HDP diye bir parti var biliyorsunuz.

Bu parti, yasalar çerçevesinde kurulmuş yasal bir parti ama vicdanlarda bir siyasi parti değil suç örgütü, terör örgütünün arka bahçesi, teröristlerin hamisi, dağdaki PKK’nın bağdaki taşeronu…

Bu partiye baktığınızda sloganlarının önemli bir kısmını kadınlar ve sözde kadın hakları oluşturur. Kadınları ve kadın haklarını kullanırken de mutlaka İslam’a, Müslümanlara saldırırlar.

Kadının özgürlüğünü savunduklarını söyleyen bu parti ve teşkilatları, Müslüman Kürt kardeşlerimizin gencecik kızlarını, çocuk yaşta iken ailelerinden koparıp dağ kadrolarına yollarlar. Bu gencecik kızlar, dağdaki kart zampara teröristlerin tezgâhından geçerler. HDP örgütlerinin peşkeş çektiği bu Müslüman Kürt kızları, ya bu zulme ve aşağılık muameleye dayanamayıp intihar ederler ya da çeşitli bahanelerle katledilirler.

Ana ve babalarının telli duvaklı gelin edip çoluk çocuğa kavuşacaklarını hayal ettikleri ana kuzuları dağlarda ziyan olur gider.

Güya Kürtlerin hakkını savunduğu iddiasında olan bu dinsiz, komünist, sosyalist, ateist kanlı terör örgütünün kart zampara yöneticileri de hayatının baharındaki gencecik kızlarla ahlaksızca fotoğraflar çekilip bir de sağda solda paylaşırlar.

Neresinden baksanız içler acısı bir durum, neresinden baksanız insanın kanını donduruyor.

İslami hassasiyet sahibi Müslüman Kürt ana babalara bundan büyük zulüm olamaz.

Aynı partinin sözde teşkilatları aracılığıyla yerelde halka ne gibi zulümler yaptığını, nelerle tehdit ettiğini; haklarına, özgürlüklerine tecavüz ettiği Kürt kardeşlerimizin, canına, malına, namusuna kastettiğini de zaten bilmeyen yoktur. Emniyet kayıtlarında yüzerce dosya var bunlarla ilgili…

Son günler basının gündemindeki olay ise HDP’li bir vekilin bir kadına tecavüz etmesi… Suç kişiseldir, partiyi bundan dolayı suçlayamayız normalde… Ancak mağdure; olayı HDP’li yöneticilere, özellikle kadın vekillere defalarca anlatmasına rağmen sonuç alamamış. Üstüne üstlük tehdit edilmiş, suçlanmış.

Tecavüzle suçlanan vekil, “Benim dokunulmazlığım var, yargılayamazlar. Olmadı siyasi hayatım biter, gider Avrupa’ya yaşarım. Halk bana ‘Erkektir, zamparalık yaptı.’ der. Ama sen, eşin ve çocukların insan içine çıkamazsınız.” diye tehdit ediyor kadını bir de…

Olayın yaşandığı evin sahibi Süryani dernek başkanı da “Seni öldürmekten beter ederim, ayaklarına sıkarım.” diye kadını tehdit etmiş.

Tüm bunlar, kadına şiddet, cinsel saldırı ve benzeri olaylarda en ön saflarda yer alıp duyar kasan partide yaşanıyor ve bir yıl boyunca olayı örtbas etmeye çalışıyorlar. Ne zamanki mızrak çuvala sığmaz oluyor, o zaman harekete geçip vekili ihraç ediyorlar ve bununla da prim yapmaya çalışıyorlar.

CHP’nin arka bahçesi gibi çalışan basından, anlı şanlı gazetecilerden pek tık yok. Cılız birkaç kınama… Onda da daha çok HDP’nin vekili ihraç etmesi ön plana çıkarılıyor. Ne kadına yaşatılanlar ne de bir yıldır olayı örtbas etme gayretleri var haberlerde…

Ancak aynı kişiler, mecralar; Ensar Vakfında dışarıdan gelen sosyalist, komünist bir şerefsizin bir çocuğu istismar etmesinden hareketle başta Ensar Vakfı olmak üzere tüm Müslümanları tecavüzcü diye iftiralarla, hakaretlerle karalıyorlar yıllardır. Hem de Ensar’daki vakanın failinin kendi zihniyetlerinden biri olduğunu örtbas ederek…

Yine aynı şekilde HDP’deki vekil yerine Ak Parti’den mahalle temsilcisi bile olsaydı fail, şimdi dünyayı ayağa kaldırmıştı başta ana muhalefet olmak üzere malum kesim… 7’den 77’ye tüm Ak Partilileri tecavüzcü ilan ederlerdi.

Şimdi bakıyorum da sesleri ya hiç çıkmıyor ya da oldukça cılız çıkıyor.

İttifaka zarar gelmesin değil mi?

Dağda, bağda, otağdaki tecavüzcüleri ve bunlara kör, sağır, dilsiz olan ahlaksızları Allah’a havale ediyoruz.

Kadın diye bir derdiniz hiç olmadı ki…