Türkiye ve Pakistan.

İki devlet, iki başlı tek bir gövde gibi…

“Türkiye’nin başı ağrırsa bizim de başımız ağrır” diyorlar.

Ünlü şair Muhammed İkbal, Çanakkale Savaşı verilirken Lahor’da yaptıkları mitingde çok duygulu bir konuşma yapıyor ve sonrasında ülke çapında Türklere yardım için büyük bir seferberlik başlıyor. 

O zor günde, oradan gelen yardımları unutmamız mümkün değil.

Biz de onları hiçbir zaman yalnız bırakmadık. Pakistan’ı tanıyan ilk ülkeler arasında yer aldık. Ekonomik ve siyasi iş birliğimiz çok iyi durumda.

FETÖ ile mücadelede yüzde yüz, tam destek veriyorlar. Pakistan’da son bir sene içerisinde Türk devletini temsilen Maarif Vakfı, yetmiş yedi okulun devrini almış durumda.

Pakistan nükleer bir güç. Bununla birlikte ekonomisinin oldukça gelişmeye ihtiyacı var. Bölgedeki varlığı Türkiye için önemli. Pek çok açıdan bakıldığında iki ülkenin varlığı birbiri için hem reel politik açıdan hem de tarihi bağlar noktasında önem arz ediyor.

Pakistan’a gittiğinizde bir Türk olduğunuz anlaşılıyorsa sempati ile karşılanıyorsunuz. 

Cumhurbaşkanlığı heyetine dahil olmuş bir gazeteci olarak, sokaklarda dolaşırken, insanlarla konuşurken yaka kartımızdan Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın heyetiyle oraya gittiğimizi anladıklarında muhabbetlerini, katlayarak ifade ettiler.

Pakistan Başbakanı İmran Han, “Erdoğan, Pakistan’da seçime girse kazanır” diyor ve bence de çok haklı. Pakistan dünden bu güne Türkleri çok sever fakat Erdoğan döneminde bu sevgi daha da artmış. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı, Müslüman coğrafyayı toparlayacak bir lider olarak görüyorlar. Pakistan medyası, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ziyaretini, “İslam coğrafyasının lideri Erdoğan, hoş geldin” manşetiyle verdi.

Pakistan meclisindeki atmosfer ise görülmeye değerdi. Sayın Erdoğan, Pakistan Ulusal Meclisi’nde kürsüdeyken konuşması, sık sık verilen coşkulu tepkilerle kesildi. Konuşma; Kudüs’ten Keşmir’e, birlik ruhundan ekonomik dayanışmaya kadar pek çok hususu içeriyordu. Meclisteki atmosferin benzeri, Cuma namazı esnasında da objektiflere yansıdı.

PAKİSTANLI ÇOCUKLARIN TÜRKİYE’DE EĞİTİM GÖRME HAYALİ

Doksanlı yıllarda Türkiye’den Pakistan’a üniversite okumak için gitmiş ve bugün siyasette ve bürokraside önemli pozisyonlarda olan çok kişi tanıyorum. İyi derecede İngilizce ve Arapça konuşabilen, entelektüel seviyeleri yüksek ve milli duruşları olan bu kişiler, şimdilerde ülkemize hizmet ediyor.

İki binli yıllarda ise; Pakistanlı çocukların zihninde, Türkiye’de eğitim görmek hayalinin olduğunu müşahede ettik. Maarif Vakfı Pakistan’da on iki bin öğrenciye eğitim veriyor. Açılışı yapılan okullardaki nitelikli eğitim, öğrencilerin ufkunu ve vizyonunu açmış. Öğrenciler geleceği Türkiye’de görüyor.