Ülkemizin, milletimizin bekası için çok önemli bir soruna değineceğiz bugün: “ERKEK” ve “ER”lik sorunu!..

“Erkek” kelimesinin kökeni ile ilgili net bir görüş yok. “Er” köküne, “-k” eki getirilerek “güç, kuvvet” anlamına gelen “erk” elde edilmiş, ona da “-ek” eki getirilerek “erkek” kelimesi elde edilmiş diyen var. Kubbealtı Sözlüğü’nde ise “koç” anlamına gelen “irk” köküne “ek” eki getirilerek türetildiği söyleniyor. Muharrem Ergin ise “er” köküne, şu anda işlevsel olmayan “kek” eki getirilerek kelimenin elde edildiğini söylüyor.

Neyse bizim meselemiz, kelimenin kökeni değil; bu kelimenin karşıladığı kişilerin içinde bulunduğu içler acısı durum!..

“Erkek” adam, öncelikle “er” olmalı, yani yiğit, kahraman… Öldüğümüz zaman “Er kişi niyetine!” diyorlar. Eskiden bir kız, evlendiği zaman “Ere vardı.” derlerdi. Çünkü bir adam koca olmuşsa, evlenebilmişse kadının sırtını dayayabileceği dağ gibi bir yiğit, kahraman olarak görülürdü. Erkek; evinin, karısının, çocuklarını her sorumluluğunu alır; onlar için gerekirse ölümü göze alırdı. Ancak karısı da “er”inin yani kocasının sözünden çıkmazdı, onun hoşuna gitmeyecek şeyler yapmazdı. Feministlerin hoşuna gitmeyecek ama Evine göre pişir aşını; erine göre bağla başını.” sözü de bir tecrübenin ürünüdür ve beyhude söylenmemiştir. Bir adamla evlendin ise onu kabullenmişsindir ve onun hoşuna gidecek şeyleri yapmalı, hoşuna gitmeyecek şeylerden de uzak durmalısın. Bu tavır, bir kadın olarak seni küçültmez; seni evinde mutlu, kocanın yanında değerli yapar. Yok, mutlu ve değerli olmak gibi bir kaygın yoksa zaten sana söyleyecek söz kalmamıştır, özgür(!) ama mutsuz ve değersiz yaşamayı göze almışsındır.

Günümüz erkeklerinin ekseriyetinde ise “er” gitti, geriye “kek” kaldı. Islak kek kıvamında soğan erkeği olarak yaşıyorlar. Ne kadını koruyup kollayabilecek kadar “er” ne onu koşulsuz sahiplenecek kadar “yiğit” ne karısı ve çocukları için ölümü göze alabilecek kadar “kahraman” günümüzdeki birçok erkek!..

Yine feministler kızacaklar ama kadın namustur ve erkek namusuna sahip çıkmalıdır. Tabii ki bir Müslüman olarak “Namus sadece kadına hastır, erkek istediğini yapar.” gibi alçak bir zihniyet taşımıyorum. Kadının erkek için ne kadar önemli ve kutsal olduğunu vurgulamak istiyorum. Ama kadını kem gözlerden, kem sözlerden koruyup temiz, pak kalması için gerekirse canını verecek erkekler nerede?

Eskilerin kişiliksiz şairlerinden biri, karısını tüller içinde arkadaşlarına teşhir ederek ne kadar güzel bir hanımı olduğuyla övünürmüş. Şimdi de bunu farklı yollarla yapan, bırak kıskanmayı, karısını teşhir etmekten zevk alan deyyus doldu her yer!..

Sanatçı geçinen biri, “Ben de oyuncuyum,  karıma nasıl ‘Rol gereği öpüşme’ derim?” diyor. Bir diğeri, “Öpüşme sahnelerinde karımı kıskanmıyorum.” diyor. Yuh ya hu, bu nasıl olur!.. Bu sanatsa ben bu sanatın içine tükürürüm. Hiçbir hayvan yoktur ki dişisini başka bir erkekten kıskanmasın!.. Meğerki insan ola…

Günümüzde kadınların fıtrattan uzaklaşma sorunu var ama bunun sebebi, kadınlardan önce erkeklerdir!.. Asıl sorun, erkeklerin fıtratının bozulmuş olması; erkeklerin er, adam gibi adam olamamasıdır!..