Malumunuz olduğu üzere insanlık zor zamanlardan geçiyor. Gözümüzle göremediğimiz, elimizle tutamadığımız bir virüs, tüm dünyayı esir aldı âdeta… Tüm alışkanlıkları değiştirdi, olmaz denilen şeyler oldu bu virüs yüzünden… (Sayesinde demeli miyim?)

Tabii virüsün bir sebep, bu sebebi verenin Allah olduğunu unutmuyoruz. Allah istemezse yaprağın bile kıpırdamayacağını biliyor ve iman ediyoruz.

Allah’ım sen ne büyüksün ki küçücük sebeplerle büyük ibretlere vesile olup seni unutan insanlığa kendini hatırlatıyorsun.

Tabii bu süreçte unuttuğumuz başka şeyleri de hatırladık:

CHP’nin ülkemiz ve milletimiz için ne büyük bir nimet olduğunu…

Halka hizmet deyince halkçı CHP’nin tekeden süt, horozdan yumurta, öküzden buzağı, katırdan tay çıkaracağını yeniden bir kez daha anladık.

Düşünebiliyor musunuz 30 günden az bir zamanda Adana’ya bin yataklı sahra hastanesi kurdu CHP’li belediye başkanı ve bunu ekranlardan gururla ilan etti CHP Genel Başkanı… Haklı olarak hiç de mütevazı takılmadı. “Koskoca hükûmet 45 günde hastane kuramazken bizim belediyemiz, bin kişilik hastaneyi otuz günden az sürede yaptı, hizmete hazır hâle getirdi.” dedi.

Sonra baktık ki hastane denilen üç beş yatak atılıp paravanla bölünmüş fuar alanı, malzeme de bu yatakların üzerine konulmuş üç beş stetoskopmuş.

Bir hastane için lazım olan hiçbir malzeme yokmuş, hastane şartlarına zinhar uymuyormuş.

Geçin bunları efendim, siz buradaki özgüvene bakın. Olmayan bir şeyi bu kadar başarılı pazarlayan, sonra da “Sağlık Bakanlığı hastanemizi mühürlüyor.” diye yap/a/madıkları hizmetin engellendiğini iddia ederek hükûmete savaş açıp kendi seçmeni gözünde kahraman olan başka bir siyasi hareketi dünyanın hiçbir yerinde göremezsiniz.

Yine koronalı bugünlerde biz evde uyurken uyumayıp bir hafta sonunda İstanbul’a 500 bin ton asfalt döken Başkanı nasıl takdir etmezsiniz. Tam takdir edip gıptayla bakacaktık ki aramızdaki matematikten anlayan bazı işgüzarlar, yapılan hizmeti ve hizmeti yapanı itibarsızlaştırdı.

Baktı millet yemedi, Ekrem İmamoğlu da tereyağından kıl çeker gibi olayı sonuca bağladı:“Beş bin ton diyecektim, SEHVEN500 bin ton yazmışım.”

Millet yemedide inşallah 495 bin tonun parasını da arada birileri yememiştir.

Lütfen, “Sen yapılan hastanenin yolunu yapmaktan acizsin, iki günde 500 bin ton asfaltı nasıl dökersin?” diye ucuz hesaplar yapıp başkanı üzmeyin!..

Bir de sağda solda sağlıkçılara, emniyet mensuplarına İETT otobüsü tahsis etmekten aciz olduğundan ve onu bile HAVAİST otobüsleriyle valiliğin yaptığından, millet evden çıkmadığı hâlde ulaşımı beceremediğinden falan dem vurup virüsün toplu taşımalardaki yoğunluk yüzünden yayıldığını söylüyormuşsunuz.

Böyle densizlikler yapıp sevgi pıtırcığı, kucaklayıcı başkanı daha fazla üzmeyin.

Şimdi CHP’nin ufku ve vizyonu geniş yöneticilerinin, belediye başkanlarının bu kadar güzel hizmetleri varken tutup da size şehir hastanelerinden, tıkır tıkır işleyen sağlık sisteminden, dünyanın dört bir yanına sağlık malzemesi ve ekipman yardımı götüren Türkiye Cumhuriyeti’nden, milyonlarca kişiye dağıtılan binlerce liradan, açıklanan destek paketlerinden bahsedecek hâlimiz yok ya!..

Hangi hizmet, ülkenin dört bir yanını bir ağ gibi saran heykel hizmetinin yerini tutar?