Suriye ordusu ve güvenlik güçleri Dürzi din adamı Hikmet el-Hecri’ye bağlı milisler ve Arap aşiretler arasındaki çatışmalara son vermek üzere Süveyda vilayetine girmişti.

İsrail ordusunun hava saldırılarına rağmen Süveyda’yı kontrolü altına alan Suriye ordusu, ABD ve diğer bazı ülkelerin arabuluculuğuyla sağlanan anlaşma üzerine geri çekildi.

Dürzilerin yoğun olarak yaşadığı vilayette Dürzi din adamlarıyla sağlanan anlaşmaya başlangıçta el-Hecri de katıldı.

Ancak daha sonra anlaşmayı baskı altında kabul ettiğini öne süren el-Hecri, güvenlik güçleriyle çatışmaya devam etme çağrısında bulundu.

İsrail tarafından desteklenen Dürzi din adamına bağlı milisler Suriye askerlerinden ve güvenlik görevlilerinden yüzlercesini pusuya düşürerek öldürmekle kalmadı, Arap aşiretleri hedef alan bir dizi katliama da imza attı.

Suriye ve İsrail arasında savaş çıkmasın diye devreye giren ve ordunun Süveyda’dan çekilmesini sağlayan ülkeler istemeyerek de olsa el-Hecri’ye bağlı milislerin gerçekleştirdiği katliamlara zemin hazırladı.

Suriye ordusunun Süveyda’dan çekilmesi istenirken Dürzi milislerin güvenlik boşluğundan yararlanıp hainlik yapma ihtimali düşünülüp önlem alınmalıydı.

Bölgeden gelen görüntüler korkunçlukta İsrail’in gerçekleştirdiği katliamları aratmıyor.

Süveyda’da etnik temizlik yaparak vilayetin demografisini değiştirmek ve Dürzilerin dışındaki herkesi kovmak isteyen milisler yüz yıllardır bölgede yaşayan Arapları göçe zorluyor.

Bir iki Dürzi milisin bıyıklarının kesilmesi üzerine yaygara koparanlar küçücük çocukların vahşice katledilmesi ve pusuya düşürülerek kalleşçe öldürülen gencecik güvenlik görevlilerinin cesetlerinin yakılması karşısında sessizler.

Süveyda’daki katliamı gerçekleştirenler Arap aşiretler ve kurbanlar da Dürziler olsaydı tüm dünya ayağa kalkardı.

Ne yazık ki bu çarpık düzende Sünni Müslüman çoğunluğun canı ve kanı azınlıklarınki kadar değerli değil.

Dürzi milislerin katliamları karşısında Şam yönetiminin eli kolu bağlanınca, Süveyda’daki İsrail destekli isyanı bastırma görevi aşiretlere düştü.

Suriye’nin dört bir yanındaki Arap aşiretler, el-Hecri’ye bağlı milislerin katliamlarına maruz kalan Arapları korumak için seferberlik ilan etti.

Aşiret güçleri Süveyda’da ilerlemeye başlayınca el-Hecri Şam’dan çatışmaları durdurmak için bölgeye asker göndermesini istedi.

Oysa kısa süre önce Şam’ın sevk ettiği askerleri pusuya düşürüp yüzlerce genci vahşi bir şekilde katletmişti.

Hikmet el-Hecri için bundan sonra yapılması gereken tek bir şey var.

İşlediği suçları dosya haline getirip idam talebiyle vatana ihanetten yargılanmasını sağlamak.

Türkiye ve 10 Arap ülkesi dışişleri bakanlarının imzalarıyla yayınlanan ortak bildiride, İsrail’in Suriye’ye yönelik saldırıları kınandı.

Ankara, Şam’ın talep etmesi halinde Suriye’nin savunma kapasitesinin güçlendirilmesi için elinden gelen desteği vermeye hazır olduğunu açıkladı.

ABD de İsrail’in Suriye’yi hedef alan saldırılarını desteklemediğini söylüyor.

Fakat Trump yönetiminin Netanyahu’yu dizginle/ye/meyeceği bir gerçek.

Bu nedenle, Suriye’nin toprak bütünlüğünü ve istikrarını kendi milli güvenlikleri için hayati öneme sahip gören ülkeler Şam’ı sadece diplomatik değil askeri açıdan da desteklemeliler.