İsrail ile ticaret meselesi birkaç aydır gündemde.

Gönlü Gazze ile olan, kalbi Filistin için atan herkes bu konuya ilgi gösteriyor.

Halkımızın Gazze hassasiyeti toplumumuz adına gurur verici bir durum.

Ve fakat bazen duyarlı olduğumuz konular, tam da odağın kendisi tarafından manipüle edilebiliyor.

AJAN-PROVOKATÖRLER İŞ BAŞINDA!

Ülkede faaliyet gösteren İsrail ajan-provokatörleri İslamcı kılığında halkımızı kışkırtma göreviyle sahaya sürüldüler.

Filistin için hayatını vakfeden ve bunun için bedel ödeyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, Hamas’a “terör örgütü” diyen CHP tarafından bile eleştirildi.

Gazzeli kadınların acılarını görmezden gelen Feministler, Hamas’ı Filistinlilerin siyasi temsilcisi olarak görmeyen sol–laik ve marjinal gruplar sokağa çıkmış, Filistin meselesinin bayraktarlığını yapanları töhmet altında bırakıyor.

Bu kabul edilemez.

Filistin davasına herkes destek verebilir. Ama bunu kendi siyasi kazanımlarına meze yapmaya çalışırlarsa işte orada ‘dur’ demek gerekir.

Kimse, Gazze’ye destek veriyorum diyerek, sokağa çıkıp da “Türk polisi, İsrail askeridir!” diyemez. “İsrail iş birlikçisi Türk Devleti ve AKP.” diyemez, dedirtmezler!

Konu çok hassas. Ve bu konuda oldukça fazla manipülasyon söz konusu.

TİCARET MESELESİNİN ASLI NE?

Şimdi gelelim ticaret meselesine.

Ben de şahsen sonuna kadar katılıyorum.

Türk Devleti asla ve kat‘a İsrail’e savaş şartlarının en temel ihtiyaçları olan demir, çelik ve çimento gibi maddelerin satışını yapmamalı. Zaten hiçbir askerî ürün satılmıyordu, bu net!

Genel olarak ticareti kessin diyemiyoruz, çünkü orada daha girift bir konu var ki onu birazdan açacağım.

Bu süreçte Ticaret Bakanlığı önemli bir karar aldı.

Ticaret Bakanlığı 9 Nisan 2024'ten itibaren 54 ürün dâhilinde İsrail'e ihracatının kısıtlandığını açıkladı. Ürün listesinde savaş şartlarında kullanılacak elzem ham maddeler de var. Türkiye, İsrail’e artık demir-çelik ve çimento satmayacak.

Kısıtlama, Gazze'de ateşkes ilan edene ve Gazze Şeridi'ne yeterli miktarda ve kesintisiz insani yardım akışına izin verinceye kadar yürürlükte kalacak.

Gelinen aşamada şunu söyleyebiliriz. Bakanlığın kararı, toplumun beklentilerini karşılamada zamanlama olarak gecikti. Konunun kamu diplomasisi ise son haftada ciddi bir şekilde ele alınıyor. Oysa bu konu, özellikle Saadet Partililer tarafından yerel seçim öncesinde dip dalga oluşturmak adına kullanıldı ve araçsallaştırıldı.

FİLİSTİN İLE TİCARET VE İSRAİL LİMANLARI

Gönül ister ki İsrail ile tamamen ticari ilişkileri keselim. Olmuyor, peki neden?

Çünkü Filistin’in devlet olarak kendine ait resmî bir ticari deniz limanı yok. Filistinlilerle de ticaret yaparken yine İsrail limanları kullanılmak durumunda.

Ticaret konusunda üç önemli başlığı özetlemek elzem görünüyor.

1-Türkiye Devleti’nin hiçbir kamu kurumu İsrail’e askerî malzeme, mühimmat satmadı, satmıyor. Bu konuda ilgili bakanlıkların net ve resmî açıklamaları mevcut. Yani Tusaş veya Aselsan gibi kamu kurumlarından hiçbir ürün İsrail’e gönderilmemiştir.

2-Türkiye’de özel sektöre baktığımızda gerek Müslüman-Türk, gerekse İsrail asıllı Türk vatandaşlarının kurduğu şirketler İsrail ile ticarete devam ediyor.

Bu kapsamda Türkiye’de kurulmuş İsrail’e çalışan, İsrail devletine hizmet odaklı olan firmalar zaten görevlerini ifa ediyor.

Diğer taraftan da Müslüman kimliğiyle İsrail devleti ve halkı için ticaret yapan iş insanlarına ise Türkiye devletinin ticari kanunlar gereği engel olma hakkı yoktur. Bu kişiler hesaplarını en çetin biçimde ahirette vereceklerdir.

Türkiye Devleti İsrail ile ticareti topyekûn iptal ederse ne olur? Uluslararası ticaret hukuk kuralları işler, bununla birlikte Yahudilerin elinde olan dünya finans sistemiyle Türkiye’ye kaldıramayacağımız bedeller ödetilir. Ki bunu yapmaktansa Gazze’ye asker göndermek daha muteber bir şeydir.

Şu şartlarda insan kaynağımız ve ülkenin ekonomik ve diğer şartları hazır olmadığından bu hamleyi de şu an bekletmeye almış durumdayız.

3-İsrail’e giden malların yüzde 40’ı Filistin’e gitmektedir. Ama ne yazık ki İsrail gümrüğünden geçmektedir.

Ticaret Bakanlığı 7 Ekim sonrası İsrail’i ‘ticaret alanı yapılması gereken ülkeler’ listesinden çıkardı. Ve devlet özel sektörün gerçekleştirdiği ticareti, zaten örtülü olarak baskılandığından oran yüzde 47’ye düşmüştü.

Gelinen aşamada ise İsrail’e gönderilecek ürünler arasında kısıtlamaya gidildi ve resmîleştirildi.

İSRAİLLİ BAKAN TÜRKİYE’Yİ ABD’YE ŞİKÂYET ETTİ

İsrail Dışişleri Bakanı Yisrael Katz, ABD’ye Türkiye’deki yatırımlarını durdurma çağrısında bulundu. Yisrael Katz, Türkiye'nin ihracat kısıtlamasına tepki göstererek yaptırım tehdidinde bulundu. Katz, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada "ABD'yi Türkiye'deki yatırımları durdurmaya ve Türkiye'den ürün ithalatını önlemeye, ABD Kongresi'ndeki arkadaşlarımızı da boykot yasalarının ihlallerini incelemeye ve buna göre Türkiye'ye yaptırım uygulamaya çağırıyorum." dedi.

ERDOĞAN’DAN MİLLETİNE MESAJ

Cumhurbaşkanı Erdoğan gelişmeler sonrası açıklamalarda bulundu.

Sn. Erdoğan, “Türkiye olarak bugüne kadar bölgeye sevk ettiğimiz toplam 45 bin tonu aşan yardım malzemesiyle bu zor günlerinde Filistin halkının yanında olduğumuzu gösterdik. İnşallah bundan sonra da Gazze'de akan kan duruncaya ve Filistinli kardeşlerimiz 1967 sınırları temelinde başkenti Doğu Kudüs olan özgür Filistin devletine kavuşuncaya kadar desteğimizi sürdüreceğiz.” dedi.

Türkiye, devleti ve halkıyla her daim Filistin’in yanında olacak.

Provokatörlere fırsat vermeyin.

Önce iç birliğimizi koruyalım sonra ümmetin vahdeti için çalışmaya devam.

Filistin özgür olacak.