Mısırlı diplomat Mustafa el-Faki’nin geçenlerde Cemal Abdünnasır’la ilgili yaptığı açıklamalar ülkesinde ve Arap sokağında tartışmalara yol açtı.

Hür Subaylar Hareketi’nin 1952’de Mısır’da yaptığı darbeyi İngiltere’yi bölgeden çıkarmak isteyen ABD’nin planladığını ve desteklediğini söyleyen el-Faki, Abdünnasır döneminde korkunç baskılar ve işkenceler yaşandığını itiraf etti.

Bir dönem Hüsnü Mübarek’in sekreterliğini de yapan deneyimli diplomat, Müslüman Kardeşler üyelerinin ve diğer muhaliflerin hapsedildiği askerî cezaevinin altında toplu mezarlar bulunduğunu anlattı.

Cemal Abdünnasır hep “Arap milliyetçisi, sosyalist ve emperyalizm karşıtı” olarak tanıtılır.

Mustafa el-Faki’nin Nasırcıları kızdıran açıklamaları ise farklı bir tablo çiziyor.

ABD’nin ilk başta Cemal Abdünnasır’ı ve darbeci subayları desteklediğini fakat daha sonra tarafların arasının açıldığını söylüyor.

Mısırlı diplomat, Abdünnasır’la ilgili sözlerinin sosyal medyada yayılmasının ardından maruz kaldığı baskılar üzerine özür dilemek zorunda kaldı.

Abdünnasır’ın Enver Sedat’ın evinde aile sıcaklığı hissettiğini, 1967 yenilgisinden sonra çok yorgun olduğunu ve sağlığının bozulduğunu, sık sık Enver Sedat’ın evine uğradığını ve Cihan Sedat’ın Abdünnasır’a çok sevdiği beyaz peynirden ikram ettiğini, Abdünnasır’ın Enver Sedat’ın evinde içki içtiğini anlatan El-Faki, Abdünnasır’ın kızından gelen tepki üzerine Mısırlı ünlü liderin ailesinden de özür diledi.

Ancak özür dilerken “Konuşmalarımızın kaydedildiğini bilmiyordum” dediği için ayrıca eleştirildi.

Arap milliyetçileri tarafından hâlâ “efsanevi lider” olarak görülen Cemal Abdünnasır, gerçekte eli kanlı diktatörden başka bir şey değildi.

Mısır’da bugün ekonomi dâhil her şeyi büyük oranda elinde tutan askerî vesayetin temelinde ABD’nin desteğiyle gerçekleştirilen 1952 darbesi ve sonrasında Cemal Abdünnasır’ın kurduğu cunta düzeni var.

Mustafa el-Faki’nin Cemal Abdünnasır hakkında söylediklerine kızan Nasırcılar, Mısır ordusunun ABD’nin onayı ve desteğiyle Muhammed Mursi’ye yaptığı darbeyi  alkışladıklarını inkâr edemezler.

Nasırcı Arap Partisi Genel Başkanı Muhammed Ebu’l-Alâ, Trump’ın “favori diktatörüm” diye övdüğü Mısır Cumhurbaşkanı’nın büyük başarılara imza attığını öne sürdü ve mevcut Gazze politikasını savundu.

Partisi de geçen hafta yapılan cumhurbaşkanlığı seçiminde Abdülfettah es-Sisi’yi destekledi.

ABD Başkanı Biden geçen yıl kasım ayında COP27 İklim Zirvesi için gittiği Şarm eş-Şeyh’te elini Abdülfettah es-Sisi’nin omzuna atarak oldukça samimi bir görüntü vermiş ve es-Sisi o görüşmenin ardından yaptığı açıklamada, Mısır-ABD ilişkilerinin güçlü olduğunu ve 40 yıldır hiç değişmediğini söylemişti.

Batı’da solcular, İsrail’in ABD desteğiyle Gazze Şeridi’nde gerçekleştirdiği katliamları protesto için sokaklara dökülürken bizdekilerin üç maymunu oynamaları ve çocuklar ölürken kediden, köpekten bahsetmeleri gibi Mısır’daki Nasırcı sözde anti-emperyalistler de gerçekte Amerikan emperyalizminin en büyük yandaşları.

Öyle olmasa Refah Kapısı’nı İsrail’in kontrolüne bırakan ve el-Ariş’te bekleyen tonlarca insani yardımın sadece küçük bir kısmının Gazze Şeridi’ne girmesine izin veren Abdülfettah es-Sisi’yi desteklemezler.