İsrail’in yaklaşık bir buçuk aydır Gazze Şeridi’ne bomba yağdırarak çoğu çocuk ve kadın binlerce masum insanı vahşice katletmesi ABD’de ve Avrupa’da geniş katılımlı gösterilerle protesto ediliyor.

Vicdan sahibi Batılılar, İsrail’e kayıtsız şartsız destek veren hükûmetlerinin politikalarını sorguluyorlar.

ABD’de ve Avrupa’da sokakların sesiyle hükûmetlerin tavırları arasında ciddi uçurumlar var.

Örneğin ABD’de yapılan son ankete göre, halkın yüzde 68’i Gazze Şeridi’nde ateşkes ilan edilmesini istiyor ve sadece yüzde 31’i İsrail’e silah gönderilmesini destekliyor.

İsrail propagandasına gözü kapalı destek veren Washington ise Hamas’a yarayacağı gerekçesiyle ateşkese karşı.

İngiltere için de aşağı yukarı aynı şey geçerli.

Tepkiler sonucu içişleri bakanı değiştirilse de Londra’nın İsrail yanlısı genel yaklaşımında herhangi bir değişiklik yok.

Bu durum, normalde halk iradesini temsil etmesi gereken hükûmetlerin kimin ya da kimlerin iradesini temsil ettiği konusunda soru işaretlerine yol açıyor.

İşte tam bu noktada lobilerin rolü gündeme geliyor.

El-Kaide’nin kurucu lideri Usame bin Ladin’in 2002’de Amerikan halkına hitaben yazdığı, siyonist lobilere ve ABD’nin İsrail’e verdiği desteğe dikkat çektiği mektup birkaç gündür Amerikalı gençlerin gündeminde.

Sosyal medyada viral olması üzerine İngiliz The Guardian gazetesinin 21 yıl sonra sitesinden kaldırdığı mektubu okuyan Amerikalı gençler, yayınladıkları TikTok videolarında gerçeklerin farkına vardıklarını söylüyorlar.

Siyonist lobilerin en büyüğü kabul edilen Amerikan İsrail Kamu İşleri Komitesi (AIPAC)’ın, ABD Kongresi’nin yedi üyesinin yeniden seçilmelerini engellemek için en az 100 milyon dolar harcayacağını duyurması da söz konusu lobilerin Amerikan siyasetine doğrudan müdahale ettiğini gösteriyor.

Amerikalı gençler yine sosyal medya hesaplarında hangi politikacının siyonist lobilerden kaç dolar aldığına ya da lobilerin rolüne dikkat çeken videolar yayınlıyorlar ve o videolar sosyal medyayı yoğun bir şekilde kullanan gençleri, İsrail’in hiç beklemediği ve istemediği şekilde etkiliyor.

CNN’de yayınlanan bir ankete göre, İsrail’in Gazze Şeridi’ne düzenlediği saldırıları haklı görenlerin oranı 65 yaş ve üstü Amerikalılar arasında yüzde 81 iken bu oran 50-64 yaş aralığında yüzde 56’ya, 35-49 yaş aralığında yüzde 44’e ve 18-34 yaş aralığında yüzde 27’ye düşüyor.

Diğer bir ifadeyle Amerikalı gençlerin yüzde 73’ü, İsrail’in 7 Ekim’de yediği darbeye misilleme olarak Gazze Şeridi’ne düzenlediği saldırıların haksız olduğu görüşünde.

Gençler artık İsrail’in yalanlarına inanmıyorlar.

İnanmamakla kalmayıp söz konusu yalanları deşifre eden videolar da yayınlıyorlar.

İsrail’in Hamas’ı suçlu göstermek için ileri sürdüğü iddialarla alay ediyorlar.

Gençler arasında Kur’an’a ilginin ve İslam’a yönelişin arttığına dair işaretler var.

İslam’a girdiğini ilan edenlerin birçoğu Gazze Şeridi’nde yaşayan Filistinlilerin onca bombardımana rağmen sabırla direnmelerinden ve “Elhamdülillah” demelerinden etkilendiklerini söylüyor.

İsrail’in Gazze Şeridi’nde gerçekleştirdiği katliamlara Amerikalı ve Avrupalı gençlerin gösterdiği tepkilerin ne kadar kalıcı olduğunu ve hükûmetlerin politikalarını ne ölçüde etkileyeceğini ileride göreceğiz.