Güney Kore yapımı Squid Game (Kalamar Oyunu) dizisi, dijital yayın platformu Netflix'te yayınlandığı günden bu yana izlenme rekorları kırıyor. Hayatta kalma mücadelesi üzerine drama tarzında bir proje olan dizinin gençler ve çocuklar üzerinde yapacağı olumsuz etkilere yönelik eleştiriler ve tartışmalar da çığ gibi büyüyor. Bu bağlamda Diriliş Postası Genel Yayın Yönetmeni Recep Yeter kaleme aldığı 9 Kasım 2021 tarihli makalesinde, son zamanların popüler konusu Squid Game hakkında farklı bir analizde bulunarak dizinin yaptığı siyasi çağrışımlara ilişkin önemli değerlendirmelerde bulundu. Peki, Squid Game amacı nedir, neyi anlatıyor? Squid Game yaşlı adam kimdir, ölü mü? Merak edilen birçok soruya yanıt bulacağınız makalenin detaylarına haberimizdeki bağlantı linkinden erişebilirsiniz.
Squid Game amacı nedir, neyi anlatıyor? Squid Game yaşlı adam kimdir, ölü mü?
Son zamanların en çok izlenen ve en çok tartışılan Netflix dizisi Squid Game (Kalamar Oyunu) hakkında bir makale kaleme alan Diriliş Postası Genel Yayın Yönetmeni Recep Yeter, ilginç detaylara dikkati çekti.
Özellikle Squid Game 001 numaralı yaşlı adam ve çağrıştırdığı kimlik üzerinden yorumlamalarda bulunan Yeter, dizideki enteresan kurguya da değindi.
Recep Yeter, yapımdaki rol paylaşımı ve olayların akışı üzerinden Türkiye'de yıllardır iç ve dış kuklacıların esiri olma pahasına milli birlik ve istikrarın yoluna taş koymak için elinden geleni ardına koymayan hain güruh ve sözde yöneticilerine göndermelerde bulunurken gençlere de manidar bir uyarıda bulundu;
"Siz siz olun sizden biriymiş gibi karşınıza çıkanlara dikkat edin.
Göğüslerine taktıkları numaralara aldanmayın!.."
İşte Recep Yeter'in bugünkü yazısı; [MAKALENİN TAMAMINA BURAYA TIKLAYARAK ERİŞEBİLİRSİNİZ]
Kim bu 001 numara?
Herkesin konuştuğu ünlü Netflix dizisi Squid Game ya da Türkçe karşılığı olarak Kalamar Oyunu’nu merak edip izledim.
Bende oldukça enteresan çağrışımlara sebep olan diziden bir yazıya sığmayacak kadar çok not aldım. İşin psikolojik tahlilini başka bir yazıya bırakıp bugün biraz uzunca da olsa siyasi çağrışımlarıyla yetineceğim.
İzleyenlere çok şey söyleyen dizinin can alıcı noktası 6. Bölüm’de… Bilye oyununu kaybeden 001 numarayı taşıyan ihtiyarın ölmüş olduğu sanılıyor, ancak dizinin son bölümünde ölmediği ve oyunları bu yaşlı adamın kurguladığı anlaşılıyor.
İzleyicinin jetonu da son bölümde düşüyor. İhtiyarın bu oyunu kurgulama gerekçesinin "yaşadığını hissetme ihtiyacı" olduğunu anlıyoruz.
Dizinin çağrışımlarına geleceğim, ancak, meramımın iyi anlaşılması için arka plan bilgisi vermeye geçmeden önce şu ipucunu bırakayım:
İhtiyarın gerekçesi, tıpkı, Türkiye’nin kaymağını yiyen VIP’lerin yani Beyazların, ülkenin yönetimi Anadolu ihtilali sonrası milletin eline geçince, kurguladıkları ve bizzat içerisinde yer aldıkları Gezi provokasyonuyla nefes aldıklarını hissetmeye çalışmalarına benziyor.
VIP’LER NİYE RAHATSIZ?
Geçtiğimiz günlerde Anadolu’da bir hastanede refakatçiydim.
Hastane katındaki odalar 65-70 yaş üzerindeki Anadolu kadınları ve erkekleriyle doluydu.
Sayısı 3-5 bin aileyi geçmeyen Beyazlar tarafından sömürülen mahzun ülkemizin insanları,1930’lardan itibaren kendilerine reva görülen ve bugün artık hayvanlara dahi layık görülmeyen hayat şartlarının altında yaşadıkları eziyetlerin ceremesini çekiyorlar.
Doktor, ilaç, hastane bulamadıkları, eğitim imkânlarından mahrum kaldıkları, hatta yiyecek ekmeğe muhtaç oldukları günlerin sonucu olan hastalıkları bugün, bir bir gün yüzüne çıkıyor.
Recep Tayyip Erdoğan’ın kurduğu sağlık sistemi sayesinde hiç değilse ihtiyarlık dönemlerinde insanca tedavi olma imkânı bulabiliyorlar, tıpkı Beyazlar gibi!
Köyümdeki hacı anneler, bir zamanlar çocuklarını sırtlarına sarıp 1 metrelik karda 30 kilometre yürüyerek doktora ulaşmaya çalıştıklarını anlatmıştı. Doktorlar, süren tedavi sebebiyle şart koştuğu için memleketten İstanbul’a ambulansla döndük. Ambulansı takip ederken o hacı annelerin anlattıkları geldi aklıma…
İşte o yıllarda memleketin bütün kaymağını yiyen VIP’ler, ülkenin zenginliklerinin sadece kendilerine ait olma hırsından ve iddiasından hiçbir zaman vazgeçemedikleri için; bugün millete yol, su, elektrik, hastane, okul, havalimanı, köprü olarak dönen hizmetleri bitirebilmek ve pastayı bölüşmemek adına binbir türlü oyunu devreye koyuyor.
Hizmet ettikleri efendilerinin kurguladığı oyunlara, taşeron olarak kullandıkları hizmetçilerini de dahil edip, gözünü daha fazla kazanma, daha fazlasına sahip olma hırsıyla kör ettikleri millete, ülkenin geleceğini ipotek altına aldıkları oyunlar oynatıyorlar.
Bu oyunları pek çok kez sahnelediler. 31 Mart öncesi terör örgütlerinin uzantılarını dahi seferber edip, meydana getirdikleri ittifak da bu oyunlardan biriydi. Bugünlerde yapılan itiraflarla, açığa çıkan ittifaklarla çok daha net görüyoruz. [Yazının devamı için tıklayınız]






