zillet” altında bulunan alem-i İslâm-ı, “hoşgörü” ve “dinlerarası diyalog” propagandasıyla uyutmaya çalışan terör örgütünün rağmına, yazılan Mir’at-ül Cihad isimli eser; tek kurtuluşun ve çarenin; “devlet eliyle cihad” olduğu şuurunu “ortaya çıkartmış”tır.

Mamafih, ehl-i dalalet ve tuğyanın; “Eser sahibini çürüterek, eseri çürütme …” adet ve metoduna binaen, elde ettikleri bazı “zımbırtı”larla; müellif aleyhinde çeşitli propaganda yaptırarak; hâlâ bâtıl inanç ve fikirlerini İslâm aleminde neşretme cü’retini taşımaktadırlar. Bilmiyorlar ki; Allah ehl-i dalâlet ve tuğyanın rağmına nurunu tamamlayacak; dünya ve ahirette de içerideki münafıklar dahil, hepsini rezil ve rüsva edecektir.

El-hasıl: Keşf-ül Envar ve Ru’muz-ul Kur’an Külliyatı müellifine görülen “revanın” aynısı, Risale-i Nur Külliyatı müellifi Bediüzzaman Said Nursi hazretlerine de yapılmış, öyle ki; yazdığı eserler karşısında aciz kalan gizli zındıka komitesi, elde ettikleri adamlarına “Said hizmetçisine rakı aldırdı…” dedirtecek kadar da alçalmışlardı.

İşte o alçaklar ve o alçakların uzantıları; her türlü, hile, hud’a ve iftiraya kabiliyeti olan uzmanlardır…

Selam ve dua ile…
Fiemanillah