Birleşik Arap Emirlikleri ile Türkiye arasındaki ilişkiler, Arap Baharı devrimlerinin patlak vermesi ve Ankara’nın bölge halklarının yanında durması nedeniyle bozulmuştu.

Mısır’da Abdülfettah El Sisi’nin darbeyle Cumhurbaşkanı Mursi’yi görevinden uzaklaştırmasıyla iki ülke arasındaki ilişkiler kaçınılmaz olarak iyice gerginleşti.

BAE, darbeye maddi ve manevi en büyük desteği veren ülke olurken, Türkiye darbeye karşı en net ve kararlı tepkiyi ortaya koyan ülkeydi.

Darbenin ardından Abu Dhabi’nin Türkiye’ye ve Erdoğan’a yönelik tavrı daha da çirkinleşti.

BAE medyası, Gezi olaylarından FETÖ’nün darbe girişimine kadar hükümeti, AK Parti’yi ve Cumhurbaşkanı’nı hedef alan her saldırıya ve kara propagandaya destek verdi.

Muhammed Bin Zayed’in yediği haltları uzun uzun anlatmaya gerek yok.

Cumhurbaşkanı Erdoğan geçen akşam El Cezire’ye verdiği söyleşide, BAE ile ilişkilerin Mısır’da yaşanan gelişmeler nedeniyle bozulduğuna dikkat çekerek şöyle dedi:

“Birbirimize kullandığımız cümleler çok hassas olmalı, biz birbirimize karşı çok çok dikkatli olmalıyız. Yani daha düne kadar BAE’nin tüm yönetimiyle gayet samimi ilişkiler içinde olurken, bir anda bunun kopmasının sebeplerini tabii ki araştırmak lazım. Fakat ben şahsen Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı olarak bunun süratle ortadan kaldırılması gerektiğini düşünüyorum.”

Erdoğan’ın bu sözleri Abu Dhabi’de yankı buldu.

BAE Dış İşlerinden Sorumlu Devlet Bakanı Enver Gargaş, Twitter’daki hesabında yaptığı açıklamada, Erdoğan’ın, BAE ile ülkesi arasındaki ilişkiler konusunda verdiği olumlu işaretlerin memnuniyet verici olduğunu belirttikten sonra şunları yazdı:

“Mısır’daki gelişmeler konusunda Türkiye ile BAE arasındaki anlaşmazlığı geride bırakmanın vakti geldi. Bölge bu tür anlaşmazlıkları kaldıramaz. Mısır istikrarın anahtarlarından ve Mısır halkı, kendi yoluna karar verdi.”

Gargaş, Ankara’yla “egemenliğe saygı” ve “iç işlerine karışmama” ilkeleri üzerine kurulu iyi ilişkilerin olmasını istediklerini ifade etti.

Mısır’daki darbe hakkında “Mısır halkı kendi yoluna karar verdi” diyerek muğalata yapmasını ve Mısır’da darbe yapan kendileri değilmiş gibi iç işlerine karışmamaktan bahsetmesini bir yana bırakırsak, BAE’li bakanın açıklamaları Abu Dhabi’nin Türkiye’ye yönelik tavrında değişme olabileceğinin göstergesi.

Bunlar hep yüzde 49’un bereketi.

Türk halkının 1 Kasım’da sandıkta verdiği ders, Abu Dhabi’ye Erdoğan’ı Mursi gibi deviremeyeceğini gösterdi.

Diğer taraftan Libya’da tarafların anlaşması, BAE’nin Hafter ile darbe yapma planlarını boşa çıkardı.

Mısır’da ise işler iyi gitmiyor ve Abdülfettah El Sisi ekonominin düzelmesi için Körfez ülkelerinden daha fazla yardım istiyor.

Fakat petrol fiyatları 30 doların altına inince Körfez ülkelerinde verecek para kalmadı.

Türkiye-BAE ilişkilerinin düzelmesi hem bölge için hem de iki ülke için iyi olur.

Fakat bunun için Abu Dhabi’nin atması gereken adımlar var.

“Paralı askerleri”nin Türkiye’ye ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’a yönelik saldırılarına son vermeli.

Uzun süredir BAE’yi fiili olarak yöneten Veliaht Prens Muhammed Bin Zayed’in Filistinli Başdanışmanı Muhammed Dahlan, daha geçenlerde Brüksel’de NATO’nun düzenlediği toplantıya katılıp “Türkiye’nin IŞİD’e destek verdiğini” öne sürmüş ve Batı ülkelerine “Ekonomik çıkarlarınız nedeniyle Türkiye’ye ses çıkarmıyorsunuz” diye sitem etmişti.

Tasmaları Muhammed Bin Zayed’in elinde olanların Türkiye’ye yönelik saldırıları ve Abu Dhabi’nin Avrupa’dan Afrika’ya ülkemizin önünü kesme girişimleri sona ermeden BAE ile ilişkilerin düzelmesi zor.

Düzelmemeli de…