Türkiye genelinde Kovid-19 virüsünün yayılmasının önüne geçmek için okullarımız uzaktan eğitime başladılar. Milli Eğitim Bakanlığı uzaktan eğitim sistemini ilk defa bu kadar yaygın bir şekilde uygulamak zorunda kaldı. Az zamanda hazırlanılmasına rağmen önemli bir yol kat edildiğini düşünüyorum.

Okullarımızın uzaktan eğitim sistemi TV üzerinden de verildiği için herkes izlemekte. Liselere verilen bir ders arasında Türkiye genelinde %90 diyebileceğimiz bir kitlenin ezbere bildiği ‘Sordum Sarı Çiçeğe’ adlı bir Yunus Emre ilahisi dinletildi. Bu teneffüs arasında Yunus Emre dinletildiğini duyan bazı medya organları da bu durumu çok yadırgadı. Bu durum sosyal medyada ciddi bir bilgi kirliliğine yol açtı.

Ben Yunus Emre ile ilgili büyük güzellemeler yapıp edebiyatının büyüklüğünü anlatmayacağım. Teneffüs saatinde Yunus Emre dinletilmesini yadırgayan dostlarımıza bir soru sormaya çalışacağım.

2-3 ay önce Esenler Belediyesi’ne bağlı Şehir Ekranı TV’de çok değerli gazeteci, yazar ve şair ağabeyim Özcan Ünlü ile Her Sanat programında bir röportaj gerçekleştirdik. Röportajda Özcan Ağabey’e “Yunus Emre’nin dilindeki arılığı ve duruluğunu yakalayan şiirler bir adım öne çıkar mı?” diye bir soru yöneltmiştim. Özcan Ağabey, Yunus Emre’yi 1900’lü yılların başında Abdülbaki Gölpınarlı ile keşfettiğimizi hatırlatmıştı. Ahmet Haşim, Mehmet Âkif Ersoy, Necip Fazıl Kısakürek ve Nâzım Hikmet Ran’ın Yunus Emre’nin irfanından, dilinden beslendiğinin altını çizmişti. Özcan Ağabey, İngiltere Başbakanı Churchill’e İngiltere mi büyük Shakspeare mi büyük diye sorulduğunu ve Churchill’in de Shakspeare büyük dediğini anlatmıştı.

İngiltere yeni bir Shakspeare çıkaramaz ama Shakspeare yeni bir İngiltere çıkarabilir. Ben de o röportajda sorduğumuz soruyu buradan soruyorum: Yunus Emre mi büyük Türkiye mi? Bu sorunun açtığı paradigmalar üzerinden düşünmek ve Yunus’u o gözle okumak gerek.

Oku, izle ve dinle – 3

Kuvâyi Milliye

Türk şiirine modern bir biçim ve yeni bir anlayış getiren en önemli şairlerimizden olan Nâzım Hikmet’in Kuvâyi Milliye kitabını tarihi şiirle okur gibi okuyacaksınız. İstiklal mücadelemizi adım adım şiiriyle fotoğraflayan Nâzım’ın farklı temalardaki şiirleri de kitapta yerini almış.

Serçelerin Şarkısı

Çok sevdiğim, hatta sinematografisine hayran olduğum yönetmen Mecid Mecidi’nin ‘Serçelerin Şarkısı’ adlı filmini öneriyorum. Ailenizle Mecidi filmlerini çok rahatlıkla izler ve keyif alırsınız. Tahran dışında bir devekuşu çiftliğinde çalışan Amir ve ailesinin etrafında dönen film Mecidi’nin diğer filmleri gibi çocuğu merkeze alan sıcak ve derinlikli bir film.

İstanbul’dan telefon var

Aslına bakarsanız şarkının orjinal adı Telephone Call From Istanbul. Amerikalı sanatçı Tom Waits’in caz ve blues formunda söylediği şarkı evimize biraz hareketlilik katsın. Telephone Call From Istanbul’u Waits’in küllü sesinden dinleyin İstanbul’u merak edin. Önümüze daha fazla umutla, sağlıkla ve enerjiyle baktığımız günlerimiz olsun.