Yalan Tanıklık, Türk Ceza Kanunu’nun 272. maddesinde adliyeye Karşı Suçlar başlıklı ikinci bölümünde düzenlenmiştir. Yalan Tanıklık Suçu, tanık dinlemeye yetkili makamlar karşısında gerçeğe aykırı olarak beyanda bulunmak suretiyle işlenebilir.

TCK’nın 272. maddesi: “Hukuka aykırı bir fiil nedeniyle başlatılan bir soruşturma kapsamında tanık dinlemeye yetkili kişi veya kurul önünde gerçeğe aykırı olarak tanıklık yapan kimseye, dört aydan bir yıla kadar hapis cezası verilir.”

Maddenin 2. fıkrası ise; “Mahkeme huzurunda ya da yemin ettirerek tanık dinlemeye kanunen yetkili kişi veya kurul önünde gerçeğe aykırı olarak tanıklık yapan kimseye bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası verilir.” şeklinde düzenlenmiştir.

Yalan tanıklık suçu, madde metninden de anlaşılacağı üzere genelde mahkeme huzurunda yapılan tanıklık, soruşturma evresinde ise tanık dinlemeye yetkili kişiler huzurunda gerçeğe aykırı beyan verme şeklinde işlenmektedir.

Ceza ve hukuk davalarında yalan tanıklığın oluşabilmesi için, yalan beyanın verilen hükme etkili olması şart değildir. Yetkili kişi, kurul kararı veya mahkemenin hükmü yalan tanıklığa dayanmasa; verilen beyanın hiçbir şekilde hükme tesiri olmasa bile, yalan beyan verilen hükme etkili olabilme imkânına sahipse, fail yalan tanıklık suçunu işlemiş olacaktır.[1]

Yalan tanıklık suçunda yemin, suçun unsuru değildir. Yetkili kişi ya da kurulun yemin verdirmeye yetkili olması aranmamaktadır. İlgili makamın yemin verdirme yetkisi olması cezanın tespitinde rol oynamaktadır.

Suçun unsurları

Fiil

Madde metninde “Tanık dinlemeye yetkili kişi veya kurul önünde gerçeğe aykırı tanıklık yapan kimse” şeklinde belirtilerek yalan tanıklık suçunun işlenebilmesi için gerekli olan fiili bizatihi gerçekleştireceğini belirtilmiştir. Mahkeme huzurunda yapılan yalan tanıklık yemin ettirmeye yetkili kurum olması suçun nitelikli hali olarak sayılmıştır.

…Gerçeğe aykırı tanıklık, yalan tanıklık yapmanın yanı sıra gerçeğe aykırı tanıklık yapmayı da kapsamaktadır. Gerçeği inkâr etmek de gerçeğe aykırı tanıklık kapsamında değerlendirilmiştir.

Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 53. Maddesinde; “Mahkemeye, yetkili kişi veya kurum tarafından çağrılan tanığa, görevinin önemi, gerçeği söylememesi halinde yalan tanıklık suçundan dolayı cezalandırılacağı anlatılır.

CMK’nın 53. Maddesi: “Tanığa görevinin önemini anlatma başlığı altında; tanığa; dinlenmeden önce, gerçeği söylemesinin önemi, gerçeği söylememesi halinde yalan tanıklık suçundan dolayı cezalandırılacağı, doğruyu söyleyeceği hususunda yemin edeceği, duruşmada mahkeme başkanı veya hâkimin açık izni olmadan mahkeme salonunu terk edemeyeceği, anlatılır.” şeklinde düzenlenmiştir.

Fail

Yalan tanıklık suçunun faili açısından değerlendirdiğimizde yetkili kurul ya da kişi önünde gerçeğe aykırı beyan ile tanıklık yapan her kişi bu suçun faili olabilecektir.

Manevi unsurlar

Yalan tanıklık suçu yetkili makam karşısında bilerek ve isteyerek gerçeğe aykırı tanıklık yapmak suretiyle kasten işlenebilen bir suçtur. Bilerek ve isteyerek gerçeği inkâr eden kimse bu suçu işlemiş olur.

Suçun özel görünüş şekilleri

Teşebbüs

Yalan tanıklık suçu, yalanın söylendiği anda tamamlanmış olur. Sırf hareket suçu olan bu suç, icra hareketlerinin tamamlanması, tanığın beyanda bulunması anında oluşur. Tanık beyanı bir bütünlük teşkil edeceğinden bu suça teşebbüs mümkün değildir. Ancak diğer bir görüşe göre tanığın beyanının elde edilmesi bittiğinde suç oluşacağından bu ana kadar teşebbüs mümkündür.[2]

İştirak

Bir kimseyi yanıltarak gerçeğe aykırı beyanda bulunmasını sağlamak, yalan tanıklık suçunu işletmek için bir başka kimseyi araç olarak kullanmak suretiyle suça iştirak hükümleri uygulanabilecektir.

İçtima

Tanık olarak çağrılmadığı halde kimliğini gizleyerek yalan tanıklık yapan kimse hem kendi kimliği hakkında yalan bildirimde bulunmak hem de yalan tanıklık suçunu işlemiş olacaktır.

Yalan beyanda bulunan tanığın, masum bir kimseye karşı suç isnadında bulunması durumunda iftira suçundan fikri içtima hükümleri uygulanacaktır.[3]

Şahsi cezasızlık sebebi, cezanın azaltılmasını gerektiren şahsi sebepler

Yalan tanıklık yapan kişinin kendisinin, üstsoy, altsoy, eş veya kardeşinin soruşturma ve kovuşturmaya uğramasına neden olabilecek bir hususla ilgili olarak yalan tanıklıkta bulunulmasıKişinin tanıklıktan çekinme hakkı olmasına rağmen, bu hakkı kendisine hatırlatılmadan gerçeğe aykırı olarak tanıklık yapması

Cezayı kaldıran veya azaltan şahsi sebep olarak etkin pişmanlık

TCK’nın 274. maddesinde yalan tanıklık suçunda etkin pişmanlık hükümleri düzenlenmiştir. Gerçeği söyleyen tanığa, yargılamanın belli aşamalarında ceza da indirim ya da hiç ceza verilmemesi öngörülmüştür. Bu hükme göre;

Aleyhine tanıklık yapılan kişi hakkında bir hak kısıtlamasını veya yoksunluğunu sonuçlayacak nitelikte karar verilmeden veya hükümden önce gerçeğin söylenmesi halinde faile hiç ceza verilmeyeceği,Aleyhine tanıklık yapılan kişi hakkında bir hak kısıtlamasını veya yoksunluğunu sonuçlayacak nitelikte karar verildikten sonra ve fakat hükümden önce gerçeğin söylenmesi halinde verilecek ceza 2/3’ünden yarısına kadarı indirilebilir.TCK 274/3 maddesinde yalan tanıklık yapan kişinin gerçeği söylemesi halinde “Aleyhine tanıklık yapılan kişi hakkında verilen mahkumiyet kararı kesinleşmeden önce gerçeğin söylenmesi halinde ise verilecek cezanın yarısından 1/3’üne kadarı indirilebilir.” Şeklinde düzenlenmiştir.

[1] Artuk, Emine-Gökcen,Ahmet-Yenidünya,Caner, Ceza Hukuku Özel Hükümler,15. Baskı,Ankara 2015, s.1215

[2] [2] Artuk, Emine-Gökcen,Ahmet-Yenidünya,Caner, Ceza Hukuku Özel Hükümler,15. Baskı,Ankara 2015, s.1225

[3] Menzel, s. 132; Hügli, s. 42